Bir infaz davası daha cezasızlıkla bitti

Bir infaz davası daha cezasızlıkla bitti

Esenyurt'ta 2009 yılında İşçi Alaaddin Karadağ'ı öldüren polis, "meşru müdafaa"dan beraat etti. Mahkeme, sanık polis Oğuzhan Vural'ın Polis Vazife ve Selahiyat Kanunu'na uygun davrandığına hükmederek, infazı cezasız bıraktı.

Polisin, Taksim direnişçilerine yönelik saldırgan tutumu, Polis Vazife ve Selahiyat Kanunu'nu yeniden gündeme getirirken, Alaaddin Karadağ'ı öldüren polis de savunmasında, "Yasanın bana verdiği yetkiyi kullandım" dedi. Aynı ifadeyi tekrarlayan Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık polisi beraat ettirdi. 

Türkiye Komünist İşçi Partisi (TKİP) militanı Alaaddin Karadağ, 19 Kasım 2009 tarihinde İstanbul Esenyurt'ta polis tarafından öldürüldü. İnfazın ardından sanık polis Oğuzhan Vural hakkında "kasten öldürme", "kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf", "görevi kötüye kullanma" suçlamalarından Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Ancak bu dava da benzer infaz davalarında olduğu gibi cezasızlıkla sonuçlandı. Polis Vural, bütün suçlamalardan beraat etti.

Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi, polis Vural'ı "insan öldürme" suçundan beraat ettirirken, sanığın "meşru müdafaa yetkisini" kullandığını savundu. Diğer iki suçlama için ise "suçun sanık tarafından işlendiğine dair yeterli delil bulunamadığı"nı savunarak beraat kararı verdi. 
  
Mahkeme, gerekçeli kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yaşama hakkını düzenleyen maddesine atıfta bulundu. Ancak "Bir kişinin hukuka aykırı şiddete karşı savunması", "hukuka uygun bir gözaltına alma kararını uygulama veya hukuka uygun olarak tutulan bir kimsenin kaçmasını önleme" durumunda öldürmenin hukuka aykırı olmadığı değerlendirmesini yaptı.

Mahkemenin, sanık ve avukatlarının asıl savunma mevzisi ise 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyat Kanunu (PVSK) oldu. Bu yasanın 16. maddesi polisin silah kullanma yetkisini düzenliyor. Karadağ'ı öldüren polis Vural'ın da bu yetkisini kullandığını belirtti. Mahkeme de, aynı cümleleri tekrarlayarak, beraat kararı verdi. 

POLİS DELİLLERİ SAKLADI

Alaaddin Karadağ davasının her aşamasında hukuk skandalları yaşandı. Atış mesafesinin tespiti için çok önemli olan Karadağ'ın üst giysilerine iki yıl ulaşılamadı. Sonra giysilerin özel yetkili ağır ceza mahkemesinde bulunduğu ortaya çıktı.

Polis, MOBESE görüntüleri için "elimizde görüntü yok" dedi. Ancak görüntülerin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nin elinde bulunduğu, Cinayet Büro Amirliği'nin dosyaya gönderdiği bir yazıda açık olarak belirtiliyordu.

KEŞİF KARARI VEREN HAKİM SÜRÜLDÜ

9 Kasım 2010 tarihinde görülen duruşmada, mahkeme başkanı, olay yerinde keşif yapılması kararını verdi. Ancak, mahkeme başkanı bu kararın ardından Kandıra İnfaz Hakimliği'ne sürüldü. Yeni heyet keşif kararını uygulamadı. 

YARALI HALDEYKEN ÖLSÜN DİYE BEKLETİLMİŞTİ

Karadağ'ın yaralı halde "ölsün" diye uzun süre bekletildiği de tanık anlatımıyla ortaya çıkmıştı. Duruşmada ifade veren tanık Ayhan Talay, Karadağ'ın yaralı halde saatlerce bekletildiğini, hastaneye götürmek istediğini, ancak polisin buna izin vermediğini anlattı.