Birlik ve Çözüm Konferansı: Çözüm için Öcalan özgür olmalı
Birlik ve Çözüm Konferansı: Çözüm için Öcalan özgür olmalı
Birlik ve Çözüm Konferansı: Çözüm için Öcalan özgür olmalı
Amed'de iki gün süren "Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı" sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın, Kürt sorunun çözümünde yürütülecek müzakerenin sağlıklı ve güvenli biçimde gerçekleşmesi için özgürlüüğü başlıca talep olarak yer aldı.
15-16 Haziran'da Amed'de gerçekleştirilen "Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı"nın sonuç bildirgesi açıklandı. Liluz Otel'de yapılan basın toplantısıyla açıklanan sonuç bildirgesi Kürtçe ve Türkçe olarak okundu. Sonuç bildirgesinin Türkçe bölümünü açıklayan DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, konferansın tarihi önemde kararlar alarak başarıyla sonuçlandığını söyledi. Kürdistani tüm renklerin buluşmasıyla, iki günlük yoğun tartışma ve değerlendirmeler ışığında elde ettikleri sonuçları, tüm Kürdistan ve dünya halkları ile paylaştıklarını kaydeden Tuğluk, Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi kurucu ideolojisiyle tekçi ulus-devlet anlayışının en ağır örneğini yaşattığını dile getirdi.
Kuzey Kürdistan’da Kürt halkı ve Kürdistani tüm toplulukları baskı ve sömürüyle yok etmeye-göç etmeye ve Türklük içinde eritmeye zorlamakla kalmayıp, Anadolu’daki farklılıklara da yaşam hakkı tanımadığın belirten Tuğluk, "Bu bağlamda, Asuri-Süryani, Ermeni, Laz, Gürcü, Alevi, Hristiyan, Musevi, Arap, Çerkez, Türkmen, Mıhallemi, Ezidi, Romanlar, gibi halklar ve kültürler ile İslami grup, cemaatler ve özellikle kadınlar inanılmaz bir baskı ve yıldırma mekanizmasının mağdurları olmuştur. Son yüzyılımız tekçi sisteme karşı Kürdistan ülkesinde başkaldırı ve özgürlük mücadelesi ile geçmiştir. Her defasında yok edilme politikalarına karşın, bugün bu tarihi buluşmayı gerçekleştirmemizde büyük bir öneme sahiptir. Konferansımız, bu serhıldanlarda hayatını kaybetmiş ve şehit olmuş herkesi minnet ve saygıyla yad eder, rahmetle anar. Bu serhildanlar geleneğinin bir parçası olan PKK öncülüğündeki Kürt başkaldırısı son 30 yıldır sürmektedir. Türkiye Cumhuriyetinin bu dönemde de tüm imha, inkar ve baskı uygulamalarına rağmen Kürt halkının direnci kırılamamıştır" dedi.
Barış ve özgürlük özlemi içinde Kürdistani kimliklerin katılımıyla toplanan konferansın Kürdistan ve tüm bölgenin özgür geleceği için anlamlı bir adım atarak, tarihi kararlara ulaştığını vurgulayan Tuğluk, konferansın aldığı 13 maddeden oluşan kararları şu şekilde aktardı:
* Sayın Abdullah Öcalan Kürt Sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için tarihi bir fırsat yaratmıştır. Kürt hareketi sorunun barışçıl ve demokratik çözümü için samimi ve ciddi adımlar atmıştır. Konferansımız hükümetin aynı ciddiyetle ve samimiyetle adımlar atması gerektiğini ifade etmiştir.
* Delegasyonumuz, bu aşamada, hükümetin hala kullanmakta olduğu dil ve üslup, yeni karakol yapımları, koruculuğa yeni kadroların açılması ve askeri hareketlilik gibi uygulamalardan kaygı duymaktadır. Kamuoyunda güven yitimine ve samimiyetin sorgulanmasına yol açan bu uygulamaların derhal sonlandırılması çağrısında bulunur.
* Konferansımız, bu bağlamda, müzakere sürecini sağlıklı ve güvenli bir biçimde sürdürülmesi için demokratik çözüm sürecinin başat aktörü sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep eder.
* Kürdistan halkları kendi tercihleriyle statülerini (özerklik-federasyon-bağımsızlık gibi) belirleme hakkına sahip olduğunu, Kürdistan halklarının kendi kaderini tayin hakkının sadece Kürdistan halkının kararına ve onayına bırakılması Konferansımızda ortaklaşılan bir ilkedir. Konferansımız Kürdistanın bir statüsü olmadan Kürt sorununun nihai olarak çözülemeyeceğini karar altına almıştır.
Delegasyonumuz, çağdaş demokratik bir anayasa yapılmasını talep eder. Kürdistan Halklarının kendi kimliği ile örgütlenme özgürlüğü, anadilde eğitim ve Kürtçenin resmi dil olarak kabulü, anayasal güvence altına alınmalıdır.
* Yoksulluk, göç, işsizlik, ekolojik tahribat gibi devasa toplumsal sorunlar, Kürdistan’da tüm yoğunluğuyla yaşanmaktadır. İçerisinde siyasetin-sivil toplum örgütlerinin-yerel yönetimlerin ve farklı grupların da olduğu bir mekanizma kurularak, kamu kaynaklarının pozitif ayrımcılık ilkesi temelinde Kürdistana aktarılmasının sağlanması gerektiğini önemle vurgular.
* Konferansımız Kürdistanın geleceğinin inşasında gençliğe olan inancını ifade eder ve iradesini önemser.
* Başta hasta ve çocuk tutsaklar olmak üzere cezaevlerindeki tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
* Faili meçhullerin aydınlatılması ve toplu mezarların ortaya çıkarılması için devlet sorumluluklarını yerine getirmelidir.
* Konferansımız 21. yüzyıl en temel sorunlarından birisinin cins çelişkisi olduğu tespitinden hareketle, toplumsallığın en dinamik parçası ve kurucu aktörü olan kadının durumunun toplumdan ayrı ele alınamayacağına dikkat çeker. Kadına yönelik her tür müdahale aynı zamanda topluma yapılan bir müdahaledir. Konferansımız kadına yönelik her türlü saldırının karşısında olduğunu ilan eder. Kürt kadının Kürdistan mücadelesinde oynadığı rol tüm dünyaya örnek olacak şekildedir. Kadının, toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde, özgün ve özerk yapısıyla, karşı cinsle eşit boyutta toplumsallığın her kademesine eşit katılma kararlılığını benimser.
* Kürdistan coğrafyasında yaşayan Ermeni, Asuri-Süryani, Arap, Mıhallemi ve Türkmen gibi birçok halk ile Müslüman, Hristiyan, Musevi, Ezidi ve Aleviler gibi inanç grupları hem devletin politikaları nedeniyle hem de bu politikaların yol açtığı yanlış bilinç nedeniyle önemli zorluklar yaşamaktadır. Öncelikle tüm bu geçmişle yüzleşerek, yeni, eşit bir yaşam kurmak gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle kimliklerin özgürce ve inançları doğrultusunda yaşayabilmeleri ve gereken koşulların sağlanması için Konferansımız etkin çaba içinde olacaktır. Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı 20. yüzyıl boyunca tekleştirici politikalar nedeniyle kendi topraklarından kopmuş tüm kesimleri geri dönmeye çağırır.
* Konferansımız, Rojava parçasında kendi özgücüyle ve kendi özgün siyasetiyle gerçekleşen halk devrimininin yanında olduğunu belirtir. Kürt Yüksek Konseyi şahsında, birliğini ve ittifakını büyük ölçüde sağlamasını önemli görür. Rojava’da elde edilen kazanımların her Kürdistanlı tarafından korunması gerektiğine işaret eder. Diktatörlük rejimi ve Suriye muhalefetinde yer alan kimi çeteci grupların Rojava’ya yönelik tüm saldırılarını kınar. Konferansımız Rojavanın, sınır kapılarının açık tutularak tüm Kürdistanlıların Rojavaya yardım yapması çağrısında bulunur. Uluslar arası camiayı Suriye ile ilgili mekanizmalara Rojava Kürdistanını resmi olarak dahil etmesini talep eder.
* Ulusal Konferansın toplanmasının yaşamsal önemde olduğunu ifade eden konferansımız, Kuzey Kürdistan Konferansı olarak bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceği iradesini beyan eder. Irak Cumhurbaşkanı sayın Celal Talabani, Kürdistan Federe Bölgesi Başkanı sayın Mesut Barzani, KCK Başkanlık Konseyi ve tüm diğer Kürdistani güçleri, Ulusal Konferans’ın bir an önce toplanması için girişimde bulunmaya çağırır.
* Konferans delegasyonu, Kürdistan davasına katkı sunmuş her siyasi şahsiyet ve yapının emeğine saygı ve minnetle yaklaşır.
* Konferansımız BM, İKÖ, AB ve dünya halklarını Kürdistan halkının adalet, özgürlük, eşitlik için verdiği mücadelesine karşı sorumlu davranmaya davet eder. Konferansımız tüm uluslar arası örgüt ve devletlerden PKK’nin terör listesinden çıkarılmasını talep eder.
* Konferans delegasyonu Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı’nın iradesini temsil edecek “Birlik ve Çözüm Komitesi” oluşturma kararı vermiştir. Bu mekanizma, yeni katılımlara açık bir şekilde konferansın aldığı tüm kararları takip etme, uygulama ve ihtiyaç duyduğu alanlarda komisyonlar kurma ve daha sonraki dönemlerde Konferansı yeniden toplama iradesine sahiptir. Bu komite demokratik müzakare sürecinin etkili organı olma misyonuyla çalışmalarını yürütür.
* Konferansımız; Türkiye halklarını, Konferansımızda açığa çıkan iradeyi tanımaya, esas almaya ve Türkiye Cumhuriyeti devletini Kürt halkının haklarını tanıması için baskı kurmaya çağırır. Aynı zamanda Konferansımız demokratik ve meşru mücadelesini destekler. Konferansımız ve birliğimiz tüm Kürdistan halkına hayırlı olmasını diliyoruz.
Tuğluk'un ardından bildirge metni Kürtçe okundu. Daha sonra alınan kararlar arasındaki "Birlik ve Çözüm Komitesi"nin misyonu ve rolü ile yer alacak kişilerin isimlerine ilişkin soruya Tuğluk, "Konferans iradesi açığa çıkardık. Bir aşama katettik. Kendi aramızda tartışacağız ve kısa süre sonra bunu kamuoyuna açıklayacağız. Değerli tartışmalar yürütüldü. Kürdistani siyasi partiler, örgütler düşüncelerini ve yaklaşımlarını dile getirdiler. Devlete dair kaygılar dile getirildi. Sayın Öcalan'ın metninde de Kürdistani yapılara sorumluluk daveti vardı. Bu anlamda gelecekle ilgili sorumluluk alınması çağrısıydı. Konferansımız bunu anlamlı buldu. Heyecanlı ve coşkulu ulusal birlik ifade edildi. Net bir yaklaşım sergilendi. Bu anlamıyla konferansımız kendini muhatap olarak görecek. Yol haritası belirleyerek rolüne ve misyonu ortaya koyacak" diye yanıt verdi.
Devletin atması gereken adımlar hususundaki bir soruyu ise Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP) Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, şöyle yanıtladı: "Hükümetin adımları konusunda yani sürecin ikinci aşamasını kapsayan beklentiler var. Anayasa bu akımdan beklenti gösterilen bir durum. Bu konuda da adım atılmadı. Konferansımız bunu yürüteceği mücadele sürecinde dile getirecektir."
Sonuç bildirgesinin Kandil'e, Öcalan'a gönderilmesi yönündeki soruya ise Çiftyürek, "Sonuç bildirgesi, Kandil'e, İmralı'ya, Birleşmiş Milletler'e (BM), Avrupa Birliği'ne (AB) ve hükümete de iletilecek" yanıtını verdi.