Der Spiegel: Kürtler Suriye’deki iç savaşın içine çekiliyor

Der Spiegel: Kürtler Suriye’deki iç savaşın içine çekiliyor

İç savaşın giderek bir çıkmaza girdiği Suriye’ye giden Alman Der Spiegel muhabiri Kurt Pelda, Kürtlerin rolüne değinen bir yazı kaleme aldı. Pelda, rejim ile parçalı duruşlu ve kısmen El Kaide destekli isyancılar arasında ‘üçüncü  yol’ olarak adlandırılan tarafsız çizgisiyle fark yaratan Kürtlerin askeri olarak da güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Kürtlerin giderek Suriye’deki iç savaşa çekilmek istendiğine değinen Spiegel muhabiri, rejim ile rejim karşıtlarının barbarca tutumlarına rağmen, Kürtlerin Rojava’da kurduğu güvenlik ve idare sistemini de incelemiş.

Bir grup islamcı militan ile Halep’ten Halk Savunma Birlikleri YPG’nin kontrolündeki Afrin’e giden Spiegel muhabirinin ‘Suriye’de iç savaş-Kürtler iç savaşın içine çekiliyor’ başlığıyla yayınlanan izlenimlerinin önemli bölümlerini aktarıyoruz: 

“Sünni isyancılar Halep’in kuzeyindeki düzlüklerden İdlib’e gittiklerinde Simon Dağları’ndan geçmek zorundalar. Halep’ten giden yol daha kısa ancak, kentin batısı rejim güçlerinin, doğusu ise isyancıların elinde. Buradaki bağlantı yolu Kürtlerin kontrolünde ve onlar da geçişlere izin veriyorlar.

KÜRTLER, ESAD VE SERT KAFALI İSLAMCILAR ARASINDA HEBA OLMAK İSTEMİYOR

Arabada 20 yaşlarında, babası Kürt, annesi Sünni-Arap olan ve İslamcı isyancılara katılan Fahdi de bulunuyor. Silah arkadaşları onunla Kürt kökeni üzerine şakalar yapıyorlar ve davaya  (islami) bağlılığından şüpheleniyorlar. Çünkü Kürtler ustaca bir biçimde Esad Rejimi ve isyancılar arasında manevra yapıyorlar.

Bunun tersini ispat etmek isteyen Fahdi Kürt akrabaları için şunları söylüyor: “Onlara gerçek Müslümanların nasıl yaşamaları gerektiğini öğreteceğiz”. İşte tam da bu tür söylemler nedeniyle de Kürtler, Esad rejimi ile İslamcı ‘sert kafalılar’ arasında heba olmak istemiyorlar.

KUŞATMA ALTINDAKİ ALEVİ KENTLERİ ZORDA

İsyancılar için düşman sadece Batı Halep’te değil. Alevi nüfusa sahip olan ve Simon Dağları’nda bulunan Nubol ve Zehra kasabaları da düşman. Bu iki ‘adacıkta‘ yaşayan 60 bin kadar sivil ve asker  rejim karşıtı isyancılar tarafından kuşatılmış durumda ve hükümet medyasına göre çocuklar açlıktan ölmeye başladılar. İsyancılar (İslamcılar) roket ve diğer silahlarla bu ‘adacıklara‘ saldırıyorlar ve sivillerin de ölmesine yol açıyorlar. Ve böylece de kısa süre önce Alevilerin yoğunlukta olduğu Akdeniz kıyı şeridi bölgelerinde olduğu gibi Sünnilere karşı yapılan katliamların intikamını alıyorlar.

SURİYE İÇ SAVAŞI: BİR DİN-MEZHEP KAVGASI

Alevilerin yaşadığı ada halindeki bölgeler Sünni isyancılar için ‘düşman bölgesi‘ oluyor. Aynı şekilde Simon Dağları’nın doğu eteklerindeki Şii Aleviler de kentlerinin isyancılar tarafından ele geçirilmesinden korkuyorlar. İslamcı militan Ömer, buralardaki rejim askerlerini ‘kıyma makinesine koyacakları ve köpeklere yem edecekleri’ tehdidinde bulunuyor.

Suriye iç savaşı giderek bir din ve mezhep savaşına dönüşüyor ve acımasızlığa gelince isyancılar tam da karşıtlarına (rejim askerleri) benziyorlar. Geçtiğimiz günlerde internette görülen kafa kesme resimlerinin gerçek olduğunu öğreniyoruz. İktidar, öldürülen kişilerin sivil olduğunu söylüyor. İsyancılar ise olayı yapanların Çeçen olduğunu ve öldürülenlerin Nubol kentinden rejim yanlısı milisler olduğunu iddia ediyorlar. Bunu bilmek imkansız belki, ama her halükarda korkunç bir savaş suçuydu.

TÜRKİYE’DEKİ ANLAŞMA SURİYE SAVAŞINI ETKİLEYECEK

Çok geçmeden arabamız dağların doruklarındaki ilk Kürt köyüne ulaşıyor. Bazı yerlerde Irak Kürt Federal Bölgesi’ne ait kırmızı-beyaz-yeşil flamaları görmek mümkün. Ancak yoğunluklu olarak duvarlarda Demokratik Birlik Partisi (PYD)‘nin sarı-kırmızı-yeşil amblemleri dalgalanıyor. İslamcı Fadi’ye göre onlar (PYD) komünistler ve Allah’ı tanımıyorlar.

Kısa süre önce hapiste bulunan Kürt lider Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla bir ateşkes ilan edildi ve Türkiye Suriye’deki isyanın ‚ikmal alanı‘ olduğu için bu Kürt-Türk ateşkes anlaşmasının Suriye’deki çatışmalara da etkisi olacak.

Koyun sürülerini kayalık tepelere doğru süren çobanların yanından geçiyoruz. Az sonda da Kürt Halk Savunma Birlikleri (YPG)‘nin kontrol noktasına varıyoruz. Nöbet kulübesinde tozlanmış, sarı zemin üzerine kırmızı yıldızlı YPG bayrağı dalgalanıyor. YPG, Suriye Kürt bölgesinde bir çeşit hükümet görevi gören Kürt Yüksek Konseyi’nin (KYK) askeri milisi. YPG’nin bayrakları, KYK ve ÖSO flamaları ile yan yana duruyor. Birbirlerine sadakati simgeleyen renkli bir karışım. Sadece Esad Rejimi’nin sembolleri yok. 

KÜRT SAVAŞÇILARDA SIKI BİR DİSİPLİN HAKİM

Babası Afrinli Kürt, annesi Arap olan Fahdi, Afrin’de yaşayan kız kardeşinden evleneceği kız hakkında tavsiye almak için geliyor. Hiç tanımadığı (kız) kişi ile buluşması öncesi de ‘tüy tüy olan Selefi sakalını‘ tıraş etmiş. „Suriyeli kadınların çoğu sakal sevmiyorlar“ diye kendini savunuyor Fahdi.

Tıraş olmuş haliyle Fahdi’yi en fazla bilemedin bıyık bırakan YPG savaşçılarından ayırt etmek mümkün değil. Kontrol noktasındaki YPG’liler bize sorunsuz bir biçimde Afrin’e gitmemize izin veriyorlar. Arap isyancıların aksine, Kürt milislerinde sıkı bir disiplin hakim.

Fahdi’nin kardeşine uğramadan önce kentteki hükümet binasına doğru çeviriyoruz direksiyonu. Afrin yoğunluktan patlayacak gibi. Çünkü başta Halep’ten olmak üzere bir çok insan buraya sığınıyor. Geçtiğimiz Temmuz’da YPG güçleri Esad’ın askerlerine Kürt bölgelerini terketmeleri için bir ültümatom vermişti. Bunun üzerine hükümet güçleri arkalarında bazı silahlarını da bırakarak Afrin ve bazı yerlerden çekildiler. Bu nedenle de ÖSO’lu isyancılar Kürtleri Esad ile çalışmakla suçladılar, ki YPG bunu sert bir biçimde reddediyor.

KÜRTLER UZUN SAVAŞ TECRÜBESİ SAYESİNDE ASKERİLEŞTİ

Kimse YPG’nin tam olarak kaç askeri olduğunu bilmiyor. Kimi tahminler 10 bin kişi diyor. Ancak bu daha fazla olmalı, çünkü Suriye’de 2-3 milyon civarında Kürt yaşıyor. Kürtler yalnızca Afrin’de değil, Türkiye sınırı boyunca ve Suriye-Irak-Türkiye arasındaki uç bölgede de varlar.

Dışarıda genç erkek ve kızlar tahtadan yapılmış silahlarla eğitiliyorlar. Öncelikle ekzersiz yapmayı ve tahta Kalaşnikovları tanımayı öğreniyorlar. Yeşil-gri pantalonlarının üzerinde tek renk bir üniforma gömlek ve geniş bir kumaş kemer taşıyorlar. Kızlar da PYD’nin renklerinde fularları başlarına sarmışlar.

Uzun savaş tecrübeleri sayesinde Kürtler oldukça askerileşmiş ve tümüyle silahlanmış durumdalar. İslamcı isyancıların saldırılarını şimdiye kadar rahatlıkla geri püskürttüler. Kürtler, Esad’ın savaş uçaklarından da korkmuyorlar. İmad adlı YPG savaşçısı gülerek şöyle diyor: “Uçaklar gelirse onları vururuz. Ne de olsa uçaksavarlarımız var bizim”.

HAKLAR ANAYASADA GARANTİ ALTINA ALINMADAN DESTEK YOK

Hükümet binasının oldukça düzenli bir biçimde düzenlenmiş bir bürosunda Sinem Muhammed ile buluşuyoruz. Kararlı duruşlu bu kadın, (kendi deyimiyle) Batı Kürdistan (Rojava) hükümeti olarak bilinen KYK’nin üyesi. “Biz kendimizi Esad karşıtı muhalefetin bir parçası olarak görüyoruz, ancak silahlı çatışmada tarafsız kalmaya çalışıyoruz. Devrimi ancak isyancılar gelecekteki Suriye anayasasında Kürtlerin haklarını garanti altına alırlarsa destekleyeceğiz. Ancak şimdiye kadar buna hazır değiller” diyor Muhammed.

Elbette Kürtler de ÖSO liderleriyle görüşüyorlarmış, ancak onların tek bir kumanda merkezleri yok. “Ilımlı birliklerden aşırı dincilere ve El Kaide’ye kadar bir çok grup var” diyor Sinem Muhammed. Bu çok parçalılık da Suriye’deki devrimin en büyük problemi imiş.

Ayrıca, Sinem Muhammed’e göre Esad akıllı bir hamle ile devrimi Sünniler ve Aleviler arasında bir din-mezhep savaşına dönüştürmeyi başardı. “İsyancılar (islamcılar) bir Aleviyi esir alırlarsa onu ‘bir hayvan gibi keseceklerini’ söylüyorlar.” diye anlatıyor Sinem Muhammed.”

KÜRTLER SURİYE’DEKİ  İÇ SAVAŞIN İÇİNE ÇEKİLİYOR!

Der Spiegel’deki izlenim yazısının son bölümünde genel bir yorum yapan Kurt Pelda, YPG’nin diğer bölgelerin aksine Halep’te tarafsızlığını terkettiğini ve Arap isyancılara Kürt mahallelerini Esad güçlerine karşı kullanmalarına izin verildiğini iddia ediyor. Pelda, Kürtlerin istememelerine rağmen, giderek Suriye’deki iç savaşın içine çekildiği tespitini de yapıyor.

“Kürtler en azından Halep’te ÖSO ile ortak bir duruş sergilediler. PYD, Nisan ayında Esad Rejimi’ni Kürt mahallesi Şeyh Maksut’da kimyasal silah kullanmakla suçladı. O zamanki bazı video filmleri ağızlarından köpük çıkan yaralıları gösteriyordu. PYD, bundan bir kaç gün sonra da Esad’ın hava kuvvetlerini Afrin kenti çevresindeki köyleri bombalamakla suçlamıştı.

Kürtler her iki tarafın da (rejim ve isyancılar) korkmasını gerektirecek nitelikte olan bir askeri güce sahipler. Ancak, (her ne kadar istemeseler de) bir iç savaşın içine doğru çekiliyorlar gibi görünüyor.

Ara başlıklar tarafımızdan yazının belirli yerlerinden seçilmiştir.

 

 

.