
Diyarbakır Zindanı’nın müze olması yolundaki ilk somut adım olan "Diyarbakır Cezaevi Koordinasyon Merkezi", o vahşet döneminin tanıkları ve vahşete karşı direnerek yaşamını yitirenlerin yakınları tarafından açıldı.
Diyarbakır Zindanı'nın müze olması için başlatılan çalışmaların somut bir ayağı olan Sümerpark Ortak Yaşam Alanı'nda "Diyarbakır Cezaevi Koordinasyon Merkezi" cezaevindeki vahşete karşı direnerek, yaşamını yitirenlerin yakınları tarafından açıldı. Eşref Anyık, Mahmut Zengin, Ferhat Kurtay ve Necmi Öner'in zulme karşı bedenlerinin ateşe yatırdıkları günün yıldönümünde gerçekleşen açılışa cezaevinde, yaşamını yitiren PKK'in öncü kadrolarından Hayri Durmuş, Mazlum Doğan, Ali Çiçek, Ferhat Kurtay, Kemal Pir, Necmi Önen ve Akif Yılmaz'ın ailelerinin yanı sıra o dönem vahşete tanıklık eden isimler, Amed Büyükşehir Belediyesi eş başkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, akademisyenler Baskın Oran, Doç. Dr. Murat Peker, Prof. Dr. Turgut Turhanlı, Eşber Yağmurdereli, İsmail 78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, HDP'nin Amed milletvekili adayı ve aynı zamanda Kemal Pir'in yeğeni Ziya Pir, HDP adayları Feleknas Uca ve Nesrin Şanlı, HDP ve DBP'li yöneticilerin yanı sıra kalabalık bir kitle katıldı. Açılış sırasında vahşete tanıklık edenlerin yanı sıra ailelerin de duygusal anlar yaşadığı gözlenirken, kimisinin anlatılan öyküler karşısında gözyaşlarına hâkim olamadığı görüldü.
Açılış cezaevinde direnerek yaşamını yitirenlerin isimlerinin tek tek okunması ve ardından saygı duruşu ile başladı. Açılışın ardından ilk olarak konuşan Büyükşehir Belediyesi Yerel Ekonomiyi Güçlendirme Daire Başkanı Necati Pirinççioğlu, cezaevinin müze olma sürecine kadar merkezin açık olacağını ve bu kapsamda burada yürütülecek çalışmalarla "nasıl bir müze" sorusuna cevap aranacağını kaydetti.
Daha sonra konuşan Mazlum Doğan'ın ablası Arife Yıldırım, söz alarak, kardeşiyle ilgili birkaç anısını paylaştı ve "Herkes gibi o da solcuydu. Ankara'ya gittikten sonra kendi halkının mücadelesini veren arkadaşlarıyla tanıştı ve kendisini bu davaya adadı. Cezaevindeki zulme karşı farklı bir eylem arayışına girdi ve zulmü 3 kibrit çöpüyle parçaladı. Ardından Dörtler ona cevap oldu" diyerek, cezaevinin müze olarak toplumsal bir hafızaya dönüştürülmesi gerektiğinin altını çizdi. Cezaevinin müze olması için verilmediği takdirde Kürt halkını güçlü olduğunu ve gerekirse orayı işgal ederek vermeyeceğini belirten Yıldırım, Kürt halkının cezaevinde yaratılan o direniş geleneğine de sahip çıkacağını söyledi.
Daha sonra konuşan akademisyen Prof. Dr. Turgut Turhanlı, Diyarbakır Zindanı'nın müzeye dönüştürülmesi girişiminin kökeninde yok olma dayatmasına karşı var olma direncinin yattığını belirtti. Sonrasında konuşan 78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can ise merkezin aşılması aşamasına kadar yapılan çalışmalara ilişkin bilgilendirmede bulunarak, merkezin açılmasıyla birlikte vahşetin tanıklarını tümüne ulaşmayı ve hepsini kayıt altına almayı hedeflediklerini söyledi.
Ardından konuşan Doç. Dr. Murat Peker, Türkiye'de bir ilkin gerçekleştirildiğini belirterek, "Türkiye kara sayfası bol, katliamı ve eziyeti bol bir ülke. Son yüzyıllık tarihinde en azından cumhuriyet tarihinde çok fazla yüzleşilmesi gereken karar sayfa var. Ama maalesef resmi anlamda şimdiye kadar yüzleşilen sayfa sayısı sıfır. Şimdiye kadar hiçbir kara sayfa ile yüzleşilmiş değil" diye konuştu.
Peker'in ardından konuşan Prof. Dr. Baskın Oran, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın manevi babası olan Kenan Evren, 3 amaç güttü. Bunlardan birincisi, Türkiye Türkiye'de demokrasiyi ortadan kaldırmak, bunu 1982 anayasası ile yapmak istedi. İkincisi, Türkiye'den etnik ve dini kardeşliği kaldırmak, bunu Türk-İslam sentezi ile yapmak istedi. Üçüncüsü, Türkiye'deki Kürtleri ortandan kaldırmak; işte bunu da simgesel olarak 5 Nolu cezaevi rezaleti ile uygulamak istedi. Bu üç rezaletin üçü de bugün sürdürülmek isteniyor" diye konuştu.
Oran'ın ardından Eşber Yağmurdereli de, kısa bir konuşma yaptı. Sonrasında konuşan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da Hakikatlari Araştırma Komisyonu'nun kurulmasının gerekliliği üzerine açıklamalar da bulunarak, cezaevinin müze yapılmasının toplumsal hafızanın oluşturulması açısından önemine dikkat çekti. Sonrasında konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı ise 5 Nolu cezaevindeki direniş geleneğinin bugün Kobanê'de yaşadığını belirterek, Kürtlerin bu noktaya gelmesinde bu direniş geleneğinin yattığını işaret etti. Anlı'nın ardından bir dönem 5 Nolu Cezaevi'nde de kalan Gültan Kışanak, duygulu bir konuşma yaptı. Açılışta Kemal Pir'in yeğeni Ziya Pir de kısa bir konuşma yaptı.
Konuşmaların ardından merkezin açılış kurdelesi cezaevinde direnerek yaşamını yitiren kahramanların yakınları tarafından kesildi. Merkezin ziyareti sırasında da kimi kadınların kaybettiği yakınlarının fotoğraflarını dokunarak, duygulu anlar yaşadığı görüldü. Yine kimisi yanında getirdiği kırmızı karanfilleri de yakınlarını fotoğraflarının yanına koyarken, ilk defa bir araya gelen ve yaşamları Diyarbakır Zindanı'nda birleşen bu aileler, toplu fotoğraflar çektirdi. Açılışta en dikkat çeken ayrıntı ise o dönemde cezaevinde kalan aralarında Kışanak'ın da bulunduğu dönemin tutsaklarının hep bir ağızdan "Tarihin şen çocukları" marşını hep bir ağızdan okuması oldu.