DÖKH’ün kadın konferansı Cansız, Doğan ve Şaylemez'e adandı

DÖKH’ün kadın konferansı Cansız, Doğan ve Şaylemez'e adandı

Demokratik Özgür Kadın Hareketi, Amed’de 31 Mayıs-2 Haziran tarihleri arasında bir konferans düzenliyor. Konferans Paris’te katledilen 3 Kürt kadın siyasetçi, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’e adandı.

DÖKH’nın konferans hazırlık komisyonu tarafından kaleme alınan çağrı yazısı şöyle: “Biz Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) Jin, Jiyan, Azadi diyoruz yıllardır. Kadının özgür yaşamını kurmak için alanlardayız, kendimize yeni alanlar yaratmaktayız. Aslında milyonlarca kadınız bu mücadelede. Karşılaşmalarımız oldu cezaevi önlerinde; sokak protestolarında, bazen bir panelde bazen bir mitingde… Selamlar gönderdik selamlar aldık 8 Martlarda, 25 Kasımlarda. Coşkumuzu artırdık grev halaylarında, katillerimizi bulmaya ant içtiğimiz acıyı paylaştık cenazelerimizde. Kadının özgür yaşamını örmek için aklımızda hep Türkiye sınırlarını aşan bu karşılaşmaları daimi hale getirmek vardı.  Ancak, 9 Ocak 2013’te Paris’te Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez arkadaşlarımızın katli aklımızdaki bu Ortadoğu kadın buluşmasını ivedilikle pratiğe dökme kararlılığını yarattı. Arkadaşlarımızın katliamına verilecek en yerinde cevaptı sanki her yerdeki Sakine, Fidan ve Leyla’larla tanışmak, dokunmak ve buluşmak.

On kişilik bir çalışma grubu ile çıktık yola. Üç ay boyunca sınırsız bir titizlikle Ortadoğu’da kadın üzerine okuduk, tartıştık, yazıştık. Önce Tunus’ta Dünya Sosyal Formuna gittik, sonra kendimizi Nepal Kadın Buluşmasında bulduk.  Siz Ortadoğu dediğimize bakmayın, biz Ortadoğu’nun coğrafi sınırlarını epey bir zorlayarak Hindistan’a kadar uzandık. Bu buluşma 25 ülkede farklı farklı kültürden, inançtan, etnisiteden, cinsel eğilimden, yaştan, sınıftan ve dilden Doğulu kadınların buluşması olacak; tıpkı Sakine, Fidan ve Leyla’nın buluşması gibi.

Hayatlarını kadın ve özgürlük mücadelesine adamış üç Kürt kadın arkadaşımızın egemen güçlerce katlini unutmadık, unutturmayacağız. Kadının örgütlü mücadelesini hedef alan bu güçlere büyüyerek, çoğalarak ve örgütlülüğümüzü genişleterek cevap veriyoruz. Egemenlerin sınır tanımayan katliamlarının karşısına kadının sınır tanımayan mücadelesini ve özgür yaşam iradesini bir kez daha ısrarla ortaya koymak için 31 Mayıs, 1 ve 2 Haziran 2013 tarihlerinde Amed’de buluşuyoruz.

Ev sahibi olan DÖKH adına Fatma Kaşan açılış konuşması ile konferansı başlatacak. Cezaevlerindeki kadın tutsak arkadaşların mesajının ardından Gültan Kışanak, Aysel Tuğluk ve Filistin’den konuğumuz Laila Khalid katılımcılara hoş geldiniz,  iyi ki geldiniz diyecekler.

İlk gün, İran’dan kadın çalışmaları ve toplumsal cinsiyet konusunda akademik çalışmaları ile tanınan Shahla Ezazi, Afganistan’dan Kharzai hükümetine karşı en güçlü muhalif ses ve eski parlementer Malalai Joya, Mısır’dan kadın mücadelesi üzerine çalışan Rabab el-Mahdi ve Filistin’den Rabab Abdülhadi ile kadın tarihimize bakacağız. Rojava’dan Asiye Ebdula ve Sosyalist Feminist Kollektif’ten Filiz Karakuş geçmişten bugüne erkeklerin ve savaşların tarih yazdığı bu coğrafyada biz kadınların tarihine ışık tutacak. Türkiye’den Fatma Bostan Ünsal toplumsal cinsiyet ve Ortadoğu’da kadın tarihini Müslüman kadın bakış açısı ile analiz edecek. Erkek egemen sistemin işgali altında bin bir bedel, emek, gözyaşı, alın teri, direniş iradesi ve özgürlük tutkusu ile yazdığımız mücadele tarihini hep birlikte okuyacağız, tartışacağız.

Konferansın ikinci günü Filistin kadın hareketi deneyimlerini bu mücadelenin sembol  aktivistleri Amal Whadan ve Rawda Odeh’den dinleyeceğiz. Mısır’da orduya dava açmış ilk kadın Samira İbrahim devrim sürecinde kadının militarist düzen ile mücadelesini anlatacak.  Mısır’da Değişim için Ulusal Meclis üyesi Shahenda Maklad değişim sürecinde köylü mücadelesini paylaşacak. İran’dan akademisyen Firouzeh Mohajer, çatışmalı bölgelerde barış üzerine çalışan Susan Tahmasabi ve  kadın idamları davalarının sanık avukatı  Shadi Sadr İran’ın diktatör sistemine karşı kadınların ailede, Şeriat hukukunda ve sosyal hayatta verdiği mücadeleyi  Bir Milyon İmza Kampanyası , Recm Asla ve daha birçok eylemlilik üzerinden anlatacak. Pakistan’dan sanatçı Sarah Husein Kadının Direniş Sesi olacak. Hindistan’dan aktivist Ranjana Kumari kadın mücadelesini emek mücadelesi çerçevesinden okuyacak.  Libya’dan ise Kaddafi sonrası düzeni şekillendiren kadınlardan hukuk profesörü Salwa El Daghili “geçiş dönemi adalet”,  anayasa yazımı ve demokratikleşmede kadının rolünü aktaracak. Fas’tan sanatçı Naima Zitan ile teatral performansların nasıl bir aktivizm alanına dönüştüğünü konuşacağız.

Kürdistan’ın dört parçasından ve diyasporadan biz Kürt kadınları da sömürgeci güçlere ve erkek egemen sisteme karşı verdiğimiz cins ve özgürlük mücadelesini yerelde, ulusalda ve ulus ötesi alanda nasıl ördüğümüzü paylaşacağız.

Ve son gün Ortadoğu’daki değişim ve dönüşüm sürecinde ortak bir direniş hattı örmek; gerçekleşen dönüşüm süreçlerinde bedelini ve emeğini veren özneler olarak yer almak için kurabileceğimiz örgütlenme modelleri  üzerine hep birlikte tartışacağız. Bu konuda birçok çalışması bulunan İranlı akademisyen Minoo Moallem uluslar ötesi örgütlenme modellerini bize örneklendirecek. Tunuslu Kadınlar Koalisyonu modelini Salwa Ben Afia Giga, Barış için Kadın Girişimi modelini Nükhet Sırman aktaracak.  Arap Kadın Birliği’nin Genel Sekreteri  Ramzia Abbas El-Aryan ise Arap Dünyasında kadınların nasıl yanyana gelerek örgütlendiğini bizlerle paylaşacak. Mısır Sosyalist Partisinden Karima Ali Hefnawy ve Arap Dünyasında Kadın Ayaklanması Ağı’ndan Faraq Barqawi ise geleneksel ve sosyal medya alanında kadın örgütlenme modellerini tanıtacak.

Bu yoğun gündemli konferansa isimlerini sayamadığımız daha yüzlerce kurum, inisiyatif ve hareketten kadınlar katılacak. Barış Anneleri, Anti-Kapitalist Müslümanlar, emek örgütleri, feministler, hak örgütleri, LGBT bireyler, yazarlar, araştırmacı-gazeteciler, sanatçılar, entellektüeller, akademisyenler ve aktivistler kendi rengi, özgün fikirleri, hayat bilgileri ve sesleri ile Sakine’nin, Fidan’ın ve Leyla’nın anılarına birer kırmızı karanfil ekecekler. Kıyılan canlarıyla sekteye vurulmaya çalışılan cins ve özgürlük mücadelesinin yarım kalmadığı ve kalmayacağı egemenlere bir kez daha beyan edilecek.

Konferans boyunca her akşam Amed’in başka bir köşesi bizleri ağırlayacak. Tanışıklığımızı ve tartışmalarımızı akşamları Mayıs serinliği ve hüznünün getirdiği Ortadoğu ezgileri eşliğinde pekiştireceğiz.

3 Haziran’da tüm konferans katılımcıları ile binlerce yıllık Amed’in çok dilli çok dinli dokusunu yadedeceğiz. Surp Giragos Kilisesi’nden Meryem Ana’ya oradan Ulu Cami’ye uzanacağız. On gözlü köprüden Dicle’ye özgürlüğe ve adalete dair dileklerimizi akıtacağız.

Savaşta da barışta da bizim mücadelemiz egemenleri hep rahatsız etti ve biz Ortadoğu Kadın Konferansı’yla egemenleri ve erkek egemen sitemi rahatsız etmeye devam edeceğiz. Onların önümüze koyduğu ölümlere karşın biz yaşamda çoğalarak cins ve özgürlük mücadelemize devam edeceğiz. Jin, Jiyan, Azadi!”