Ethem Sarısülük davası: Takke düştü kel göründü!

Ethem Sarısülük davası: Takke düştü kel göründü!

Polis kurşunuyla öldürülen Ethem Sarısülük davası polis ve mahkemenin provokasyonu nedeniyle ertelenirken, duruşmaya gelen sanık polis Ahmet Şahbaz'ın tanınmamak için peruk takarak geldiği ortaya çıktı.

Gezi Parkı eylemine destek gösterileri sırasında 1 Haziran'da Ankara Kızılay Meydanı’ndaki Güvenpark’ta Ahmet Şahbaz adlı çevik kuvvet polisinin yakın mesafeden açtığı ateş sonucu kafasından yaralanan ve 14 Haziran'da yaşamını yitiren Ethem Sarısülük'ün öldürülmesi olayıyla ilgili davanın ilk duruşması görüldü. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada Sarısülük'ün yakınları, Sarısülük ailesinin avukatları ile İHD ve ÇHD'den çok sayıda müdahil avukat, sanık polis Şahbaz ve avukatları hazır bulundu. 

Çok sayıda STK ve uluslararası gözlemcinin de izlemek istediği duruşmaya CHP milletvekilleri Hüseyin Aygün ve Levent Gök de izlemek istedi. İlk duruşma arbede ve tartışmalarla başladı. Salona herkesten önce bir grup sivil çevik kuvvet polisin olması avukatlar ve ailenin tepkisine neden oldu. Salon önünde yoğun biçimde konuşlandırılan çevik kuvvet ve sivil polisler dikkat çekti. 

Mahkeme başkanı, tabancası olanın salona alınmamasını isterken, salonda olan ve ayrıca içeri girmek isteyen polisler için de dışarı çıkarma işlemi yapmaması üzerine avukatlar itiraz etti. Uzun süren tartışmalarda avukatlar mahkemenin bu uygulamasının usulsüzlük olduğunu belirterek, yargılamanın polisler olmadın gerçekleşmesini istedi. Bu sırada gerginliğin yaşanması nedeniyle avukatlar, mahkeme heyetine hitaben, "Adil, adaletli olun. Yargılama alenilik ilkesine uyulsun. Polisleri çıkarırsanız gerginlik sona erer" dedi. 

Mustafa Sarısülük, gerginlik üzerine "Böyle olacaksa çekilelim. Polis tahrik ediyor. Polise zarar verecek değiliz" dedi.

Gerginliğin sürmesi üzerine mahkeme başkanı, CMK'nin 182. maddesine dayanarak, yargılamanın "kamu güvenliğini tehdit ettiği" gerekçesiyle kapalı olarak sürdürülmesine karar verdi. Bunun üzerine Sarısülük ailesinin avukatlarından Murat Yılmaz, karara itiraz etti. 

Yılmaz, mahkemenin taraf olduğunu belirterek, "Burada polisin tehlikeye düşmesi söz konusu değil. Duruşma saati 09.00. Ancak müştekiler, vekilleri, sanık ve vekilleri yerini almadan saat 08.40'da 4 sıra sivil çevik kuvvet polisleriyle dolduruldu.Sanık polisin olması gereken yerde 5 kişi vardı.  Bu kişilerin polis oldukları tarafımıza iletildi. Duruşmayı izlemeye gelen STK temsilcileri, yakınları, arkadaşları adliyede yoğun önlem alan polis tarafından salona gelmeleri engellendi" dedi.

"Sanık sandalyesinde 5 polis ne arıyordu?!" diye soran Yılmaz, "Mahkeme heyeti, açıklama yapmadan arkaya polislerin alınmasını söz ve uygulamayla ifade etti. Salonun önü sivil polis dolacak şekilde kapatıldı. Bu esnada salona gelecekler engellendi. Tepkimiz üzerine sanık sandalyesindeki 5 polis şu an görüldüğü gibi yan tarafta oturuyor. Biz sanığın güvenliği tedbiri sandık. Ancak bununla ilgili olmadığını gördük. Sanık, tutukluların getirildiği arka kısımdan salona getirildi, güvenlik önlemleri de alınmış durumda adliye polisi tarafından. Ancak dikkat çeken bir husus polis yargılamalarında Ankara adliyesinde hep aynısı oluyor.Kimden talimat alındığı bilinmeyen polisler salona geliyor. Aleniyeti engellemek için polis dışarıda herkesi engellemekte. Mahkeme heyetiyle yaptığımız tartışma budur" ifadelerinde bulundu.

Yılmaz, polisin duruşmada yer almasının adil yargılamayı etkilemek amaçlı olduğunu ifade ederek, "Çünkü polisler aileye ve avukatlarına düşmanca yaklaşıyor. Kapıda saldırı olmuştur. Bu gözünüzün önünde oldu ama tutanaklara geçirmediniz. Arbedenin sorumluları bu kadar polisi yığan, duruşmayı provoke eden mahkeme heyetinden kaynaklanmaktadır. Mahkeme heyeti polisin salona girmesi için bize teklifler getirdi. CMK 182. madde çok açık. 'Genel ahlak ve kamu güvenliğini tehdit ediyorsa' şeklindedir. Hükümler açık. Arbedenin asıl sebebi neden tutanaklara geçirilmedi? Karar alınırken, talepler alınmalıydı" diye konuştu.

Yaşananların sorumlusunun mahkeme heyeti olduğunu ifade eden Yılmaz, Ankara'nın göbeğinde güvenlik sorunu olmasının söz konusu olamayacağının altını çizdi. Polisten çekinmediklerini, dayak yeseler de duruşmayı sürdüreceklerini dile getiren Yılmaz, şunları söyledi: "Karar kimin kamu güvenliğini koruyor? Karar gerekçesiz, usul, yasa ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır.Mahkeme bu kararı almakla, yok sayıp; 'İstediğimi yaparım, sizi tanımıyorum' demenin hukuki biçimidir. Arbedenin çıkması kapalılık için gerekçe değil."

'MAHKEME ŞEFFAF DEĞİL'

Yılmaz, herkesin duruşma salonunda olduğunu, gözlemcilerin yer aldığını belirterek, "Ancak arka sıralarda 10-15 sivil polis provokasyon için bekliyor. Bu durumda hangi kamu güvenliği tehdit edilmiştir? Karar yanlıştır. Tekrar ara karar verilerek, kapalılık kararından dönülmesi lazım. Çünkü Gezi olayları olarak bilinen gösterilerde sanık polis göstericilere hedef gözeterek ateş etti ve Ethem Sarısülük'ü öldürdü. Sanık, yargının  polisi kollaması nedeniyle tutuksuz gelmiştir. Mahkemenin bu kararı şeffaf olmaz ve töhmet altında kalır" dedi.

Bunun üzerine sanık polis Ahmet Şahbaz'ın avukatı Nilgün Duman ise Sarısülük ailesinin avukatlarının kendilerine saldırdığını ve bunun tutanaklara geçmesini talep etti. Mahkeme heyeti talepleri aldıktan sonra kısa bir ara vererek talepleri görüştü. 

Görüşmenin ardından mahkeme heyeti, kararını açıkladı. Duruşmanın kapalılık kararının kaldırılması talebini reddeden mahkeme başkanı, "Mahkeme heyeti kararı aldıktan sonra talepler oldu. Ancak davanın kamu güvenliği gerekçesiyle  kapalı olarak yürütülmesi kararının kaldırılması talebinin reddine karar verildi. Karar sadece bu duruşma için geçerlidir" dedi. 

Mahkemenin kararı alkış ve ıslıklarla protesto edilirken "Katiller dışarı" sloganları atıldı.

TAKKE DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ!

Bunun üzerine çıkan tartışmalar, gergin bir bekleyiş içinde olan salon önündeki kalabalığa da sıçradı. Salon önünde davayı takip etmeye gelenlere polisin saldırması sonucunda arbede çıktı.Salon içinde de Sarısülük ailesi sanık polis Şahbaz'a tepkilerini gösterdi. Gerginlik sırasında Sarısülük'ün annesi de kısa bir süre fenalık geçirdi. Bu sırada yaşanan gerginlik esnasında sanık polis Şahbaz'ın peruk taktığı arbede sırasında kafasından düşmesinden anlaşıldı. Bunun üzerine avukatlar, peruğu mahkeme başkanına gösterdi ve cep telefonlarıyla da görüntüledi. 

Daha sonra avukatlar, salon dışında kimi avukatların polislerce saldırıya uğradığını ve dışarıdaki avukat arkadaşlarına yardımcı olacaklarını söyleyerek salondan ayrıldı. Kısa bir süre sonra tekrar salona giren avukatlar ile mahkeme heyeti arasındaki tartışmalar sürdü. 

Başta mahkeme başkanı olmak üzere  heyetin salondaki olaylara seyirci kalması ve provokasyonlara zemin sunması da dikkat çekti. Mahkeme heyeti son olarak duruşmayı 28 Ekim'e erteledi. 

Duruşma sonrasında adliye önünde açıklama yapan avukatlar, polisin ve mahkeme heyetinin tavrına sert tepki gösterdi.