Ezidi komünlerinde sağlık birincil sorun
Ezidi komünlerinde sağlık birincil sorun
Ezidi komünlerinde sağlık birincil sorun
IŞİD'in elinden kaçarak Kuzey Kurdistan'daki komünlere yerleştirilen Ezidi Şengalliler, başta Şırnak olmak üzere Batman, Diyarbakır, Mardin - Midyat, Derik, Nusaybin, Kızıltepe, Urfa-Viranşehir ve Siirt'teki yerleşkelerde yeni hayatlarına alışmaya, el birliği ile geleceklerini kurmaya çabalıyorlar.
Şırnak'taki Aktarım Yerleşkesi olarak adlandırılan Van Yolu üzerindeki komün, belki de bölgedeki en hareketli yer. Pazar günü sabah saatlerinde Roboski Sınır Hattı'ndan giriş yapan 1500 kişiyi ağırlayan yerleşke 15. gününde ve koordinasyon ekibi tarafından olabildiğince sağlıklı yürütülüyor.
DBP belediyelerine bu süreçte mühim iş düşüyor. Zira, cumartesi gecesi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin gönderdiği otobüslerle 300 Ezidi, Bismil'deki komünlere tahliye edildi ve bu tür tahliyelerle halk belirsizlikten bir nebze olsun arındı.
Bir benzeri, Cuma günü 800 kişilik aktarımla Siirt'te doğru gerçekleştirildi. Siirt Belediyesi, güvenliğinden temizliğine kadar kendi ekibiyle kurduğu yerleşkeye savaş mağduru halkı yerleştirdi.
Silvan Belediyesi ise komün alanı hazırlıklarını yapıyor ki, bir an evvel sorumlu belediyeciliğe yakışanı yapsın! Bu süreçte, tüm belediyelerden beklenen yaklaşım bu. Şehrinde, ilçesinde alan açabilecek, halkın desteği ve koordinasyonuyla; ekiplerini IŞİD'in elinden canını zor kurtaran bu halka destek için yönlendirecek bir anlayışa acil olarak ihtiyaç var.
AFAD NE YAPTI?
"Sosyal bir hukuk devleti" olma gerekliliğini ıskalamakla şaşırtmayan Türkiye'de, yaklaşık bir aydır hayatları darmadağın olan onlarca insana sivil inisiyatiften önce ulaşması gereken devlet reklam kampanyalarında boğuldu. Silopi'den pasaportla giriş yapmak zorunda bıraktığı savaş mağdurlarına iki ayakkabı hediye ederken fotoğraf çektirip bir daha yerleşkeye dahi uğramayan Vali ve valilik yetkilileri, evrensel bir hak olan sığınma talebini kabul etmeyi dahi lütuf saydığını politikalarıyla fazlasıyla hihssettiriyor. Zira, Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Şırnak'a yerleşen 6 bin insan için bugüne dek sadece 1200 tabldot ve kaşık yardımı yaptı. AFAD'a göre, bu 6 bin insanın içi boş bir kaşıktan başkasına ihtiyacı yok!
Birleşmiş Milletler'in yardımları yok denemez. Hijyen ürünleri cuma gecesi 4'er kişiye bir paket olmak üzere dağıtıldı. Ancak bu malzemeler sadece bir haftalıktı. BM yetkilileri, sağlıklı dağıtım devam ederse, bu dağıtımlar fotoğraf ve yazılarla belgelenirse yardımlarına devam edeceğini koordinasyon ekiplerine belirtmiş. BM tarafından hazırlanan formlar eşliğinde her aileye, isim isim kayıt edilir şekilde yardımlar ulaşıyor.
Yerleşkelerde para yardımı kabul edilmiyor. İslami ritüellerle yardım etme talebinde bulunanlara, örneğin "mevlüd okutma ve yemek" gibi taleplere ise bu insanların Ezidi olduğu ve "İslam adı altında bir kıyımdan" geçtikleri için hassas oldukları özellikle hatırlatılıyor. Onun yerine başka destek biçimleri tavsiye ediliyor.
Yardım etme talebiyle gelenlere koordinasyondaki arkadaşlar bir liste veriyor, ihtiyaçlar doğrultusunda tedarik sağlanıyor. Örneğin, bu sabah çuvallara doldurulmuş onlarca ayakkabı ve terlik kamp alanında dikkat çekiyordu. Bir yardımseverden özellikle ayakkabı ihtiyacı sağlanmış demek ki!
Giysi deposu düzenlenmemiş onlarca kıyafetle dolu. Eylül'ün ortasında olunması nedeniyle bu zamandan sonra kıyafet yardımlarının kışa yönelik yapılması gerektiği özellikle belirtiliyor. Bot, manto, kazak türü yardımları şimdiden depolamakla görevli kişiler, haftalar sonrasını planlayarak hareket ediyorlar.
Önemle belirtmek gereken bir konu da, Ezidilerin inançları gereği mavi renk giysi, ayakkabı giymediği. Bu konuya hassasiyet gösteriliyor ve giysiler buna göre tasnif ediliyor.
"BU MİSAFİRLİK DEĞİL, YAŞAM ALANI AÇMAMIZ GEREKİYOR"
Yaklaşık 1 ay evvel yaşanan katliamın etkileri kısa sürede sınır hattındaki şehirlerde hissedilince, kamp kurulacağı bilgisi kesinleşmiş. Bu süreçte Van Yolu inşaatını sürdüren Dicle Teknik'in sahibi Bedrettin Dicle, şantiye alanındaki inşaatı durdurmuş ve işçileri farklı bölgelere göndermiş. O şantiye alanının Ezidiler için bir yerleşke haline dönüştürülmesi için belediye ile irtibata geçen iş insanının kişisel inisiyatifi sayesinde Kuzey Kurdistan'a giriş yapan 30 bin Ezidi, sağlıklı biçimde konaklıyor ve diğer komünlere tahliye ediliyor. Benzeri örneklerin çoğalması hassasiyetiyle yerleşke içinde ziyaretlerde bulunan Dicle'yle bir araya geldik.
Kendisinin dikkat çektiği nokta şöyle; "Şehirdeki halk nereye kadar ve ne kadar yardımcı olabilir? Misafirlik değil ki bu. Bir yaşam alanı açmak gerekiyor. Bu da bölgede iş yapan, ticaret yapan iş insanlarının görevidir. Yardım etmek boynumuzun borcudur. Susan, nasıl susuyor o da en önce kendisine bu sorunun cevabını versin!"
6 BİN EZİDİNİN ÜST SOLUNUM YOLLARI İFLAS ETMİŞ
Yerleşkedeki revirin önü her daim dolu. Özellikle kadın ve çocuklar yoğunlukta, keza onların ihtiyaçlarına da öncelik veriliyor. Gönüllü hemşire ve doktorlar bir kaç günlüğüne yerleşkede kalıyor, daha çok muayene ve ilk müdahale ile ilgilenebiliyor.
IŞİD'in eline düşerek yaralanan bir gencin pansumanı sıklıkla yapılıyor ancak yaralı halde yürüdüğü yol nedeniyle fazlasıyla hırpalanmış. Şehirdeki hastaneye yönlendirilen acil durumlu hastalar ise gereken tetkiklerin ardından ya tedaviye alınıyor ya da diğer şehirlere yönlendirilmeleri isteniyor. Hastanenin bu talebini elindeki kaşeli, imzalı notla komün yetkililerine ileten hasta bekliyor ki diğer şehirlerden, özellikle de büyükşehirlerden "Yerimiz var" bilgisi gelsin. Nereden baksan, hayatta kalmak zor!
Doktorların özellikle altını çizdiği noktalar var. Sonbaharla birlikte mevsim değişikliğine bağlı kronik hastalıklar göç nedeniyle bir çok hastalığı tetiklemiş olabilir. Örneğin, Şırnak'taki 6 bin Ezidi içinde doktor muayenesinden geçen hemen herkesin üst solunum yollarının iflas etmiş olduğu belirtiliyor. Toz, sıcak, şok etkisi, günlerce yürümek, açlık, susuzluk... Mevcut hastalıkları olanlar bir kenara en sağlıklı olanı dahi uzun soluklu tedaviye muhtaç hale getirmiş.
Yerleşkedeki hemen herkes, yol ve diğer sebepler nedeniyle aşırı kilo kaybı yaşadıklarını, direnç düşüklüğü nedeniyle diğer hastalıklara da yakalanma riskleri olduğunu birebir belirtiyor.
Astım, üst solunum yolu enfeksiyonu, ciddi bel ve bacak ağrıları, hamile kadınlar, yeni doğanlar daha ciddi bir biçimde yerleşkelerdeki sağlık sorunuyla ilgilenilmesi gerektiğini anlamak için belirtilen üst başlıklar.
BOL SÜT VE YOĞURT TEDARİĞİ GEREKİYOR
Elbette ki en büyük tedavi sağlıklı beslenme. Sabahları yerel ürünler olabildiğince iyi. Şırnak'ın otlu peyniri, yoğurdu, yumurtası, tahini, ekmeği halkla buluşuyor ancak nereye kadar? Öğle ve gündüz öğünleri daha çok pilav ya da makarna ve bir çeşit sulu yemek şeklinde. Bu ihtiyaçların benzeri özen ve süreklilikte devam etmesi için daha ciddi plan ve projelere imza atmak gerektiği; doktor, koordinasyon, belediye ve sivil inisiyatifin ortak fikri.
Sağlıklı bir kış geçirmeleri için mevcut çadırlardan daha korunaklı çadırlara hatta 1 ay sonra konteynerlara geçiş şart olacak. Daha fazla hasta olunmaması için özellikle meyve tüketiminin bol olması gerektiğini doktorlar özellikle belirtiyor. Süt, yoğurt başta olmak üzere protein ihtiyacının daha bol karşılanması gerekiyor.
Tüm bunların yanında, sağlık için en önemli ihtiyaç sağlıkçılar. Şırnak ve diğer tüm yerleşkelerde yaklaşık 30 bin insanın doktora ihtiyacı var.
Yaşanan katliamın psikolojik etkileri için psikologların varlığına ihtiyaç ise özellikle belirtmeye gerek olmayacak kadar acil.
Yarın: Midyatlı Xelef, 50 yıl sonra yeniden topraklarında. Avrupa ve Ortadoğu kıskacında, yaşanan katliama şahitliğini ANF'ye anlattı.