DAİŞ çetelerinin Kobane’ye yönelik saldırılarıyla eşzamanlı olarak Türkiye’nin yürüttüğü sinsi politika dış basının gözünden kaçmıyor. Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) gazetesi, yerel kaynaklara dayandırdığı haberinde, Türkiye’nin Kobanê’den Kuzey Kürdistan’a göç eden Kürtlerin sayısını abartarak, DAİŞ’le ‘sessiz bir ittifak’ halinde olduğu vurgulandı.

FAZ’ın Ortadoğu uzmanı muhabiri Markus Bickel tarafından kaleme alınan haberde, Türkiye’nin 130 bin Kobanêlinin Kuzey Kürdistan’a geçtiği yönündeki iddialara yer verildi. Farklı kaynaklardan aldığı bilgilerde, Kobanê’den göç edenlerin sayısının 30 bin civarında olduğunu bildiren Markus Bickel, rakamların Türkiye tarafından bilinçli olarak fazla gösterildiğini belirtti.

KNK Eş Başkanı Nilüfer Koç, eski AP üyesi Feleknas Uca ve HDP’li milletvekillerinin görüşlerini de paylaşan Bickel, Türkiye’nin Suriye sınırı boyunca oluşturmak istediği tampon bölge çabalarına dikkat çekti. Markus Bickel, Nilüfer Koç’un, ‘IŞİD’in Kobane’ye saldırıları ile Türkiye’nin tampon bölge oluşturma girişimlerinin aynı günlere denk gelmesinin ilginç olduğu" yönündeki görüşlerini de paylaştı.

KOBANELİLER GERİ DÖNÜYOR, BOMBARDIMANLAR GERİ CEPHEYİ VURDU

Bickel ayrıca, Kobanê’den Kuzey Kürdistan’a geçen binlerce kişinin DAİŞ’e karşı savunmada yer almak için kentlerine geri döndüğünü hatırlattı. ABD ve Arap ülkelerinin IŞİD’e yönelik hava saldırılarının Kürtlerde ‘umut’ yarattığı savunan Bickel, bombardımanların askeri olarak Kobanê savunmasına faydasının olmadığını kaydetti.

ABD ve müttefik uçaklarının DAİŞ’in Kobanê kuşatmasındaki birliklerinin çok gerisindeki birliklerini vurduğuna dikkat çeken Bickel, bunun da DAİŞ çetelerinin daha fazla Kobanê’ye doğru kaçmalarına yol açtığını belirtti.

KÜRTLER TÜRK KAMPLARI YERİNE SOKAKLARI TERCİH EDİYOR

Bickel ayrıca, Kuzey Kürdistan’a kaçan Kobanelilerin parklarda veya sokakta yatmayı tercih ettiği ve Türk makamlarınca belirlenen kamplara gitmediği belirtti. Medico International temsilcisi Martin Glasenapp’ın “Kobaneliler, Türk hükümetinin belirlediği mülteci kamplarını reddediyorlar. Çünkü bu onların gözünde yardımdan ziyade, kontrol altına alınmayı amaçlıyor” sözlerine yer verildi.