Filistinliler İsveç’i İspanya, İngiltere ve Fransa’nın izlemesini umuyor
Filistinliler İsveç’i İspanya, İngiltere ve Fransa’nın izlemesini umuyor
Filistinliler İsveç’i İspanya, İngiltere ve Fransa’nın izlemesini umuyor
İsveç hükümetinin Filistin’i tanıma kararı alması İsrail ve ABD’yi rahatsız ederken, Filistinliler bu kararın Avrupa Birliği’nin diğer ülkeleri tarafından da alınmasını umuyor. Filistin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü karardan ötürü İsveç’e teşekkür etti ve İspanya, İngiltere ve Fransa’nın İsveç’i izlemesini umduğunu söyledi.
İsveç hükümetinin Filistin’i devlet olarak kabul etmesinden sonra düzenlenen basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Margot Wallström, Filistin’in bir devlet olarak tanınması için tüm hukuki kriterleri taşıdığını, toprakları, halkı ve bir hükümeti bulunduğuna vurgu yaptı.
Geçtiğimiz yıl barış görüşmelerinin başarısızlığa uğramasından sonra işgal altındaki topraklarda yeni konutlar inşa edilmesi kararının alınmasının iki devletli bir çözümü zorlaştırdığını ve Gazze’de şiddetin yeniden ortaya çıkmasına yol açtığını söyleyen Walsström, “Bizim genç Filistinli ve İsraillilere hala iki devletli çözüme inandığımızı ve dış dünyanın onları unutmadığını sinyalini gönderme sorumluluğumuz var” şeklinde konuştu.
TT ajansının Filistin’i tanıma kararının İsveç hükümetinin dış ilişkilerini karmaşık bir hale getirme riski bulunup bulunmadığı sorusunu da “Hayır. Her hangi bir şekilde etkileyeceğini düşünmüyorum. Hem ABD hem de İsrail’le her alanda mükemmel ilişkilerimiz var. Bunları koruyabilir ve geliştirebiliriz” diyerek yanıtladı.
Filistin’i devlet olarak kabul etme kararlarını daha önce her iki ülkeye ilettiklerini ve ortaya çıkan tepkileri beklediklerini belirten Wallström, karara yönelik tepkileri ‘ölçülü’ olarak değerlendirdi.
İsrail’in İsveç Büyükelçisi Isaac Bachman ise, İsveç’in Filistin’i devlet olarak tanıma kararının İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmelerini olumsuz etklieyeceğini iddia etti. İşgal altındaki topraklara yeni konutlar inşa etmenin barışın sağlanmasının önünde bir engel olduğu eleştirilerini reddeden Bachman, “Bölgemizde barışın önündeki en büyük engel aşırılık ve rakikalizmdir. Hamas’ın şiddeti özendirmesi ve Filistinli kurumların İsrail’e karşı fiziki ve siyasi kışkırtmasıdır. İsrail daha önceleri bir uzlaşmaya varılabilmesi için barışcı bir arada yaşamadan yana olduğu niyetini gösterdi” dedi.
İsrail ve NATO yanlısı bir politika izlemekle bilinen Halk Partisi’nin Dış Politika Sözcüsü ve eski Avrupa Birliği Bakanı Birgitta Ohlsson, hükümetin acele ettiği düşüncesinde. Ohlsson, Filistin hükümetinin toprakları üzerinde tam denetimi olmadığını iddia etti, pratikte Gazze ve Batı Şeria’da iki farklı Filistin yönetimi olduğunu söyledi.
Hükümetin Filistin’i tanımada acele ettiği yönündeki eleştirileri cevaplayan Wallström, eleştirilere katılmadığını ve Filistin’in devlet olarak tanınmasında geç kalındığını belirttikten sonra kararın İsrail ve Filistin’in barış içinde bir arada yaşamasına katkıda bulunacağını söyledi.
Hükümetin Filistin’i devlet olarak tanıması için tüm kriterleri taşıdığı görüşü İsveç’in tanınmış siyaset bilimcileri ve hukuk uzmanları tarafından da destekleniyor. Profesörler, Ove Bring, Said Mahmoudi ve Pol Wrange daha önce kaleme aldıkları bir makalede bölgelerinde tam denetimi sağlayamadıkları halde Hırvatistan’ın 1998 yılında, Kosova’nın 2008 yılında İsveç tarafından devlet olarak tanındıklarını hatırlatmış ve Hükümetin Filistin’i tanıma kararını doğru yönde atılmış bir adım olarak değerlendirmişlerdi.