Fransa’da yükselen aşırı sağa karşı sol partiler yalnız
Fransa’da yükselen aşırı sağa karşı sol partiler yalnız
Fransa’da yükselen aşırı sağa karşı sol partiler yalnız
Fransa bu haftaya aşırı sağcı Ulusal Cephe (FN)’nin aldığı küçük ama korkutan bir yerel seçim zaferiyle girdi. FN lideri Marine Le Pen’in toplumsal sorunları manipüle ederek anketlerdeki oylarını da arttırırken, sol partiler aşırı sağa karşı mücadelede merkez sağın kendilerini yalnız bırakmasından şikayetçi.
Önümüzdeki Mart ayında yapılacak belediye seçimleri için de, merkez sağ siyasetçilerin iktidardaki Sosyalist Parti (PS)’ye karşı şimdiden FN ile anlaşma yoluna gidecekleri ve bir çok yerde oy pay edecekleri ve birbirlerine karşı aday çıkarmayacakları iddialar arasında.
Fransa’nın güneyindeki Var départmanına (il) bağlı Brignoles kantonunda Pazar günü yapılan ikinci tur seçimlerde FN adayının kazanması aşırı sağ tehlikesini yine ülke gündemine oturttu. Seçimlere katılımın yüzde 45’ler civarında olmasına ve FN’nin tepki oylarıyla kazanmasına rağmen genel bir endişe hakim. Zira, geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir seçim anketine göre, FN önümüzdeki yıl yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde yüzde 24 ile ülke genelinde birinci parti olacak.
MERKEZ SAĞ, FN İLE ÖRTÜLÜ İTTİFAK İÇİNDE
Brignoles kanton seçimi sonrasında özellikle sol partilerden tepkiler yükselmeye devam ediyor ve anamuhalafet Halk Hareketi Birliği (UMP-merkez sağ)’li politikacıların FN ile olan dirsek temasını sert bir dille eleştiriyorlar. AP seçimleri dışında tüm seçimlerin iki turlu yapıldığı Fransa’da, eski cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin partisi UMP, bir çok yerde FN seçmeninin desteğini alarak seçimleri kazanabiliyor. Bu örtülü ittifak nedeniyle UMP’li bazı politikacıların FN adayları ile seçim bölgelerini pay etme çabasında oldukları da iddia ediliyor.
Bu politikanın önümüzdeki Mart ayında yapılacak belediye seçimlerinde de kendini göstermesi bekleniyor ve bu yolla iktidardaki PS’ye darbe vurulması planlanıyor. Sol siyasetçilerin sık sık dile getirdiği iddiaya göre, UMP’nin şimdiden bir çok şehirde FN ile seçimlerin ikinci turu için anlaşma yolları arıyor.
SOL PARTİLER AŞIRI SAĞA KARŞI MÜCADELEDE YALNIZ BIRAKILIYOR
Konu ile ilgili dün bir açıklama yapan Sosyalist Parti (PS)’nin Var departmanı yöneticileri Elsa Di Méo ve Cedric Omet, ırkçı lider Marine Le Pen’i ve FN’i coşturan seçim sonuçlarının sonuçlarından UMP’yi sorumlu tuttular. Sol partilerin aşırı sağa karşı mücadelede yalnız bırakıldıklarının altını çizen Di Méo ve Omet, UMP milletvekili Josette Pons’un eşcinsel evlilik yasası yüzünden bir çok göçmenin Fransa’ya geleceğine ilişkin söylemlerini hatırlattılar. PS yöneticileri, merkez sağın benzeri popülist söylemlerle FN’ye kredi kazandırdığının altını çizerken, medyanın da bunu destekler nitelikte yayınlar yaptığına dikkat çektiler.
BESANCENOT: “TOPLUMSAL BİR BAŞKALDIRI AŞIRI SAĞI DURDURABİLİR”
FN’nin yükselmesine karşı toplumsal tepki oluşturulmasını isteyen Yeni Antikapitalist Parti (NPA)’nın eski genel sekreteri Olivier Besancenot, aşırı sağa yönelik yapılan analizleri eleştirdi. Europe 1 radyosuna konuşan Besancenot, medyada iddia edildiğinin aksine FN’nin yükselişinin toplumsal bir başkaldırının ve isyanın sonucu olmadığını söyledi. Besancenot, toplumda gelişecek bir isyanın genelleşmesinin bilinenin aksine FN’nin önüne set çekeceği görüşünde. Aşırı sağın toplumun temel sorunları ile alakalı eylemlerde yer almadığını hatırlatan Besancenot, “Büyük çaplı işten çıkarmalara karşı yapılan bir tek eylemde bile FN’yi göremedik” dedi.
İktidardaki Sosyalist Parti’yi de eleştiren Olivier Besancenot, hükümetin sorunlarla ilgili analizler yapmadan önce ‘kendi kapısının önüne bakmasını’ isteyerek, ekonomi ve istihdam politikalarına göndermede bulundu.
POPÜLİST SÖYLEMLERLE SANSASYONEL ÇIKIŞLAR YAPTI
Fransa’da aşırı sağ parti FN bir çok Avrupa ülkesindeki kardeş partilerinin de yaptığı gibi iktidardaki merkez sağ ve sol partilerin politikaları, göçmenler ve kriminal suçlar gibi temalar üzerinden oy toplamaya çalışıyor. Katılımın düşük olduğu belediye, bölge konseyleri, il genel meclisleri ve AP seçimlerinde dönem dönem aldığı oylarla sansasyonel çıkışlar yapan FN’nin liderliğini kurulduğu 1972 yılından 2011 başlarına kadar Jean-Marie Le Pen yapıyordu.
Le Pen, sağ ve sol merkez partiler PS ve UMP’li politikacıların dönem dönem karıştığı rüşvet, vergi kaçırma gibi skandallar ile kötü ekonomi politikalarını oya devşirmeyi başaran bir politikacıydı. Ülkede giderek artan göçmen nüfusu, kriminal suçları ve sözde ‘İslam tehlikesini’ de seçim propagandalarında kullanan Le Pen, bir çok yerel seçimde kısmi başarılar elde etmeyi başarmıştı.
Le Pen ve partisi FN, iki turlu seçim sisteminden dolayı yerel ve genel seçimlerde düşük temsil elde etseler de, oy oranlarını yüksek tutarak, varlıklarını gösterdiler. Le Pen’in Fransa tarihindeki en başarılı seçimi ise, 2002 yılında sağcı Jacques Chirac’a karşı ikinci tura kaldığı cumhurbaşkanlığı seçimleri olmuştu. Bu seçimde üçüncü olan dönemin PS adayı ve başbakan Lionel Jospin siyaset hayatına bir daha dönmemek üzere istifa etmişti.
Ancak, 2004 yılından itibaren UMP’li Nicolas Sarkozy’nin siyaset sahnesine çıkması ve Le Pen’in aşırı sağ jargonuna yakın söylemler kullanması FN’nin ulusal seçimlerde kısmen gerilemesine yol açtı. FN lideri, 2007 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 10 oy oranına gerileyerek seçmeninin önemli bir kısmını Sarkozy’e kaptırmıştı.
FRANSIZLAR GERÇEĞİ VARKEN SAHTESİNE RAĞBET ETMEYECEK GİBİ
Jean-Marie Le Pen’in ilerleyen yaşı nedeniyle parti liderliğini bıraktığı kızı Marine Le Pen ise, babasının popülist söylemlerini hem biraz daha incelterek ve Fransız halkını ürkütmeden, hem de medyayı daha iyi kullanarak sürdürdü. 2011 yılı başında partinin başına geçen Marine Le Pen, Nicolas Sarkozy’nin gözden düşmesi, ekonomik durgunluk, işsizlik ve politikacılar arasındaki rüşvet skandallarını babasından daha ustaca bir biçimde değerlendirdi. Tabii, tıpkı babası gibi “Hepsi aynı, hepsi çürümüş” sloganı ile merkez partileri hedefine oturtarak oy toplama yönteminden vazgeçmeden.
Marine Le Pen, 2012 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı yüzde 17,9 oy ile üçüncü olmayı başarırken, milletvekilliği seçimlerinde ise Henin-Beaumont seçim bölgesinde ise sadece 100 oy farkıyla PS adayına yenilmişti.
Le Pen’in partisi FN’nin önümüzdeki yerel seçimlerde büyük şehirlerde kazanmasa dahi, nüfusu 10 binin üzerindeki 40 civarındaki kentin belediyesini alabileceği de Fransız medyasında sıkça dillendiriliyor. Parti, şu anda sadece nüfusu 10 bini geçen iki kentte belediye başkanlığını elinde bulunduruyor.
Ancak, göstere göstere gelen bir gerçeklik var ki, o da Marine Le Pen’in partisinin artık Fransa’da daha sistemli bir biçimde yerleşmeye başladığı. Artık, merkez partilerden yeni bir Sarkozy çıkıp, popülist politikalar ile FN’yi geriletmeyi denese de faydası olmayabilir . Sarkozy ile aynı yolda giden ve iç güvenlikteki katı politikaları ile öne çıkan sosyalist İçişleri Bakanı Manuel Valls da çare olamayabilir. Zira, Fransızlar artık gerçeği varken sahtesine pek rağbet etmeyecekler gibi görünüyor.