Gökkan: 'Utanç duvarı' Kürt düşmanlığıdır

Gökkan: 'Utanç duvarı' Kürt düşmanlığıdır

Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan, AKP hükümetinin Nusaybin-Qamişlo arasına örmek istediği 'utanç duvarı'nın Kürt halkına duyduğu düşmanlığın yansıması olduğunu söyledi. “Türkiye’nin amacı duvar yaparak herhangi bir saldırı ve tehdidi önlemek değildir. Bu halkın birliğine duvarların gücü yetmez” dedi.

AKP Hükümeti Nusaybin-Qamişlo arasındaki duvar çalışmasına hız verdi. Nusaybin Belediyesi sınırları içerisinde örülmeye başlanan duvar hakkında Belediye’ye hiçbir bilgi verilmiyor, ihaleyi alan şirketler gizli tutuluyor.

‘Utanç duvarı’ ile ilgili ANF’ye konuşan Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan, Kürt halkının mayınlı bölgelerin temizlenerek tel örgülerin kaldırılmasını beklediği bir dönemde AKP hükümetinin sınırların üzerine duvar ördüğüne dikkat çekti. Kitlesel eylemler yapacaklarını, gerekirse bedenlerini ölüme yatırarak duvar yapımını engelleyeceklerini de sözlerine ekledi.

'TEL ÖRGÜLERİN KALKTIĞI BİR DÜNYADA AKP DUVAR ÖRÜYOR'

Duvarların dünyada kabul edilmediğinin her yönü ile belli olduğunu belirten BDP’li Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan, “Berlin duvarı 1989’da yıkıldı. Geçtiğimiz dönemde Batı Şeria ile Gazze arasına İsrail tarafından örülen duvarı bizzat Tayyip Erdoğan utanç duvarı olarak nitelendirmişti” dedi.

Dünyayı egemenlerin parsellediğini, tel örgüler çektiğini, mayın tarlaları yaptığını da vurgulayan Gökkan şöyle devam etti: “Bir ülkeden bir ülkeye girerken bunu sadece tabela ile fark edebildiğiniz bir dünyada AKP hükümeti tam tersini yaparak duvar örmeye başlıyor.”

‘KÜRT HALKI İÇİN SINIRLARIN ANLAMI HİÇ OLMADI’

Kürt halkının sınırlarla, mayınlı arazilerle, duvarlarla ayrılamayacağına işaret eden Ayşe Gökkan, “Burada mayın tarlasını insanlar bedenleri ile temizlemişler. Neredeyse yarım asır boyunca insanlar bu sınırları kabul etmeyerek gidip gelmişler” diyen Gökkan; “Halen Nusaybin’de 'ser xet-bın xet' derler. Nusaybin Qamişlo demezler. O yüzden de yaşanan durumun insanlık dışı olduğu tüm Kürt halkı tarafından asla kabul görmediği bilinmelidir” biçiminde sözlerini sürdürdü.

Nusaybin-Qamişlo arasına örülmek istenen duvarın, devletin Rojava politikası ile doğrudan bağlantılı olduğunu da söyleyen Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan, şöyle devam etti: “Türk devleti Rojava'yı kendisi için bir tehdit olarak değerlendiriyor. Orada gelişen devrimi boğmaya çalışıyor. Örülmek istenen utanç duvarı Rojava halkını izole etmek, Kürt halkının birbiri ile buluşmasını engellemek amacını taşıyor.

Türk devleti ve AKP hükümeti içeride diyalog ve barışçıl çözümlerden bahsederken, diğer taraftan Rojava’ya yönelik bu politikası ile Kürt düşmanlığı yapıyor.”

‘ROJAVA TEHDİT DEĞİL, ASIL TEHDİT TÜRKİYE’

Rojava'dan Türkiye’ye yönelik herhangi bir saldırı ve tehdidin olmadığı gerçeğinin tüm dünya kamuoyu ve Türkiye tarafından bilindiğini belirten Gökkan, “Tam tersine Türkiye'den oraya saldırı ve tehdit söz konusudur. Türkiye'nin silahlandırdığı çeteler oraya saldırıyorlar. Türkiye’nin amacı duvar yaparak herhangi bir saldırı ve tehdidi önlemek değildir. Kürtlerin demokratik haklarını elde etmelerini engellemek için bu tür yöntemler devreye sokuyor” dedi. 

Bu politika ve uygulamaların çözüm sürecine ilişkin Kürt halkında güvensizlik yarattığını kaydeden Gökkan şunları söyledi: “Rojava’da Kürtlerin demokratik haklarına tahammül edemeyen bir hükümet ve devletin burada Kürtlerin demokratik taleplerini nasıl karşılayabileceği konusunda derin çelişkiler var. Türkiye'nin buradaki Kürtler ile çözüm süreci başlatırken, oradaki Kürtleri düşman ilan etmesi aslında buradaki politika konusunda da samimi olmadığını gösteriyor.”

‘DEVLET KAÇAK DUVAR ÖRÜYOR’

Duvar ile ilgili çalışmalar başladığından bu yana tüm devlet yetkililerine; Kaymakamlığa, Valiliğe, İçişleri Bakanlığı’na, Milli Savunma Bakanlığı’na, Mardin İl Jandarma Komutanlığı’na, bu duvarın yapılmaması gerektiği konusunda yazı gönderdikleri bilgisini veren Gökkan, “İkinci bir yazışmayı da bu duvarı hangi devlet kurumunun inşaa ettiğini öğrenmek için yaptık. Dava açmak istiyoruz. Ancak bizlere bu konuda herhangi bir bilgi verilmedi. Hangi şirketlere ihale edildiği söylenmiyor. Bütün bunlar gizleniyor. Devlet eğer hukuk devleti ise yasal bir şey yapıyorsa bunları gizleyemez. Hangi kurumun bu duvarı ördüğünü, hangi şirketlere ihale edildiğini açık bir şekilde ortaya koyar” dedi.
 
‘HALKIN TEPKİSİ BÜYÜK’

Nusaybin halkının ‘utanç duvarına’ çok ciddi bir tepkisi olduğunun altını çizen Gökkan, halkın kendilerinden bilgi istediğini, ancak devletin kendilerine herhagi bir bilgi vermediği için halkı bilgilendiremediklerini de sözlerine ekledi.

Nusaybin halkı ve tüm Kürt halkının kardeşleri ile aralarına örülen bu ‘utanç duvarını’ kabul etmeyeceklerini de söyleyen Gökkan, şöyle devam etti: “Başta kendi adıma belirtmek isterim ki bu duvarın örülmemesi için bedenimi ölüme yatırmaya hazırım. Bir süre sonra büyük kitlesel eylemler başlayacak. Halkımız ve bizler bu duvarı asla kabul etmeyeceğiz.”

Gelişecek protestolarda halka yönelik tüm saldırılardan AKP hükümetinin sorumlu olacağını da sözlerine ekleyen Gökkan, AKP’nin Kürtleri duvar örerek ayıramayacağını da belirtti. Yapılması gerekenin artık hiçbir şart altında birliği bozulamayacak bu halkın iradesine ve haklarına saygı göstermek olduğunu vurguladı.

Gökkan son olarak da devletin bir an önce bekledikleri bilgileri iletmesi gerektiğini de belirtti. Bu bilgiler ellerine ulaştıktan sonra da kararı alan kurum ve ihaleyi alan şirket hakkında yasal süreç başlatacaklarını söyleyen Gökkan, devletin hukuk dışı davranmayarak, hakları olan bilgileri bir an önce taraflarına ulaştırması gerektiğini kayd