Heuschmann: Avrupa’nın PKK kararı ihlallere müdahil olmamızı engelliyor
Heuschmann: Avrupa’nın PKK kararı ihlallere müdahil olmamızı engelliyor
Heuschmann: Avrupa’nın PKK kararı ihlallere müdahil olmamızı engelliyor
İsviçre Amnesty International Türkiye Koordinatörü Maya Heuschmann, Avrupa’nın PKK’yi terör örgütleri listesinde tutma ısrarı kurum olarak Türkiye’de yaşanan hak ihlallerine doğrudan müdahil olmalarına engel olduğunu belirterek, “Devlet yaptığı ihlalin üzerini örtmek için Avrupa’nın kararından destek alarak her şeyi teröre bağlayarak üzerini örtmeye çalışıyor” dedi.
Türkiye’de yaşanan hak ihlallerini, hem Amnesty International de ki görevi hem de Basel-Van Kardeşlik projesi üyesi olması nedeniyle yakından takip eden İsviçre Amnesty International Türkiye Koordinatörü Maya Heuschmann Türkiye ye yönelik gözlemlerini ANF’ye anlattı. Türkiye’ye hem kurumsal görevi hem de proje destekçisi olarak sık sık gidip geldiğini ifade eden Heuschmann yaşanan hak ihlallerini boyutunun ne düzeyde olduğunu ve bu ihlallerde devletin rolünün nasıl olduğunu yakından gözlemlediğini söyledi.
Türkiye’de yaşanan hak ihlallerine neden olan birçok şeyin var olan anayasa tarafından desteklendiğini ifade eden Heuschmann, mevcut yasaların tamamen değiştirilmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle Kürtlere yönelik yapılan ihlallerin yasal dayanağı olduğunu kaydeden Heuschmann, “Bugün Türkiye’de binlerce Kürt siyasetçi düşüncelerini dile getirdiğinden dolayı ceza evinde tutuklu bulunuyor. Bu yargılamaların hepsinde bütün siyasetçiler örgüt üyeliğinden yargılanıyor. KCK davası gibi komik bir davayla Kürt siyasetçiler hukuksuz bir şekilde yargılanıyor. Var olan yasalar yaşanan bu ihlallerin korunmasına hizmet ettikçe ayni durum devam edeceğe benziyor” dedi.
TMK KALDIRILMALI
Terörle Mücadele Kanunun (TMK) ülkede hak isteyen veya demokratik taleplerini dile getirmek isteyen herkesin korkulu rüyası olduğuna dikkat çeken Heuschmann, devletin bu yasalarla yaşanan hak ihlallerinin üstünü bilinçli bir şekilde örtmek istediğini vurguladı. Ülkede gazeteci, siyasetçi, öğrenci, isçi birçok kesimin bu yasanın bire bir mağduru olduğunu dile getiren Heuschmann, “Bugün Türkiye’de onlarca gazeteci hala cezaevinde. Bunların birçoğunun tek sucu yaptıkları haberler veya düşüncelerini dile getirmeleri. Ama bu insanlar bu yasanın mağduru olarak bir terör suçlusu olarak yargılanıyor ve kamuoyuna öyle gösteriliyor. Tüm bu yaşanan ihlaller göz önüne alınıp değerlendirildiğinde bu yasa acilen ortadan kaldırılmalı” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE VERDİĞİ SÖZLERİ YERİNE GETİRMİYOR
Türkiye’de yaşanan çocuk ihlallerinin hız kesmeden devam ettiğine dikkat çeken Heuschmann, kurum olarak bu durumun üzerinde özellikle durduğunu ama devletin kendilerine bu konuda verdiği sözü yerine getirmediğini kaydetti. Türkiye de hala çocukların cezaevinde olduğunu, bunların bir çocuğunun hukuksuz bir şekilde yargılandığına değinen Heuschmann bu konuda yaşanan ihlallerde devletin yaptığı tek değişikliğin mahkemelerin ismini değiştirmek olduğunu söyledi. Türkiye’nin bu konuda kendilerine köklü bir değişikliğin sözünü verdiğini kaydeden Heuschmann şunları söyledi: “Daha önce kurum olarak çocukların Ağır ceza mahkemelerinde yargılanmalarına tepkimiz olmuştu. Bu konuda bize değişiklik sözü verilmişti. Ama son yaptığım ziyaretlerde aslında değişen bir şeyin olmadığını açıkça gördüm. Evet, bir değişiklik var oda sadece mahkeme ismi artık çocuklar Ağır Cezada değil Çocuk mahkemelerinde yargılanıyor. Pozantı cezaevinde çocuklara karşı yapılan cinsel istismarların veya yapılan işkencelerin farkındayız. Hak ihlallerini önleme mahkeme ismi değiştirmekle olmuyor zihniyet değişmeli.”
PKK’NİN TERÖR LİSTESİNDE OLMASI İHLALLERİN YAŞANMASINA NEDEN OLUYOR.
Avrupa’nın PKK’yi terör listesinde tutma ısrarı, Türkiye’nin hak ihlallerine devam etmekte elini güçlendirdiğini belirten Heuschmann, durum böyle olanca da kurum olarak Türkiye’de yaşanan birçok ihlale doğrudan müdahale edemediklerini kaydetti. Heuschmann, ”Türkiye’de farklı kesimlerden insanlar aynı noktadan kaynaklı olarak hak ihlaline uğruyor ve bu durum açığa çıkarıldığında devlet tarafından önünüze sunulan Avrupa’da da Terör listesinde olan PKK oluyor. Bu insanların PKK ile hiçbir bağı olmasa da devlet yaptığı ihlalin üzerini örtmek için Avrupa’nın kararından destek alarak her şeyi teröre bağlayarak üzerini örtmeye çalışıyor. Bu durum yasalarla da desteklenince bizimde kurum olarak yaşanan bu ihlallere doğrudan müdahil olma şansımız azalıyor” şeklinde konuştu.
DEVLET KÜRTLERİN KAYGILARINI GİDERMELİ
Basel-Van Kardeşlik projesi kapsamında projeye gönüllü destek veren bir grupla birlikte gecen hafta Türkiye’de olduğunu belirten Heuschmann, birçok yerde halkla ve siyasetçilerle bir araya geldiğini ve Kurt Halk Önder Abdullah Önalan´ın başlatmış olduğu “Demokratik Çözüm Süreci”ne yönelik düşüncelerini dinlediğini söyledi. Yaşanan sürecin kendileri açısından çok önemli olduğunu ve Türkiye’de ortak çalıştıkları bazı kurumlarında bu sürecin yakın takipçisi olduğunu ifade eden Heuschmann, bugüne kadar PKK tarafından önemli adımların atılmasına rağmen devlet nezdinde bu sürece yönelik elle tutulur bir adımın atılmamasının kendilerinin olduğu gibi Türkiye’de yasayan halkları da kaygılandırdığını vurguladı. Özellikle Kürtlerde sürece yönelik umutla birlikte haklı olarak eski deneyimlerden kaynaklı kaygılarında olduğuna dikkat çeken Heuschmann, devletin başta Kürtler olmak üzere halkların kaygılarını giderecek adımlar atması gerektiğinin altını çizdi.
BASEL – VAN KARDEŞLİK PROJESİ ÖNEMLİ
AynI zamanda Basel-Van Kardeşlik Projesi gönüllü üyesi olan Heuschmaan, bu projeye yönelik düşüncelerini de dile getirdi. Uzun yıllardan beridir İsviçre’de yaşayan bir grup arkadaşıyla birlikte gönüllü olarak bu proje kapsamında çalıştığını ve Van’daki sivil toplum kuruluşlarının da desteğiyle önemli projelere adım attıklarını belirtti. Yapılan bütün projelerin orda yaşayan halkın ihtiyaçlarına göre şekillendiğini ifade eden Heuschmann kendi isminin verildiği “Maya Kadın Danışma Merkezi ve Çamaşır Evi” gibi projelerle toplumsal alana hizmet edecek projelerin bölge için çok önemli olduğunu vurguladı. Bu projeler kapsamanda Kürdistan´a gidip gelişlerin kendisi acısından çok anlamlı olduğunu ve orada yaşayan her kesin kendisi acısından büyük bir umut kaynağı olduğunu dile getirdi.
KÜRDİSTAN TANITILMALI
Basel-Van Kardeşlik projesi başlatıcılardan Zeynep Sal ise projeyi başlattıkları günden beridir önemli gelişmelerin sağlandığını ifade ederek özellikle bu tür projelerin her alanda hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti. Sal, yapılan proje kapsamında heyetlerin Kürdistan´a gidiş gelişlerinin hem Kürdistan’ın tanıtılması hem de Kürtlerin yaşadıklarının görülmesi ve bunların uluslararası kamuoyuna taşınılmasının çok önemli olduğunu belirtti. 13 yıl önce bu projeye başlarken heyette bugün yer alan birçoğunun savaştan kaynaklı Kürdistan’a gitmek istemediğini ifade eden Sal, ancak oraya bir defa giden herkesin artık kısa bir süre sonra hemen yine gitmek istediğini vurguladı. Bu projeler kapsamında Kürdistan´a giden herkesin aynı zamanda orda yaşanan acı gerçekliğinde farkında olduğunu ve oradaki devlet zulmünü buralarda anlatmanın önemli olduğunu kaydeden Sal, Kürdistan’ın eşsiz doğasıyla, orada yaşanan gerçeklikle her yönüyle tanıtılması gerektiğini vurguladı.