HPG, ellerindeki esirlerin ailelerine seslendi

HPG Komutanı Mahir Deniz: Elimizdeki tutukluların aileleri, çocuklarını sağ salim görmek istiyorlarsa gidip AKP-MHP rejiminden ne yaptığını sorsun, çünkü çocuklarını öldürmeye çalışmaktan başka yaptığı hiçbir şey yok.

AKP-MHP iktidarının esir devlet güçlerini ailelerine kavuşturmak için hiçbir şey yapmadığını, üstelik gündeme getirmeyip görmezden geldiğini belirten HPG komutanlarından Mahir Deniz, üstelik hava saldırılarıyla öldürmek için yerlerini tespit etmeye çalıştığını söyledi. İktidarın, Kürt halkının üzerine saldığı güçlerinin HPG tarafından alıkonulduğunu, dolayısıyla bir muhatabının da HPG olduğunu kaydeden Komutan Deniz, HDP’nin önüne bırakılan ailelere de “HDP’nin kapısının önünde oturmaları nafiledir. AKP-MHP rejiminin şu anda yaptığı şey; tıpkı çocuklarını savaşa sürüp kullandıktan sonra şimdi öldürmek istediği gibi, bu aileleri de çıkarları uğruna kullanmaktır. Polis ve asker aileleri bu gerçeği bilmeli ve kirli politikalara alet olmamalıdır” diye seslendi.

Bilindiği gibi Erdoğan liderliğindeki Türk devleti, 24 Temmuz 2015’te Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı Çöktürme Planı’nı devreye koyarak topyekun bir savaş başlattı. Yoğun çatışmalarla geçen bu 5 yılda polis, asker ve MİT’çiler farklı yer ve zamanlarda HPG gerillaları tarafından tutuklandı. Tutuklandıkları günden itibaren Türk devletinin hiçbir şekilde sormadığı, sahiplenmediği ve yokmuşçasına görmezden geldiği askerlerin durumunu ailelerinden başka merak eden yok. Esir askerlerden Müslüm Altıntaş’ın babası ise son günlerde HDP Amed İl binası önünde oturup, çocukları dağda olduğu iddia edilen ailelerle birlikte çocuğunun gelmesini talep ediyor.

Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanı Murat Karayılan, geçen hafta kendisiyle yapılan bir söyleşide, AKP-MHP-Ergenekon yönetiminin, MİT ve Emniyet marifetiyle HDP’nin önüne bırakılan ailelerin, operasyonel bir faaliyetin parçası yapıldığını belirterek, ”Şu kesindir ve herkes bilmelidir: Onlar orada on gün değil, on yıl da otursalar kimse geri gelmez” demişti. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık da Pazar günü ANF’de yayınlanan söyleşisinde özellikle ailelerin bir derdi varsa muhatabın HDP değil, PKK ve gerilla olduğunun altını çizdi.

HDP Amed İl binası önünde esir Türk güçlerinin ailelerini de oturmasını, esirler için AKP-MHP hükümetinin herhangi bir girişiminin olup olmadığını HPG komutanlarından Mahir Deniz’e sorduk.

TÜRK DEVLETİ GÖRMEZDEN GELİYOR

Komutan Mahir Deniz, ellerindeki polis, asker ve MİT’çilerin 5 yıldan beri tutuklu olduklarını; ailelerinin merakını gidermek ve kamuoyunu bildirmek için daha önce görüntü ve konuşmalarını yayınladıklarını, hatta bu yıl bayram vesilesiyle ailelerine mektup göndermelerini de sağladıklarını hatırlattı. Komutan Deniz, “Fakat tüm bunlara rağmen Türk devleti ve kamuoyu, sanki bu polis, asker ve MİT’çiler hiç yokmuş gibi davranıyor, adeta görmezden geliyor. Kendilerini soran hiç kimse yok” dedi.

HAVA SALDIRILARIYLA ÖLDÜRMEK İSTİYOR

Türk devlet yetkililerinin esir polis, asker ve MİT’çileri almaya dönük herhangi bir girişimde bulunmadığı gibi yerini tespit etmeye çalıştığını belirten Komutan Mahir Deniz, yerlerini tespit ederek hava saldırılarıyla bu personellerini öldürmek istediğini söyledi. HPG komutanlarından Mahir Deniz, şöyle devam etti: “Çünkü karadan bir operasyonla ulaşamayacaklarını biliyorlar. Türk devleti ve istihbaratı bir süreden beridir bu arayış içerisindedir. Bunun iki sebebi var:

* Yanımızda tutuklu oldukları için kendileri bu esirleri hava saldırılarıyla öldürecek ve kamuoyuna ‘PKK polis ve askerlerimizi infaz etti’ diyerek bizi suçlayacak.

* Kendi polis ve askeri de olsa faşist AKP-MHP rejimi için insan yaşamının hiçbir kıymeti yoktur.

Komutan Deniz, 2008’de Oramar’da 8 Türk askeri esir alındığında o zamanki AKP yetkililerinin ‘esir alınacaklarına ölselerdi daha iyiydi’ sözlerini hatırlatarak, “Faşist AKP-MHP rejimi, şu anda da aynı zihniyetle kendi polis, asker ve MİT’çilerini imha etmenin peşindedir” şeklinde konuştu.

SAVAŞA SÜRÜKLEYEN SAHİP ÇIKSIN

Dersim-Pülümür karayolunda 2 Ekim 2015’te tutuklanan er Müslüm Altıntaş’ın babasının HDP Amed İl binası önünde oturttulduğunu hatırlattığımız HPG komutanlarından Deniz, şunları ifade etti: “Elimizdeki devlet güçlerinin tutuklanma sebebi, Erdoğan rejiminin Kürdistan halkına karşı işlediği insanlık suçuna ve savaş suçuna iştirak etmeleridir. Bu savaşın bir tarafı AKP-MHP rejimidir. Dolayısıyla bu tutuklulara sahip çıkması gereken bu rejimdir. Çünkü onları bu çıkmaz yola sürükleyen de bu rejimdir.

HDP ÖNÜNDE OTURMALARI NAFİLEDİR

Asker ailelerinin gidip HDP’nin kapısının önünde oturmaları nafiledir. Bu askerleri tutuklayan biziz, savaşın bir tarafı da biziz, dolayısıyla muhatabı da bizleriz. Eğer elimizdeki tutukluların aileleri bir gün gerçekten de çocuklarını sağ salim görmek istiyorlarsa o zaman gidip AKP-MHP rejiminden, Erdoğan’dan kendi çocuklarının eve gelmesi için ne yaptıklarını sorsunlar. Sorsalar da bir cevap alamazlar, çünkü yaptıkları hiçbir şey yoktur. Az önce de belirttiğim gibi, Türk devleti ve istihbaratı elimizdeki tutukluların yerini tespit edip öldürmeye çalışıyor. Şimdi timsah gözyaşları dökerek o annelerin, ailelerin acısını sömürmeye, kendi çıkarları için kullanmaya çalışıyor. Hiçbir samimiyetleri yoktur. Hiçbir aile bu oyuna gelmemeli, Erdoğan’ın bu ikiyüzlü sinsi politikasını görmelidir.

NİÇİN ÖLDÜRMEK İSTEDİĞİNİ SORSUNLAR

Açıkça belirtiyoruz: Eğer bu tutukluların başına herhangi bir şey gelirse sorumlusu Erdoğan ve AKP-MHP rejimidir. Bu aileler, her şeyden önce AKP-MHP’ye, Erdoğan’a ‘çocuklarımızı öldürmeyin, onları niçin öldürmek istiyorsunuz’ demeli. Çünkü onların canına kast eden bir rejimle karşı karşıyayız. AKP-MHP rejiminin şu anda yaptığı şey; tıpkı çocuklarını savaşa sürüp kullandıktan sonra şimdi öldürmek istediği gibi, bu aileleri de çıkarları uğruna kullanmaktır. Polis ve asker aileleri bu gerçeği bilmeli ve kirli politikalara alet olmamalıdırlar.”

ÇOCUKLARINA BÖYLE ULAŞAMAZLAR

Çocuklarının dağda olduğu iddia edilerek MİT ve Emniyet marifetiyle HDP’nin kapısına bırakılan ailelere de seslenen HPG komutanlarından Mahir Deniz, şunları söyledi: “Şimdi Erdoğan, güya gerilla annelerinin çocuklarına kavuşması için takipçisi olacağını ileri sürüyor. Peki gerillayı imha edebilmek için Türkiye’nin ekonomisini kriz pahasına savaş uğruna harcayan bunlar değil midir? Bir gerillayı imha edebilmek için tüm tekniğini ve milyonlarca lirayı seferber eden bu devlet değil midir? Kendi asker, polis ve istihbaratçılarını bile imha etme peşinde olan bu devlet gerilla ailelerini mi düşünecek? Erdoğan ve Türk devletinin böyle bir derdinin olmadığı açık. Gerilla annesi, ailesi olduğunu iddia edenler, bu hakikatin bilincinde olmalı, bu devletin gerçek yüzünü görmeli ve özel savaş oyunlarının aleti olmaktan uzak durmalıdır. Bu tür şeylere alet olunarak çocuklarına ulaşamazlar. Merkez Karargâh Komutanımızın da belirttiği gibi, orada on gün değil, on yıl da otursalar kimse geri gelmez.”

ESİR ASKER, POLİS VE MİT’ÇİLER

MİT’in Yurtdışı Etnik Bölücü Faaliyetler Başkanı Erhan Pekçetin ile MİT İnsan Kaynakları Yöneticisi Aydın Günel, 4 Ağustos 2017’de Süleymaniye’nin Dokan kasabasında özel bir operasyonla yakalanmışlardı. Bunların dışında hala PKK’nin elinde esir olan 9 asker ve polis de var. İşte o esirler:

Sedat Sorgun: Erzurumlu. Van F Tipi Cezaevi'nde askerlik yapıyordu. 4 yıldır esir.

Ümit Gıcır: Balıkesirli. Çukurca İlçe Jandarma’ya atanmıştı. Üç yıldır esir.

Semih Özbey: Malatyalı. Dersim’den Malatya’ya izne giderken dört yıl önce esir alındı.

Adil Kabaklı: Osmaniyeli. Ankara Etimesgut’ta eğitimin tamamlayıp Dersim’e giderken yolda esir alındı. Dört yıl oldu.

Müslüm Altıntaş: Urfalı. Dört yıl önce askerlik yaptığı Dersim’de esir alındı.

Mevlut Kahveci: Eskişehirli. Çukurca’dan Hakkâri’ye giderken üç buçuk yıl önce esir alındı.

Sedat Yabalak: Mersinli. Urfa’da polisti. Erzurum’dan Urfa’ya giderken Amed-Lice yolunda alındı. Dört yılı doldu.

Süleyman Sungur: Siirtli. Bingöl’de askerdi. Amed-Lice yolunda dört yıl önce alındı.

Hüseyin Sarı: Maraşlı. Sarıkamış’ta uzman çavuştu. Maraş’a giderken 4 yıl önce alındı.