İHD Tuzluçayır raporu: Cami-Cemevi projesinden vazgeçilmeli

İHD Tuzluçayır raporu: Cami-Cemevi projesinden vazgeçilmeli

İHD Genel Merkezi ve Ankara Şubesi, 8 Eylül tarihinde Tuzluçayır'da yapımına başlanan tartışmalı "Cami-Cemevi" projesine karşı halkın tepkisine polisin şiddetli müdahalesine ilişkin raporunu açıkladı. İHD,  semt sakinlerinin görüşü alınmadan Cem Vakfı ve Gülen cemaati tarafından yapımına karar verilen projeden vazgeçilmesini istedi.

Tuzluçayır'da yapımına başlanan "Cami-Cemevi" projesi sonrası yaşanan olaylara ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi ve Ankara Şubesi tarafından hazırlanan rapor bugün açıklandı.

Tuzluçayır Meydanı'nda açıklanan raporu okuyan İHD MYK üyesi Selma Güngör projeye Tuzluçayır halkının göstermiş olduğu demokratik tepki sonrası siyasal iktidarın onayıyla polis tarafından ağır saldırılar yapıldığını belirtti.

Güngör,  polis şiddetinin bilançosunu şöyle açıkladı: "Olayların gelişiminin ele alındığı raporda olaylar sırasında 4 kişide bacak kırığı, 3 kişide kafa travması, 2 kişide gaz fişeği ile kol kırılması, şakağa gaz bombası isabet etmesi nedeniyle yoğun bakıma kaldırılma ve çok sayıda gaz zehirlenmesi meydana geldiği belirtildi. 9 kişide gazdan dolayı geçici körlük oluşmuş, 24 yaşındaki bir kadın kafasından yaralanmış, 45-50 yaşlarında bir yurttaş sivil polisler tarafından darp edilmiş ve 12 kişinin de plastik mermi ile yaralanmıştır. Bu rakamlar revirlere intikal eden rakamlardır. Ancak gerçek verilerin bunun çok üstünde olduğu bir gerçektir.” 

İHD Ankara Şube Başkanı Halil İbrahim Vargün, Şube Sekreteri Fatma Güneş, Şube Yöneticisi Cengiz Mendillioğlu ve Serbay Köklü tarafından oluşturulan heyetin Tuzluçayır Mahallesi'nde bulunan siyasi partiler, köy dernekleri, kadın örgütleri, sendikalar ve birebir polis şiddeti mağdurları ile görüştüğünü belirten Güngör, görüşme ve gözlem sonrasında hazırlanan raporda yer alan tespit ve önerileri şöyle sıraladı:

- Yaptığımız tespitlerde Tuzluçayır semtinde "Cami-Cemevi"nin birlikte inşa edilmesi ile ilgili hiçbir talebin olmadığı, bu konuda semt sakinlerinin görüş ve önerilerinin alınmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda bu projenin devlet-hükümet destekli ayrı iki mezhepten faaliyet gösteren Cem Vakfı ile Gülen cemaatinin (Toplum mühendisliği) kapsamında tepeden inmeci ve baskıcı bir yöntemle hayata geçirilmek istendiği anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi ibadethane yerleri ancak o yerde yaşayan halkın ihtiyacı ve talebi doğrultusunda yapılabilir. Tuzluçayır halkının hiçbir ihtiyacı olmadığı halde böyle bir projesinin devlet-hükümet destekli olarak hayata geçirilmek istenmesi antidemokratiktir. Bu projeden vazgeçilmelidir.

- Türkiye Cumhuriyeti'nin Türk etnisitesine dayalı ve kendine özgü suni Müslüman anlayışını benimseyen resmi devlet ideolojisi ile birlikte Alevilerin asimilasyonlarına karşı Alevi kanaat önderlerinin öncülüğünde Alevilerin direndiği bilinmektedir. Başta Kürt siyasal hareketi olmak üzere Alevilerin, Türkiye devrimci demokratlarının direnişiyle birlikte gelişen demokratikleşme sürecinde Alevi asimilasyonunun sürdürülemeyeceği anlaşılınca farklı yöntemlerin devreye konmak istendiği anlaşılmaktadır. Alevi inancını kabul etmek ve saygı duymak yerine suni inancı yakınlaştırmaya dönük adeta farklı bir asimilasyonu amaçlayan yönelimler olduğu bilinmektedir. Cami-Cemevi projesinin böyle bir amaç doğrultusunda hayata geçirilmek istendiği anlaşılmaktadır. Devlet-hükümet insanların din ve inançlarına müdahale etmekten vazgeçmelidir.

- Türkiye'nin taraf olduğu uluslar arası sözleşmeler (AİHS ve ek protokolleri, BM Uluslararası Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi gibi) din, vicdan ve inanç özgürlüğünü güvence altına almaktadır. Uluslararası hukuk gereği, Alevi inancını tanımalı, Alevilerin ibadethane olarak tanınmasını istediği cemevlerinin statüsünü kabul etmeli. Alevilerin kendi din insanlarını yetiştirmeleri önünde engel çıkartmamalı, okullarda zorunlu din dersi uygulamasından vazgeçilmeli ve Alevilere uygulanan ayrımcılığı sona erdirmeli. Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı taleplerini kabul etmelidir.

- Kamuoyunda ancak cami ile birlikte var olursa bir değer ifade edebileceğine dair kanaat oluşturmaya ve bu yolla Alevi inancını değersizleştirmeye dönük bu gibi projeleri uygulayanların Alevilerden, yarattıkları bu algı nedeniyle özür dilemeleri gerekmektedir.

- Tuzluçuyır Cami-Cemevi inşaatına başlanması ile birlikte Tuzluçayır halkının göstermiş olduğu demokratik tepkinin polis şiddetiyle bastırılması işkence ve kötü muamelenin sokak ortasında yapıldığını göstermiştir. Polis şiddeti ile yaralama, darp, işkence ve kötü muamele de bulunan polisler ve amirleri hakkında etkili idari ve adli soruşturma açılmalı. Bu soruşturmalar kavuşturmaya dönüştürülmelidir.