İHD ve TUHAD-FED’den hasta tutsaklar için duyarlılık çağrısı

İHD ve TUHAD-FED’den hasta tutsaklar için duyarlılık çağrısı

İHD Ankara Şubesi ve TUHAD-FED Ankara Temsilciliği, “Demokrasi ve Barış Konferansı”na katılanlara hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla basın bildirisi dağıtarak duyarlılık çağrısında bulundu.

Kürt sorununda çözüm ve barış tartışmaları eksenli toplanan “Demokrasi ve Barış Konferansı”nda İHD Ankara Şubesi ve TUHAD-FED Ankara Temsilciliği, konferansa gelen 500’ün üzerindeki katılımcıya hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla basın bildirisi dağıttı. “Vicdanlarımız kurumasın” başlığıyla dağıtılan bildiride, “Şu anda cezaevlerinde tedavi olamadıkları için ölüm sırasını bekleyen yüzlerce hasta tutsak var. Evet bu çatışmasızlık sürecinde bölgeden aylardır ölüm haberleri gelmiyor. Başta analar olmak üzere herkesi sevindiren ve umutlandıran bir durum bu” denildi.

Cezaevlerinden gelen ölüm haberlerine dikkat çekilen basın bildirisinde, “Ölüm sıralarını bekleyen hasta tutsaklardan gelen haberler, sevinçleri ve umutları boğazlarda düğümlendiriyor. Barışın demokrasinin geleceğine olan inancı eritiyor, tüketiyor. Her insanın, insan olmaktan kaynaklı doğal hak olarak, sağlık hizmetlerine ulaşabilir olması gerekir. Ama bu topraklarda cezaevinde bulunmak demek, bu hakkın daha baştan kaybedildiği anlamına gelmektedir. Üzerimize düşen sorumluluğu hatırlatmanın şu anda en acil ve hayati durum olduğunu düşünüyoruz” denildi.

‘AVAZIMIZ ÇIKTIĞI KADAR ‘YETER’ DEMELİYİZ’

“Onlar bir bir ölüyorlar” denilen basın bildirisinde, şu hususların altı çizildi: “Ölüm cezasının kalktığının söylendiği bu ülkede ölüme ölmeye mahkum olarak sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlar. Tedavi olmalarına izin verilmediği için tedavilerinin sağlıklı koşullarda yapılmasına izin ve imkan verilmediği için ölüyorlar. Soğuk taş duvarların ardında sevdiklerinden uzakta vedasız ölüyorlar. Hasta tutsakların ölümünde hepimizin, her birimizin sorumluluğu, utancı var. Tedavi olmaları, ölümlerin önüne geçmek için tüm hasta tutsakların acil olarak tahliye edilmelerini istemek, tahliye isteğimizi gündeme taşımak, bunun için mücadele etmek ertelenmez bir görev, bir sorumluluk. Vicdanlarımız kurumadıysa, yüreğimiz taşlaşmadıysa, tüm insanı duygularımız tükenmediyse tahliyeler için harekete geçmeli, ‘Artık yeter! Êdî bes e!’ diye avazımız çıktığı kadar haykırmalıyız.”