KCK Emekçiler Komitesi, 29 Mayıs’ta Adıyaman’da meydana gelen trafik kazasında 10 kadın tarım işçisinin yaşamını yitirmesine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, Kürdistan coğrafyasının kapitalist modernite güçlerinin ulus devlet anlayışı ekseninde geliştirdiği politikalar sonucunda Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana Kürdistan coğrafyası ve halkı üzerinde hiçbir insani ve ahlaki değer tanımadan yürütüldüğü belirtildi.

Kazada yaşamını yitiren kadın tarım işçilerinin ailelerine başsağlığı, yaralılara da acil şifalar dileyen KCK Emekçiler Komitesi, “Sermaye güçlerinin açgözlülüğüyle coğrafyası yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle tarumar edilirken, halkı da her türlü maddi ve manevi sömürüye maruz kalmıştır. Kürdistan halkının küçümsenmeyecek oranda bir kısmı doğup yaşadığı ana mekanını terk edip başka diyarlarda yaşamını sürdürme kavgası verirken, ülkede kalanlar da bu yaşam kavgasının çok haksız ve acılı sonuçlarıyla karşı karşıya kalmaktadırlar” dendi.

Kürdistan’ın çok zengin yer altı ve yer üstü zenginliklerine sahip olmasına rağmen, Kürdistan halkının bu zenginliklerden faydalanması bir yana, kendi yaşadığı mekanda karnını doyuramayacak bir duruma düşmesinin kapitalist modernite sisteminin Türkiye eliyle ulaştığı boyutu göstermesi açısından önemli olduğu da açıklamada vurgulandı.

Bütün mantalitesini azami kar ve insan emeğinin daha fazla sömürülmesine dayandıran böyle bir sistemin insana değer vermesi, onun can güvenliğini ve sağlığını koruması açısından gereklerini yerine getirmesinin beklenemeyeceği de vurgulanan açıklamada “Hemen her yıl olduğu gibi bu yıl da mevsimlik işçilerin canlarına mal olan hazin sonları bu sistemin çirkin yüzünü gösterirken, buna karşı sessiz kalmanın da insan vicdanı ve ahlakı açısından hiçbir şekilde kabul edilemeyeceği de açıktır. En son Adıyaman’da yaşanan ve on kadının yaşamına mal olan mevsimlik işçilerin trajik sonu, her yıl yaşanan ve normalleşmiş bir olay gibi ele alınmaması ve üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir durumdur. Kendi zengin ana mekanında yaşam ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma düşürülen bu anaların hazin sonundan devletin sorumluluğu kadar, bu olaya sessiz kalan demokratik çevreler, kadın örgütleri, sivil toplum örgütleri de sorumludur” dendi.

Yeni ölümlerin yaşanmaması için tüm demokratik kurum ve kuruluşların, aydın ve sanatçıların da duyarlı olması gerektiği vurgulanan KCK Emekçiler Komitesi açıklamasına şöyle devam edildi: ”Bu tarzda insanların ölmesi bir kader değildir. Olsa olsa devletin büyük bir aymazlığı ve gözünü kan bürümüş iktidar ve kar hırsıyla toplumda yaşanan duyarsızlıktır. Toplumsal duyarlılıkla mevsimlik işçilerin her yıl yaşadığı bu ölümlerin önüne geçilebilir ve bu konuda gerekli tedbirler alınabilir. Halkımızı işsizleştirip, yoksullaştırıp kendi ana mekanından koparıp acılı sonları yaşatan bu sistemi ve AKP iktidarını kınıyor, halkımızı da bu konuda duyarlı olmaya ve mücadele etmeye çağırıyoruz. KCK emekçiler komitesi olarak bizlerde bu olayda yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı ve yaralılara da acil şifalar diliyoruz.”