‘KCK’ İstanbul davasında 6. duruşma görüldü
‘KCK’ İstanbul davasında 6. duruşma görüldü
‘KCK’ İstanbul davasında 6. duruşma görüldü
"KCK" İstanbul ana davasının 6'ncı duruşmasında yapılan savunmaların ardından Mahkeme Başkanı Ali Alçık, yapılan yeni hakim atamaları ile birlikte iki heyet olduklarını, bundan böyle duruşmalara en fazla bir hafta ara verileceğini belirtti. Alçık, "Bundan sonra duruşmalara iki buçuk ay gibi ara verilmeyecek. En fazla bir hafta ara verilecek ve tekrardan duruşmalar iki-üç hafta sürecek şekilde devam edecek" dedi.
97'si tutuklu 205 Kürt siyasetçi ve insan hakları aktivistinin yargılandığı ‘KCK’ İstanbul ana davasının 6'ncı duruşması Kürt siyasetçilerin savunmaları ile devam etti. Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısında bulunan adliye binasındaki İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonunda devam eden duruşmada öğle arasından sonra BDP İstanbul İl Örgütü eski yöneticisi Cahit Özmaya'nın savunmasına geçildi.
Savunmasına, duruşmada ilk savunmayı yapan BDP eski PM üyesi Mustafa Avcı'nın yaptığı savunmaya katıldığını belirterek başlayan Özmaya, "2 yıldır tutukluyum ve ilk defa burada konuşma hakkı alıyorum. Dolayısıyla söyleyeceklerim benim açımdan çok önemli ve dikkatli dinlenmesini istiyorum" dedi. 2007 yılında İstanbul'a geldiğini ve iki arkadaşı ile birlikte mimarlık şirketi kurduklarını belirten Özmaya, "2009 yılında DTP'ye üye oldum ve 2010 yılında BDP İl yöneticiliği yaptım. Ben BDP'de örgütlemeden sorumlu komisyonun içinde çalışıyordum. Aynı zamanda şirket çalışmalarıma devam ediyordum. 2011'de yapılan genel seçimlerden sonra görevimden ayrıldım" dedi.
İki yıl yaptığı çalışmalarda hiçbir illegal faaliyette bulunmadığını ifade eden Özmaya, "İddianamede bana yöneltilen suçlamaların hiçbir dayanağı yoktur. 2 iddia var. Bunlardan ilki Demokratik Kent Konseyi'nde yer aldığım belirtiliyor. Bu yasa dışı bir kuruluş değildir, burada yer almak da suç değildir, fakat ben burada yer almadım. Evet bir kent konseyinde yer aldım bu da Esenyurt Kaymakamı ve emniyet amirinin de içinde bulunduğu Esenyurt Kent Konseyi'ydi. BDP adına ordaydım" dedi. Kendisi hakkında belirtilen ikinci bir iddianın ise BDP'nin düzenlediği 3 toplantıya katılmak olduğunu belirten Özmaya, "Ben bu toplantılara katılmadım, keza katılabilirdim de. Bu hiç bir suç teşkil etmez. Dolayısı ile şayet toplantıda olduğum iddia ediliyorsa toplantıda ses analizinin yapılmasını istiyorum" dedi. Özmaya son olarak, "Benim hakkımda iddia edilenlerin hepsi aslında bir iddia değil bir ihtimaldir" diyerek tahliyesini talep etti.
Ardından savunması alınan BDP Kadın Meclis üyesi Ayşe Hacı Mirzaoğlu, operasyonun ardından savcılık ve emniyet aşamasına kısaca değinerek, "Bizler gözaltındayken neyden yargılandığımızı bilmeden bize sorulan sorulara cevap vermemiz isteniyordu. Bizim adil yargılanmamızın çiğneneceği bilinmesine rağmen böyle bir şey yapılıyordu. Niye diye sorduğumuzda ise 'Soruşturmanın selameti gereği gizli kalması gerekir' diye cevaplar alıyorduk. Fakat daha biz gözaltındayken medyada çarşaf çarşaf bizim hakkımızda birçok şey çıkıyordu. Nasıl oluyor da biz yargılananların bilgisi yok da bir kısım medyanın bundan bilgisi var. Keza bunlar hakkında herhangi bir soruşturma da açılmadı" dedi. Dosya üzerinde "gizlilik" kararının 6 ay boyunca devam ettiğini belirten Mirzaoğlu, "Delilleri ve iddiaları o zaman gördüm. Ondan önce ben tutuklanan arkadaşlarıma baktığımda hepsi BDP'liydi. Dolayısı ile kendi kendime 'Bu yapılan bir BDP operasyonu' dedim. İddianameyi gördüğümde de bu yargım değişmedi, bilakis güçlendi. Çünkü bütün legal faaliyetlerimiz illegal olarak yansıtılmış" dedi. Kendisinin BDP Kadın Meclisi'nde olduğunu, yalnız ısrarla DÖKH üyesi gibi iddianamede yer aldığını dile getiren Mirzaoğlu, "DÖKH de legal bir platformdur, yalnız neden illegal olarak gösteriliyor. Keza ben orda değil Kadın Meclisi'nde çalışıyorum" dedi. Kendisinin birçok toplantıya katıldığının da iddianamede yer aldığını söyleyen Mirzaoğlu, "Bunlara ortam dinlemesi dayanak gösteriliyor. Ortam dinlenmesi insani boyutu olmayan, teknik bir boyuttur. Dolayısı ile buradan hiçbir delil çıkarılamaz. Tekrar belirtmek gerekir, bu toplantılar illegal toplantılar da değildir" dedi.
Eşitlik, adalet ve özgürlüğü her zaman benimsediğini ve bundan dolayı BDP'de yer aldığını ifade eden Mirzaoğlu, "Ezilen ve yok sayılan Kürt halkının özgürlük taleplerini BDP'nin temsil ettiğini düşünüyorum" dedi. Mahkeme başında neden, "Ez li virim" dediğini de açıklayan Mirzaoğlu, "Dillerin özgürlüğü konusunda ve anadilde eğitim konusunda ısrarın doğru olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla ben burada özgürce kendimi ifade ederken arkadaşlarımın burada dillerinden dolayı konuşturulmamasını doğru kabul etmedim ve ahlaki de bulmadım. Bundan dolayı 'Ez li virim' dedim" diye konuştu.
Savunmaların ardından Mahkeme Başkanı Ali Alçık, yapılan yeni hakim atamaları ile birlikte iki heyet olduklarını, "Mahkemede hakim sayımız 6'ya çıktı. Dolayısıyla iki heyet olduk. Buradaki heyet KCK davalarına devam edecek. Diğer heyet de Çağlayan'daki davalara bakacak. Bundan sonra duruşmalara iki buçuk ay gibi ara verilmeyecek. En fazla bir hafta ara verilecek ve tekrardan duruşmalar iki-üç hafta sürecek şekilde devam edecek" dedi.
Duruşma yarın, BDP Ümraniye eski İlçe Eş Başkanı Erman Ergin'in savunması ile devam edecek.