Mardin’in Kızıltepe ilçesine bağlı Yurtderi (Aser) köyünde faili meçhul cinayetler kapsamında kazı yapılması, Birlik ailesinde yıllardır kayıp olan yakınlarını bulma umutları yarattı. Mardin’in Kızıltepe ilçesinde faili meçhul cinayetler kapsamında yapılan kazı çalışmalarında 2 kafatası ve çok sayıda kemik bulunması, Bitlis’in Mutki ilçesinde yaşayan Birlik ailesi üyelerinde yıllardır kayıp yakınlarını bulma umutları yarattı.

BDP Mutki İlçe Başkanı Çetin Birlik, 2008 yılında Yurderi köyünde terkedilmiş bir kilisenin bahçesinde yapılan kazılarda 2 kafatası ve çok sayıda kemiğin bulunması üzerine, Birlik ailesinin DNA örneklerini yolladıklarını belirtti. Ancak o tarihten buyana herhangi bir alamadıklarını da vurgulayan Birlik, en son bulgularla birlikte, yıllardır kayıp olan 4 yakınlarının akibeti konusunda ümitli olduklarını açıkladı.

29 Mart 1995’ten bu yana yakınlarından haber alamayan Çetin Birlik, kazı çalışmalarının yürütüldüğü bölgenin işkence ve infaz merkezi olduğunu söyledi. Çeşitli tarihlerde yerel kaynaklardan kendilerine ulaşarak, yakınlarına burada işkence yapıldığı ve ardından da infaz edilerek, bölgeye gömüldüklerinin iletildiğini de sözlerine ekledi.

Yurderi köyünde sürdürülen kazı çalışmalarında bulunan kemiklerin yakınlarına ait olduğundan şüphelendikleri için kan örneği verdiklerini ve sonucu beklediklerini de kaydeden BDP Mutki İlçe Başkanı Çetin Birlik, “19 yıldır devam eden arama çalışmalarında bir netice elde etmeyi ümit ediyoruz” dedi.

KUZU: İNFAZ EDİLENLER KADAR, İNFAZ EDENLERİN DE KİMLİKLERİ ORTAYA ÇIKARILMALI

İHD Mardin Şube Başkanı Av. Erdal Kuzu, 29 Mart 1995’te Mardin’in Kızıltepe Cezaevi civarında kaçırılan Abdulbaki Birlik, Kemal Birlik, Zübeyir Birlik ve akrabaları Kemal Alabalık’ın gördükleri işkence ardından infaz edildiklerine dair duyum aldıklarını söyledi.

Cenazelerin kimlere ait olduğunun tespit edilmesi kadar, kimler tarafından infaz edildiğinin de kayıtlarının açıklanması gerektiğini vurgulayan İHD Mardin Şube Başkanı Kuzu,”Devlet hafızası hukuk gücü eli ile çalıştırılarak emir veren ve infaz edenlerin de kimliklerini ortaya çıkarmalı ve açılacak davalar aracılığıyla bir dönemin karanlığı ile devletin bizzat kendisinin yüzleşmesi sağlanmalıdır. Barış sürecinin en yetkili ağızlarca dillendirildiği bu günlerde söz konusu olaylara ait kayıtlar ve devlet hafızası açılarak kalıcı bir barış için somut adım atma şansı kullanılmalıdır” dedi.