Konferansta, ulusal birlik yaklaşımı kabul gördü
Konferansta, ulusal birlik yaklaşımı kabul gördü
Konferansta, ulusal birlik yaklaşımı kabul gördü
“Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı”nın demokratik çözüm hamlesinde tarihsel rolünü oynayacağını ifade eden konferans bileşenleri tarafından ulusal birlik yaklaşımı kabul gördü.
Liluz Otel’de ikinci gününde “Kuzey Kürdistan’da ulusal birlik ve ortak tutum” başlıklı dördüncü oturumuyla devam eden "Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı" sona erdi.Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla organize edilen 4 büyük konferanstan biri olan “Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı”na Kürtler yanısıra Ermeni, Süryani, Ezîdî, Arap gibi birçok halk ve topluluktan 250 delege katıldı. Aralarında BDP, DTK, KADEP, ÖSP gibi siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları ile derneklerinin bulunduğu 17 örgüt tarafından gerçekleştirilen konferansta, Kuzey Kürdistan halkı kendi geleceğini belirleme noktasında tarihi bir dönemeci daha geride bıraktı.
BULDAN: ZAMAN KÜRDİSTANLI HALKLARIN BİRLİK ZAMANIDIR
BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, modern çağda Kürdistan’ın dört parçaya bölünerek her dört parçada Kürtlerin katledilerek yok sayıldığını vurgulayarak, “Kürtler özgürlük sevdalarını yaşattı. Direnişler bir mirası, birikimi oluşturdu. Bundan en fazla etkilenen kadınlar olmuştur. Kürt kadınları ulusal değerlerine ve kültürlerine sahip çıkmıştır. Sömürgecilerin zor aygıtına karşı koyarak bunu başarmıştır. Kürt kadınları birçok isyana direnişçi olarak katılmıştır. Öncülük düzeyinde katılmıştır. Dersimde Bese Kerküklü Leyla Qasım’a kadar canlarını feda etmişlerdir. Her türden gericiliğe karşı Beritan karşı durmuştur. Zilan, kendi şahsında bedenini silah yaparak Kürtlerin hafızasında silinmeyecek bir direniş sergilemiştir. Kürt kadınları sömürgecilere verdiği mücadele kadar erkeğe karşı da mücadele etmiştir. Kürt kadınları bugün ulaştığı düzeyde yaşamın her alanına aktif olarak katılmaktadır” diye konuştu.“Zaman Kürdistanlı halkların birlik zamanıdır” diyen Buldan, “Kadınların birliği toplumları özgürleştirecektir. Bu yaklaşım tarihi öneme sahiptir. Biz kadınlar birliğin öncüsü olmalıyız ki onurlu bir barışa vesile olsun. Ulusal birlik emperyal güçlerin sınırlarını geçersiz kılacaktır. Tarihe ve insanlığa karşı sorumluluk budur. 21. yüzyıl demokratik kurtuluş ve özgürlük yüzyılı olacaktır. İnsanlığın ve Kürtlerin kurtuluşu olacaktır. Ezilenlerin birlik yüzyılı olmalıdır” diye konuşmasını tamamladı.ÖSP Genel Başkan Yardımcısı Aziz Mahmut Ak, Kürtlerin nasıl bir birlik istediklerinin üzerinde durdu. İçinde bulunulan sürecin tarihi bir fırsat olduğunu ifade ederek, bu fırsatın kaçırılmaması için Kürdistan’da cephesel birliğin gerekliliğinin altını çizdi. Bir çatı örgütü kurulmasının aciliyetine değinen Ak, demokratik yaşamın örülmesi yönündeki önerilerini dile getirdi.‘
ULUSAL BİRLİK ÇALIŞMALARINDA ÖCALAN’IN SEVK EDİCİ ROLÜ OLMUŞTUR
BDP MYK üyesi Hüseyin Koçuk ise yaptığı sunumda, Kürdistan’da özgür yaşam arayışının son 200 yıldır şiddetli katliam, göç, asimilasyon ve baskı politikaları ile sonuçsuz bırakılmak istendiğini ifade etti. Ortadoğu bölgesinin en eski ve kültürel olarak en canlı halklarında olan Kürtlerin bu saldırıların hedefine alınmasının şaşırtıcı olmadığını ifade den Koçuk, “Yaşadıkları Kürdistan ülkesinin kendi iradeleri dışında 4 egemen devlete taksim edilmesi ve bunun bir kadermiş gibi dayatılması gerçeği artık hükmünü yitirmektedir. Kürtler başta olmak üzere Kürdistan’da yaşayan diğer halklar ve toplumsal kesimler tarihsel ilişki ve deneyimlerinden yola çıkarak bir arada yaşama hukuklarını oluşturmuşlardı. Fakat hem hegemonik kapitalist güçler ve devletler, hem de bölge devletlerinin egemenlik ve tahakküm arayışları Kürdistan’ı ulus-devlet çağının kurbanı olmaktan kurtaramadı” dedi.“Kürdistan ülkesinin gerçekliğini salt egemen devletlerin yaklaşımı ve güçsüz bırakma arayışlarıyla elbette izah edemeyiz” diyen Koçuk, bundan daha önemli bir gerçeklik olarak Kürt ulusal birliğinin sağlanamamış olduğunu söyledi.Konferansın tarihsel bir özeleştiri anlamını da taşıdığını dile getiren Koçuk, konferansın Kürdistan’da gelişen ulusal birlik ve ortak yaşam arayışını hayata geçirme sorumluluğunu üstlendiğini kaydetti. Koçuk sözlerini şöyle sürdürdü: “Kuşkusuz bu ulusal birlik çalışmalarında Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın önemli ve sevk edici bir misyonu ve rolü olmuştur. Konferansımız da kendisinin çağrısıyla toplanmış, bileşenler bu çağrının tarihsel değerine iştirak etmiştir. Bugüne kadar verilmiş olan amansız özgürlük mücadelesi artık önemli bir aşamaya gelmiştir. Egemen devletlerin Kürt halkını kendi içinde ayrıştıran, bölen ve kategorize eden siyaseti çöküşle yüz yüzedir. Kürtlere ağır bedeller ödeten bu toplumsal saldırı genetiğiyle oynamakla eşdeğerdir. En başta varlığı, kültürü, dili, kimliği, ülkesi, inancı ve onuruyla oynanmıştır. Kendisi dışında her şey olmaya açık bırakılmıştır. Ama Kürdistan’da Kürt olmayı yasaklamış, ölüm ve katliam sebebi yapmıştır.”Ulusal birlik ve Demokratik çözüm hamlesinde tarihsel rolünü oynayacağını ifade eden Koçuk, ulusal birlik yaklaşımının tüm bileşenlerce de kabul gördüğünü sözlerine ekleyerek, ulusal birlik iradesinin net tutum alarak dikkat etmesi gereken hususları şöyle belirtti: “-Kürtlerin öz yönetim hakkıdır.-Anadilin yasal bir güvenceye kavuşturulması ve şimdiden yaşamın her alanında örgütlendirilmesidir.Anayasada Kürt varlığının tanınmasıTüm toplumsal farklılıkların ve kesimlerin temel haklarını yasal ve anayasal güvenceye alınmasıdır.Bu sürecin akamete uğramaması için gelişecek her türlü saldırıya karşı tavır geliştirmekKürdistan doğasına ve değerlerine dönük saldırılara karşı tutum almak ve siyasetini geliştirmek”“Kuzey Kürdistan’da ulusal birlik ve ortak tutum” başlığı altında gerçekleşen dördüncü oturumda delegelerin yaptıkları sunumlarla düşüncelerini ve önerilerini dile getirdiği konferans, yürütülen tartışmalarla devam etti.
‘BİRLİK OLUŞTURULMADAN BAŞARI SAĞLANAMAZ’
Konferansta konuşan Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı Ahmet Türk ise Kürtlerin birliğinin oluşturulmadan başarının sağlanamayacağını belirterek, amaçlarının tüm kesimleri ortak bir mücadele etrafında buluşturmak olduğunu ifade etti. "Halkların kurtuluşu ancak bu şekilde oluşturulabilir. Partilerin küçüklüğüne büyüklüğüne bakmadan, hatta her bireyin söylediklerinin bir parti kadar önemli olduğunu savunan bir mantığa sahibiz. Eksik kaldık mı? Evet, ama bunu burada tamamlayabiliriz. Ancak süreci çok iyi takip etmek, anlamak gerekir. Bizler devletin ne kadar atıp tutacağını biliyoruz. Sadece bizim görmemiz yetmiyor. Halkımızın da devletin gerçek yüzünü görmesi için çabalamalıyız. Öyle bir noktaya getirmeliyiz ki halkımız, 'Evet bizim siyasetçilerimiz haklıymış, onlara destek vermediğimiz için pişmanız' diyecek aşamaya gelinmelidir" diye konuştu.
‘MECLİSLEŞMEYE GİDECEĞİZ’
Bir komite oluşturmaya çalıştıklarını, komite ile amaçlarının da devletin gerçek yüzünü göstermek olduğunu vurgulayan Türk, devletin gerçek yüzünün görüldüğünde meclisleşmeye gideceklerini belirterek, "Ancak siyaseti duygularla yürütemeyiz. Büyük mesafeler kat ettik. Sayın Öcalan samimiyetini Newroz'a ve bu konferansa gönderdiği mesajlarıyla göstermiştir" dedi. İki yıl önce yapılan toplantılarda güvensizliğe ilişkin toplantılar yaptıklarını ve bunu tartıştıklarını belirten Türk, bugün güvensizliğin aşıldığını ve ileriki aşamalarda yapılacak toplantı ve konferanslarla ise güveni tam sağlayacaklarını söyledi. Türk konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kürt halkının değirmenine su katmak için sabırlı olmalıyız. Duygularımızla hareket etmeyeceğiz. Bu bizim tarihi sorumluluğumuzdur. Siyaseti toplumun önüne çıkarırsak siyaset tıkanır ancak toplumu siyasetin içine yönlendirebilirsek o zaman kanallar açılır. Daha güçlü bir birliktelikle bir araya geleceğimize inanıyoruz."
Tartışmaların ardından sona eren konferansın sonuç bildirgesinin ilerleyen saatlerde açıklanması bekleniyor.
Ermeni, Süryani, Ezîdî, Arap gibi birçok etnisiteden 250 delegenin katılımıyla gerçekleşen konferansın sonunda kısa bir açıklamada bulunan DTK Eş Başkanı Ahmet Türk, “Bizim amaçladığımız ortaya çıkarmak istediğimiz fotoğraf halklarımızın beklentilerine cevap verecek bir sonuç bildirgesini ortaya çıkarmaktır” dedi. Türk, sonuç bildirgesine ilişkin tartışmalar yürüteceklerini ve yarın saat 11.00’da sonuç bildirgesini Liluz Otel’de gerçekleştirecekleri basın toplantısıyla açıklayacaklarını duyurdu.