Ýmralıdaki görüşmeleri Kürt ve Türkiye halklarında barış umudunu doðururken, Türk devleti sürdürdüðü askeri ve siyasi operasyonlar nedeniyle halk hükümetin niyetleri konusunda şüpheli.
Hükümetin bir yandan barış ve diyalog çaðrıları, bir yandan şiddet, tehdit ve aşaðılama içeren üslubu ve diðer yandan da askeri ve siyasi operasyonlarını sürdürmesi, halkın diyalog süreci konusundaki endişelerini arttırıyor. ANF, Ankara'daki Kürtlerin görüşlerini sordu.
Türk hükümetinin samimiyetten uzak çıkarcı davrandıðını ifade eden Mustafa Bitmez Ýmralı ile görüşmeleri, Kürt halkının hakları için yükselen birlik ruhunun süreci doðrudan halkın iradesine götürebileceðini düşündükleri için görüşmeler başladı. Görüşmelerdeki amaç, Kürt halkının bu istek ve inanç birliðini etkisiz hale getirmektir diye deðerlendirdi. Bitmez, bu görüşmelerin Kürt halkının mücadelesi sonucu başladıðını sözlerine ekledi.
Kürt halkının anavatanında artık statüsüz yaşamak istemediðini kaydeden Bitmez, Kürdistanın dört parçasındaki Kürtlerin kader birliði için birbirini destekleme duygusunun gelişmesi gerektiðini ifade etti. Bitmez son olarak, Halkın mücadelesi onurlu barışı getirecektir dedi.
NE ZAMAN BARIŞTAN SÖZ EDÝLSE ÝLK ADIM HEP KÜRTLERDEN BEKLENDÝ
Oðulcan Eren ise barış için hükümetin Kürt halkına güven vermesi gerektiðini söylüyor. Eren, Ne zaman barıştan söz edilse ilk adım hep Kürt halkından beklendi. Kürt halkı bu adımı zaten hep attı. Barış elini hep uzattı. Barış için Kürt halkına güvenimiz tam ancak hükümette bu güveni vermeli. Devlet artık Kürt halkının barış talebine samimi olarak karşılık vermek zorundadır. Yeteri kadar iki taraftan da kan döküldü. Artık halklar barış talep ediyor. Türk devleti artık bunu görmezlikten gelebilecek durumda deðil diye konuştu.
Ýmralıdaki görüşmelerin halklarda barış umudunu doðurması ve barışın konuşulduðu günlerde Fransanın başkenti Pariste 3 Kürt kadın siyasetçinin katledilmesi ve yapılan operasyonlar sonucu yaşamını yitiren HPG gerillalarını hatırlatan Eren, Bir yanda barış süreci örülürken bir yandan da devlet bu süreci yıkmaya çalışıyor ifadesini kullandı.
Barış sürecinin sancılı geçeceðine işaret eden Mehmet Deniz ise, bunun en somut örneðinin Pariste katledilen 3 Kürt kadın siyasetçi ve devam eden operasyonlar olduðunu söyledi. Deniz, Bu süreçte bizlere düşen görev duygusal davranmadan akıllı ve soðukkanlı olmaktır. Bu süreçte halkın barış talebine karşı saldırılar olabilir ancak en olursa olsun biz bu oyunlara gelmemeliyiz dedi.
OPERASYONLARLA BARIŞ OLMAZ
Ne zaman barıştan söz edilse ertesi gün parti yöneticileri gözaltına alınıyor ifadesini kullanan Dilara Gerdan, artan siyasi ve askeri operasyonlara dikkat çekerek, Eðer barıştan söz ediliyorsa bu operasyonlara, gözaltılara, tutuklamalara son verilmelidir. Devletin barışta samimi olduðuna inanmıyorum dedi. Üniversitelerde Kürt ve devrimci öðrencilere yönelik saldırılara da işaret eden Gerdan, polis şiddetine de deðindi.
Türk devletinin Kürt sorunun çözümü noktasındaki tavrında bir deðişim olmadıðını ifade eden Üniversite öðrencisi Yılmaz Doðucan ise, Ýmralıdaki görüşmeler bizim için önemli bir adımdır. Ancak katletme politikası yürüten hükümet barışta hiçbir zaman samimi olmamıştır. Bugün barış süreci diyorlar ancak operasyonlar ve gözaltı ile tutuklamalarla barış olmaz diye konuştu.
Türk devletinin barış söylemlerinde ikiyüzlü olduðunu söyleyen Çaðla Kılıç da, Madem barışı istiyorlar o zaman içeride tutuklu bulunan Kürt öðrencileri, gazetecileri, siyasetçileri serbest bırakmalılar ve silahları susturmalılar. Tabi eðer barışı gerçekten istiyorlarsa dedi.