‘Kürtlerin hakları pazarlık konusu yapılamaz’

‘Kürtlerin hakları pazarlık konusu yapılamaz’

Demokrasi ve Barış Konferansı’nda dün öğleden sonra atölyelerde yürütülen tartışmaların sonuçları aktarıldı. Konferansta konuşan BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, "AKP hiç iktidardan inmeyecekmiş gibi düşünüyor. Hayır AKP'yi iktidardan indirecek olan bizim ortak mücadelemizdir. Demokratik Özerk Kürdistan, Özerk Marmara, Demokratik Cumhuriyet bizim ortak taleplerimizdir" dedi. Konferans, katılımcıların konuşmaları ve sonuç deklarasyonu üzerine yürütülen tartışmalarla devam ediyor.

EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, ulusal hareket, emek hareketi, inanç hareketi ve kadın hareketinin birbirinden bağımsız olmadığını söyledi. Emek hareketinin karşı karşıya kaldığı sorunlara değinen Gürkan, grevlerin yasaklandığını, sendikalara müdahale edildiğini, emeğin haklarının kısıtlandığını belirtti. Gürkan, sendikaların sadece ekonomik talepler ya da TİS merkezli bir mücadele ile yetinemeyeceğini ifade ederek, sendikal hareketin demokrasi mücadelesi içinde yer alması gerektiğini, konferansın sendikal harekete bu çağrıyı yapması gerektiğini söyledi. "Demokratikleşmenin önemli bir parçası işçi sınıfının hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi meselesidir" diyen Gürkan, bu süreçte sendikalar yasasının değiştirilmesi talebinin de dile getirilmesi gerektiğini kaydetti. Gürkan, "Kürt'ün hakkı geliştiği zaman işçi sınıfının hak ve özgürlükleri de gelişecektir. Kadın hareketiyle de burayı birleştirdiğimizde demokratik bir Türkiye'nin inşasını sağlamış olacağımızı düşünüyorum" diye konuştu.

AKTAN: TALEPLER VE KAYGILAR AYNILAŞTIRILMALI

TTB Merkez Konsey Başkanı Özdemir Aktan, 20 yıldır "hekimlik mesleğinin ancak barış ortamında gerçekleştirilebileceğini söylediklerini" hatırlattı. Bu süreçte yer almaktan dolayı gururlu olduklarını söyleyen Aktan, çatışmasızlık ortamının herkes tarafından memnuniyetle karşılandığını ifade etti. Kaygıların her yerde farklı olduğunu anlatan Aktan, "Hatay'daki arkadaşlarımız yalnız kaldıklarından, İzmir'deki arkadaşlarımız yeni anayasanın eskisinden daha kötü olacağını belirtiyorlar" dedi.

Konferansta sürekli "Kürtlerin talepleri, Türklerin kaygıları" ifadesinin kullanıldığını hatırlatan Aktan, Türklerin talepleri ile Kürtlerin talepleri ve kaygılarının aynılaştırılması gerektiğini, bunun için yüz yüze görüşmeler yapılması gerektiğini kaydetti.

CAN: ÖCALAN'IN ELİNİ GÜÇLENDİRMELİYİZ

Akil İnsanlar heyetinde yer alan 78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, bugün Kürt meselesinin ilk kez 81 ilde tartışıldığını söyledi. Akil İnsanlar Heyeti'nin eksikliklerini tamamlayacak şekilde, sosyalist ve devrimci bir perspektifle 81 ile yeniden gidilmesini öneren Can, konferansların yerellere yayılabileceğini söyledi. Can, sermaye kesiminin Başbakan Erdoğan'ın elini güçlendirdiğini söyleyerek, ekledi: "Biz de Abdullah Öcalan'ın elini zayıflatacak hamlelerden kaçınmalıyız."

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez, yeni anayasa için herkesin sorumluluk alması gerektiğini belirtti

ALTINÖRS: BARIŞ HALK HAREKETİ İLE KAZANILABİLİR

HDK Yürütme Kurulu üyesi Alp Altınörs, Kürt sorununun tartışılamadığı dönemin artık geride kaldığını, fakat konuşulmasının çözülmesi anlamına gelmediğini söyledi. Kürt sorununu konuşacak güçleri harekete geçirmek gerektiğini söyleyen Altınörs, "Aşağıdan barışı örgütlemek gibi bir yükümlülüğümüz var" dedi. Altınörs, AKP'nin tepeden müzakereye dayattığını, bunu kabul etmeyeceklerini söyledi. Altınörs, milyonların katıldığı bir hak hareketi ile barışın kazanılabileceğini belirterek, "Bu konferans barış için halk mücadelesinin başlangıcı olursa anlamlı olacaktır" dedi.

Türk halk kitlelerindeki şoven zehirlenmenin eylemle aşılabileceğini de ifade eden Altınörs, şovenizme karşı mücadeleye yönelik engeller olsa da, mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini söyledi. "Kitle mücadelesi olmadan özgürlükçü bir barışı kazanamayız" diyen Altınörs, konferansın ayrı ayrı yürütülen mücadeleyi birleştirmesi bakımından önemli olduğunu dile getirdi. Altınörs, bu 1 Eylül'ün önemli olduğunu da belirterek, "1 Eylül, Newroz'a batından verilen güçlü bir yanıt olmalı" dedi.

Alp Altınörs, Öztürk Türkdoğan'ın "tasfiye dönemi bitti" değerlendirmesine karşı çıkarak, "Hükümetin hala politik tasfiye hedefi ve amacı var" dedi. Altınörs, anayasa konusunda sadece Avrupa anayasalarının örnek alınmasını eleştirdi, "Neden demokratik özerkliği sosyal haklarla birleştiren Bolivya anayasasını, Venezuela anayasasını incelemiyoruz" diye sordu.

TUNCEL: EŞİT KOŞULLARDA MÜZAKERE OLUR

BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, konferansın hükümete taleplerini iletme, bunların gerçekleşmesinde ısrar etme gibi bir sorumluluğunun olduğunu belirterek, "Hükümete taleplerimizi söylemeliyiz. Kürtlerin hakları pazarlık konusu yapılamaz. Eşit koşullarda müzakere olur. Şimdi eşit koşullarda değiliz. Sayın Öcalan çok dar koşullarda bir sürece yön vermeye çalışıyor. Bunu kabul etmemeliyiz. Eşit koşullarda müzakere için gereken neyse bunları yerine getirmeliyiz" dedi. Devlet ile Türkiye'de yaşayan halklar arasında bir hukuk oluşturmak için bu konferansı düzenlediklerini dile getiren Tuncel, "Bunun için demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü bir hukuk oluşturabilir miyiz? Bu sorunun cevabını hep birlikte vereceğiz. AKP hep iktidarda kalacakmış gibi düşünüyor. İşin garip tarafı biz de öyle düşünüyoruz. Hayır öyle olmayacak. AKP'yi iktidardan indirecek olan bizim ortak mücadelemizdir. Demokratik Özerk Kürdistan, Özerk Marmara, Demokratik Cumhuriyet bizim temel taleplerimizdir. O zaman bunun mücadelesini vereceğiz. Bundan sonraki süreci örgütlemek bizim açımızdan önemli. Herkes bu konferanslara katılım sağlamalı. Barışın toplumsallaşması için bunu yapmalıyız. İşimiz çok, zamanımız yok. Bu ülkede yaşayacaksak o zaman istediğimiz gibi bir ülkede yaşayacağız" dedi.

KESKİN: DİNDARLAR EKSİK TEMSİL EDİLİYOR

Diba Keskin, salonda tek başörtülü olduğunu ve kendisini yalnız hissettiğini söyledi. "Dindarlar eksik temsil ediliyor. Ben HDK'yi çatı diye biliyordum, çatının altında bize yer yok mu" diye soran Keskin, katılımcılara eleştirilerde bulundu: "Bize bizim gibi gelin. Ben dindarım, dindar bir aileden geliyorum. Bizim dini inancımız iktidarın inancı gibi değil, biz inancı öyle yaşamak istemiyoruz. Alevilere, Süryanilere karşı asla bir ön yargımız yoktur. Siz bize negatif yaklaşıyorsunuz. Siz alanı bilmiyorsunuz. Biz sokaklarda adım atamıyoruz. Kutlu doğum haftaları 3 ay sürüyor, niye görmüyorsunuz bunu? Niye çatınızda bu görüşülmüyor. Kendi elinizle bizi karşı tarafa veriyorsunuz. İslam'ın özünde kardeşlik var. Kabul etmediğimiz tepeden bir İslam getirdiler. Bu halk nasıl kendi özünden inancından koparılıyor bunu yakalamaya çalışın."

Gazeteci Pınar Öğünç, "Sokağa çıkamazsak hangi demokrasiden bahsedeceğiz" dedi, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı için bir kampanya yapılmasını önerdi.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül, Başbakan'ın helalleşme çağrısına karşılık, "Biz kimsenin hakkını yemedik. Helalleşmeyeceğiz, siz bizim hakkımızı yediniz" dedi.

ÜNSAL: GEÇMİŞLE YÜZLEŞMEK GEREK

MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal ise, 1925 Şeyh Sait isyanı ve İstiklal Mahkemeleri ile mutlaka yüzleşmek gerektiğini ifade etti. Halkların yaşadığı acıların kaynağının Kemalizm olduğuna işaret eden Ünsal, siyasi partilerin sandalye sayısına uygun yapılan komisyonların genişletilmesinin önemine işaret etti. Bir fedai eylemde kendini feda eden bir kızın annesinin, "Kızım yüreğimi yaktın. Neden kendini yaktın. Gidip bir karakolun önünde kendini patlatsaydın" dediğini belirten Ünsal, "Kızı diyor ki, 'Anne senin yüreğini yaktım gidip başka annelerin yüreğini de mi yakayım' diyor" dedi. Ünsal, konferansın Öcalan'ın talimatıyla yapıldığını duyduğunu, bunun iyi bir iş olduğunu ve içinde yer almaktan onur duyacağını söyledi. Toplumun geri kalanının PKK gerçeğini görmesi gerektiğini belirten Ünsal, PKK'nin de kendi içinde yüzleşmesi gerektiğine dikkat çekti. Hizbullah hareketine de kendisiyle yüzleşmesi çağrısında bulunmaları gerektiğini belirten Ünsal, "Siyasi rehin operasyonuna dönmüş olan bu yargılamalara bir an önce son verilsin" dedi. Hasta tutsakların durumuna da değinen Ünsal, bunun da bir an önce halledilmesinin önemine işaret etti.