Kürdistanlılar Avignon tren garı önüne, yağmur ve soğuk havaya rağmen toplu gruplar halinde gelmeye başlamıştı. Yüzlerinde öfke ve hüzün vardı. Paris'te üç Kürt kadının hunharca katledilmesi yetmiyormuş gibi, Paris'e protesto yürüyüşüne katılmak için kiraladıkları otobüs, yolda bozkurt işareti yapan kişilerce taşlanmış, yine aynı gece şehirde bulunan dernekleri kundaklanmak istenmişti. Kadınlar ön saflarda yerini almış katledilen üç yoldaşının resimlerini taşıyordu, bazı kadınlar, henüz bir yaşını doldurmamış çocuklarıyla katılmıştı yürüyüşe. Marsilya, Marignan ve Montpellier'de yaşayan Kürdistanlılar, Avignon'da yaşayan kardeşlerini yalnız bırakmamış, kalabalık bir sayıyla yürüyüşe katılmıştı. Yürüyüşte aynı zamanda Kürtleri hiç bir etkinliklerinde yalnız bırakmayan Berberi ve Fransız devrimcileri de yerini almıştı.

9 Ocak'taki katliamdan on gün sonra, 19 Ocak'ta Kürdistanlılar “Yaşasın Özgür Kürdistan” ve “Katıller derhal bulunsun” dövizlerini havaya kaldırmış ve hep bir ağızdan Fransızca “Hepimiz PKK'liyiz” diye slogan atarak yürüyüşe geçmişti. Yaşlılar, çocuklar, kadınlar, gençler, yürüyüşe katılan herkes zafer işareti yapıyor slogan atıyordu. Onlarca bayrak ve dövizin arasından yabancı bir bayrak dikkat çekiyordu. Bayrağı yaşlı bir çift taşıyordu. Bozuk bir Fransızca ile, onlarda  “Hepimiz PKK'liyiz” sloganını bağırıyorlardı.

Taşıdıkları sarı, kırmızı renkteki bayrak ise Bağımsız Katalunya bayrağıydı. Bayrağı taşıyan çift, 400 km uzakta, Katalunya'nın küçük bir şehri olan Montesquiu'den yürüyüşe katılıyorlardı. Pep Muste ve Teresa Putellas çifti Paris'teki katliamı duymuş, Kürtleri yalnız bırakmamak ve onları desteklemek için Katalunya'dan yola koyulmuşlardı.

İŞKENCE GÖRMÜŞ KATALAN BİR MİLİTAN

Güney Fransa'nın Martique şehrinde oturan bir tanıdıkları sayesinde Avignon yürüyüşünden haberdar olduklarını söylüyorlar. Pep 55 yaşında, İspanya hapishanelerinde yılarını geçirmiş, ağır işkenceler görmüş Katalunya bağımsızlığını savunan bir militan. Katalunya Meclisi'nde üç vekilleri olan bağımsızlık yanlısı sosyalist CUP partisi militanı olan Pep deneyimli bir devrimci. CUP partisinin üç vekilinden Quim Arrufat bir saat Paris'e Kürtler'e başsağlığı dilemek için gittiğini öğreniyoruz.

Pep, yürüyüş sonunda söz aldı ve “bugün hepimiz PKK'liyiz, hepimiz Sakine'yiz, Fidan'ız ve Leyla'yız” diyerek sözlerine başladı. Katalanca yaptığı konuşmasını, Fransızca bilen bir arkadaşı tercüme etti. Kürtler'den mücadeleye devam etmekten korkmamalarını ve yılmamalarını istedi. Pep, devrimci Katalan'ların Kürdistan davasını desteklediklerini söyledi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a özgürlük isteyerek sözlerini bitirdi. Kürdistanlılar Pep'in samimi konuşmasını uzunca alkışladılar.

TÜRK DEVLETİ YAPTI, BAŞIMI ORTAYA KOYUYORUM

Yürüyüşten bir gün sonra, Pep, FM 88,4 frekansından yayın yapan yerel radyo 'Radio Galer'in' programı 'Kürdistan'da Bir Pazar Akşamı'na'  konuk oldu. Programı sunan Serhed Elıh'ın sorularını yanıtlayan Pep, “Katliamı kim yapmış olabilir” sorusuna tereddütsüz “bu katliamı Türk Devlet'i yaptı, bunun için başımı ortaya koyarım” cevabını verdi. Pep, "Bu saldırıyı Türk Devlet'i yaptı ve Fransa devleti de olayın olmasına göz yumarak, olayın ortağı oldu. Bu cinayetler devlet teröründen başka bir şey değil. Kürtler bu saldırıyı üç militana yapılmış olarak algılamamalı, bu saldırı bütün direnen Kürtlere yapıldı” diyerek katliama tepkisini gösterdi.

Katalan militanı, PKK'yi “terörist örgüt” olarak niteleyenleri ve katliamı bir iç hesaplaşma olarak göstermek isteyenleri de Kürtlerin yaptığı bir yürüyüşe davet etti ve  “PKK Kürtlerle bütünleşmiş, bütün mücadelesini halkı için ve halkı ile beraber veren bir örgüt."

Pep Muste “Katliamın 15 şubat komplosuna benziyor. Olayı duyar duymaz Kürtlerin ikinci bir 15 Şubat olayıyla karşı karşıya olduğunu düşündüm” tespitinde bulundu ve 1999 yılında olduğu gibi Katalan devrimcilerinin Kürtlerin yanında olacağı sözünü verdi.