İsviçre’nin Malmö kentinde Kürdistan’da yaşananlar ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük kampanyasına ilişkin kamuoyunu duyarlılaştırmak amacıyla limonlu kampanya yürütülüyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük için başlatılan imza kampanyası için imza toplayan Kürdistanlılar, her imza atana, bilgilendirme broşününün yanısıra üzerine “Biliyor musunuz, limonlar Türkiye’de 7 sene hapis cezası veriyor” yazılıyor.

Kampanya organizatörleri, böylece İsveç kamuoyunu Kürdistan ve Türkiye’de yaşanan gelişmelere hassaslaştırdıklarını vurguluyor. Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de Kürtleri maruz kaldığı uygulamalar ve yaşam koşullarını pedagojik bir şekilde insanlara anlatmak amacıyla düzenlenen kampanya Kürtleri tarafından kolektif bir şekilde yürütülüyor.

Kampanya ile sadece Kürt varlığını ve koşullarını anlatmak, bilgilendirmek değil, Kürtleri, aynı zamanda Kürt Özgürlük Mücadelesini normalize etmek de hedefleniyor. Bunun Kürt Özgürlük Mücadelesi’ni insanların beyninde legalize etmekle olabileceğinden hareketle “Normalize edilmiş bir husus, kabul edilmiş bir husus anlamına geliyor” biçiminde ele alınıyor.

Uygulanan metod ise, bir olgu ya da olayı normalleştirmek için tekrarlamak, süreklilik kazandırmak biçiminde. Tekrarlamak ve süreklilik kazandırmak bir hususu egemen kılıyor ve normalleştiriyor. Bunun için de Kürt gençleri haftanın bir günü, aynı zamanda yanı yerde eylem yapıyor. Böylece yaptıkları için kendilerini tanımlayan, bilmeyen insanın kalmadığını da düşünüyorlar.

Bu şekli ile yürütülen kampanya, tüm halkların, özellikle de İsveçlilerin büyük bir desteğini de alıyor, saygıyla da karşılanıyor. Süreklileştirmek, önceki haftalarda eylemi ziyaret edip imza veren insanların son durumu öğrenmek için yeniden diyaloga geçmesini de sağlıyor. Ayrıca imza kampanyası standlarını, eylemcilerini daha önce gören, ancak imza atmayan insanların, “Ben sizi daha önce de burada çok görmüştüm, ama bu kez imzamı vereceğim. Sizin mücadelenize saygım var” biçiminde olumlu tepkilere de yol açtığına dikkat çekiliyor.

Yürüttükleri kampanya yöntemine ilişkin bilgi veren gençler, haftanın bir günü aynı yerde eylem yapınca insanların medyada duyduklarını gelip kendilerine sorduklarını da belirtiyor. Anlatıldığında ise insanların ana akım medyanın Kürt sorununa ve Kürdistan’daki gelişmelere yaklaşımını eleştirdiklerini de vurgulayan gençler, “Bizler de bundan dolayı buradayız. Sansür ile karşı karşıya olduğumuz için her hafta burada duruyorut ve bu kampanya bitene kadar da durmaya devam edeceğiz diyoruz” dedi.

LİMON KAMPANYASI BÜYÜK BİR İLGİ İLE KAŞILANIYOR

Limon kampanyasının büyük bir ilgi ile karşılandığını da belirten gençler, “insanların imza atmalarına yol açıyor” tespitinde de bulunuyor. Limonu ve “Biliyor muydun” bildirisini, imza veren gençler ve ailelere özellikle verdiklerini kaydeden gençler, “Sadece limonları dağıtmıyoruz. Bildirileri buzdolaplarına asabilmeleri için şekillendirdik, resimli hazırladık. Amacımız bizlere imza veren ve limon alan insanların propagandamızı yapmalarıdır” diyerek çalışmalarını anlatmaya devam ediyor.

LİMON TÜRKİYE’DE SUÇ UNSURU

Limonların üzerinde “Limonlar Türkiye’de 7 sene hapis cezası veriyor” notunu da özellikle yazdıkarını belirten gençler, Öcalan’a özgürlük imza kampanyası için imza verenlere “Size ‘terör damgalı’ limon vermek istiyoruz” dediklerini kaydetti. İnsanların böylesi bir cümleye şaşkın bakışlarla ve gülerek tepki verdiklerini vurgulayan gençler şöyle devam etti: “Kürtler medyada sansür ile karşılandıkları için, insanların bizi tanımakta zorluk çektiğini, bu Kürtler kimler, ne için protesto ediyorlar, ne için mücadele veriyorlar, muamma kalıyor. Haberlerde polis ve eylemcilerin çatıştığını görüyoruz, ama bu olaya yol açan neden pek de öne çıkmıyor. Bizler de bundan dolayı kendimizi tanıtmak için ve hangi koşullar altında yaşadığımızı, neye maruz kaldığımızı anlatmak için böyle bir yola başvuruyoruz. Ve diyoruz ki, sizler bu kağıtta yazılanları biliyor musunuz? Ve elinizde tuttuğunuz limonun Türkiye’de 7 sene hapis cezası verdiğini biliyor muydunuz? Zamanınızı daha fazla almamak için her şey bu bildiride yazılı. Uluslararası yürütülen bu barış kampanyasını desteklediğiniz ve yer yaldığınız için teşekkür ederiz. İmzanızı takip etmek için bu sayfayı takip edebilirziniz. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde sonuçlar Avrupa Parlamentosu’nda açıklanacak.”

Limonlu kampanya ile beraber açık bir platform oluştuğuna da dikkat çeken gençler, insanların sadece bilgilendirilmediği, aynı zamanda işin içine girdiğini de vurguluyor. Böylece insanların taraf tuttuğunu, “Bizler” ve “onlar” ilişkisinden yeni bir “bizlik” ilişkisi kurulduğunu da belirtiyor.