TKP/ML TİKKO davasında, 1998 yılında tutuklanan Nihat Konak, cezası bittiği halde cezaevi idaresinin keyfi uygulamaları sonucu halen cezaevinde tutuluyor. Şuanda Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde tutulan Konak’ın serbest bırakılması için kampanya başlatıldı.

Aslen Dêrsimli olan Nihat Nonak, 1998 yılında yapılan bir operasyonda TKP/ML TİKKO davasından tutuklanarak cezaevine konuldu. Tutukluk sürecinde birçok cezaevinde kalan Konak, birçok kez işkence ve baskılarla karşı karşıya kaldı. Açlık grevine girme, slogan atma, devlet malına zarar verme gibi gerekçelerle birçok kez hücre cezasına çarpıtılan Konak, 29 Eylül 1999 yılında, Ulucanlar Cezaevinde 10 tutsağın katledildiği ve onlarcasının yaralandığı katliamda ölümden döner. Saldırıda Nihat Konak, bacağından aldığı kurşun ile ağır yaralandı. Yaralı haliyle birçok cezaevine sürgün edilen Nihat Konak, cezaevi idaresinin keyfi baskılarına maruz kaldı.

Bunun ile yetinmeyen devlet, Konak’ın, Aralık 2013 yılında şartlı tahliye etmesi gerekirken idarenin ‘disiplin cezası’ adı altındaki keyfi tutumuyla tutukluluk halini 2017 yılına kadar uzattı. 

Konak, kendisi hakkında verilen disiplin cezası kararına itiraz için idare aracılığıyla İnfaz Hâkimliği’ne itiraz dilekçesi gönderdi. Ancak Konak'ın itiraz dilekçesi idare tarafından kaybedilmesinden dolayı cezası kesinleşti. Bundan dolayı şuanda Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde tutulan Nihat Konak, 2017 yılına kadar tutuklu kalacak.

Bu karara karşı çıkan Av. Gül Altay, yaşananları gülünç olarak değerlendirdi. Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri ile Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Komitesi de Nihat Konak için özgürlük kampanyası başlattı.

AV. ALTAY: CEZAEVİ İDARESİNİN KEYFİ UYGULAMALARIDIR

Uygulamaları hukuksuz olarak değerlendiren Konak’ın avukatı Gül Altay, “Terörle Mücadele Kanununda, 3 kere hücre cezası alan siyasi bir tutuklu infazı yanıyor. Nihat Konak'a uygulanan da şuanda bu. Tabi bu hukuksuz ve anti demokratik bir uygulamadır. Hücre cezaları ise çok komik ve basittir. İran devletinin Kürt yurtsever ve devrimcilerine karşı uyguladığı idam cezalarını protesto etmek amacıyla yaptığı iki günlük açlık grevinde, slogan attığı ve devlet malına zarar verdiği iddiasıyla hücre cezasına çarpıtılmıştır. Nihat Konak, bütün bu cezalara dilekçelerle itiraz etmesine rağmen sonuç alamamıştır. Bu tamamen cezaevi yönetiminin keyfi uygulaması sonucudur“ dedi.

Av. Altay, cezaevi idaresinin siyasi tutsaklara yönelik uygulamalarına dikkat çekerken, keyfi, sudan gerekçelerle hücre cezaları verdiğini söyledi.

“Cezaevi idaresi hiç bir inceleme yapmadan tutukluları cezalandırıyor. 'Meyveler, amaç dışı kullanıldı.' ve 'Devlet malına zarar verildi' gibi gerekçelerle, tutuklular cezalandırılıyor. Bu uygulamalar sadece Nihat Konak'a özgü bir durum değil. PKK'li tutuklular olmak üzere bütün siyasilere yönelik bir uygulama var. Sudan gerekçelerle hücre cezası veriliyor. Komik ve keyfi yaklaşımlar söz konusu.“ Konak'a verilen cezanın uluslararası sözleşmeye aykırı olduğunu vurgulayan Av. Altay, Nihat Konak hakkında verilen disiplin kurulu kararları ve sonuçları hukuka, yasaya ve imza atılan uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Nihat Konak sırf bu nedenle 27 Kasım 2013 tarihinde tahliye olması gerekirken halen cezaevindedir ve 3 yıl daha tutulmak istenmektedir.”

Yaşanan bu hukuksuzluğa karşı yargıyı sorumlu olmaya davet eden Avukat Gül Altay, Konak’ın bir an önce tahliye edilmesini istedi.

KÖZ: KONAK'IN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN 10 BİN İMZA...

Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri adına Semiha Köz ise Nihat Konak için başlatılan özgürlük kampanyasına ilişkin bilgi verdi. Konak'ın keyfi uygulamalar sonucunda ceza aldığını belirten Köz, buna karşı çıkmak için bir kampanya başlattıklarını söyledi. Köz, devamla şunları söyledi:“ Şuanda İstanbul'da başlattığımız imza toplama çalışmalarımız devam ediyor. Amacımız 10 bin imza toplamaktır. Çünkü Nihat Konak gibi 7-8 kişi daha var. Bunu gündeme getirmek ve kamuoyuna duyurmak istiyoruz. Bunun için de çeşitli çalışmalar yürütüyoruz."