Ortak açıklama: Cezaevlerindeki koşullar derhal düzeltilsin!

İHD, TİHV, ÖHP ve ÇHD, cezaevlerinde açlık grevlerine sebep olan koşulların sürdüğüne dikkati çekerek, hükümeti kınadı.

Cezaevlerindeki açlık grevinin sona ermesi ve cezaevlerinde devam eden ihlaller ile ilgili İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV), Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İHD Genel Merkezinde basın toplantısı gerçekleştirdi.

İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan tarafından okunan açıklamada, "Türkiye hapishanelerindeki insani koşullar ağırlaşmış ve OHAL bahane edilerek mahpuslar üzerindeki baskılar artmıştır" diye başlayan açıklamada, KCK'nin çağrısı üzerine sona erdirilen açlık grevlerine dikkat çekildi.

CEZAEVLERİNDE NELER YAŞANIYOR?

Kurumların tespitleri ve açlık grevcilerinin kamuoyuna duyurduğu koşullar da, açıklamada şöyle sıralandı:

"Özellikle darbe teşebbüsünden sonra yaklaşık 45 bin civarında kişinin darbe teşebbüsüne katılmak ve Fetullah Gülen örgütü üyesi olma iddiası ile tutuklanması, Kürt muhalefeti başta olmak üzere toplumsal muhalefete yönelik yargı baskısı nedeni ile 10 bine yakın insanın tutuklanmış olması ve diğer suç iddiaları ile ilgili tutuklamaların aralıksız sürdürülmesi kapasitesi yetersiz olan cezaevlerindeki aşırı doluluğu arttırmış ve cezaevlerini yaşanılmaz bir yere dönüştürmüştür. Adalet Bakanlığının 01.11.2016 tarihli verilerine göre Türkiye hapishanelerinde 197.297 kişi bulunduğu belirtilmiş ise de bu sayının halen 210 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Adalet Bakanlığının şişirilmiş kapasitesinin ise 183 bin olduğu göz önüne alınırsa aşırı doluluğun ne kadar büyük olduğu anlaşılacaktır. Adli mahpuslara yönelik örtülü OHAL afları bile aşırı doluluk sorununu çözememiştir. OHAL ilanı ve OHAL KHK’larının verdiği yetki ile mevcut yasal haklardan birçoğunun kısıtlanmış olması da ayrıca üzerinde durulması gereken ciddi insan hakları sorunlarıdır. Cezaevlerindeki tecrit uygulamaları, her türden keyfi muameleler, işkence ve kötü muamele iddiaları, sürgün ve sevk uygulamaları, keyfi disiplin cezaları, mahpusların sağlık sorunlarının zamanında ve etkili bir şekilde çözülmemesi, ağır hasta mahpusların tedavi edilmemesinin yanı sıra tahliye edilmemeleri gibi sıralayabileceğimiz çok sayıda sorun bulunmaktadır."

BAKANLIĞA ÇAĞRI

Açlık grevleri sona ermesine rağmen olumsuz koşulların giderilmesinin Adalet Bakanlığı’nın görevi olduğuna vurgu yapılan açıklamada, "Başta ceza infaz mevzuatı olmak üzere Türkiye’nin taraf olduğu temel hak ve özgürlükler ile ilgili uluslararası sözleşmeler, mahpusların hakları ile ilgili BM Bildirge ve Tavsiyeleri uyarınca bu olumsuz koşulların bir an önce sona erdirilmesi gerekmektedir" denildi.

'TIBBİ BAKIMLAR İÇİN TTB REFERANS ALINMALI'

Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:

"Açlık grevlerinin sona ermesi ile birlikte açlık grevcilerinin, açlık grevi sonrası tıbbi bakımlarının Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) belirlediği ilkeler çerçevesinde yürütülmesi gerekmektedir.

Açlık grevleri sonlandırıldıktan sonra yapılacak tedavi ve damardan ve ağızdan beslenmenin, Türk Tabipleri Birliği’nin tabip odalarına cezaevi hekimlerine ulaştırılmak üzere gönderdiği tedavi protokollerine uygun olarak yapılması, açlık grevini sonlandırmanın sonrasındaki beslenme ya da tedavi uygulamaları nedeniyle ortaya çıkabilecek tıbbi sorunları en aza indirecektir.

Cezaevi yönetimlerinin, beslenme ve tedavi protokollerini içeren belgelerdeki yaklaşımın hayata geçirilmesi için cezaevi hekimleriyle işbirliği içinde olması ve beslenmeye uygun gıdaları temin etmesi önemlidir.

Bu kapsamda, Adalet Bakanlığı’nın TTB ile diyalog kurması ve yanı sıra bağımsız hekimlerin cezaevlerinde sağlık kontrolü yapmasına izin verilmelidir.

HÜKÜMET KINANDI

Açlık grevleri devam ederken kurumlarımızın diyalog çağrısına karşılık vermeyen siyasal iktidarın bu antidemokratik tutumunu kınıyoruz. Bu süre içerisinde milletvekillerinin ve kurumlarımızın bazı temsilcilerinin Adalet Bakanlığı yetkilileri ile yaptığı görüşmelerde diyalog çağrısı olumlu karşılanmamış ve sorunun çözümü zamana yayılmıştır. Adalet Bakanlığı’nın bu tutumu daha önce gerçekleşen açlık grevleri ile ilgili tutumdan farklı olmuştur."

Kurumlar, tutsaklara dönük olumsuz koşulların ortadan kaldırılması ve mahpus haklarının yerine getirilmesi konusundaki duyarlılık ve çabalarının devam edeceğini belirtti.