'Paris Katliamı’nda İran’dan Paris’e uzanan mail trafiği'

'Paris Katliamı’nda İran’dan Paris’e uzanan mail trafiği'

Fransız L’Express Dergisi Paris katliamı ile ilgili geniş bir dosya hazırladı. Dosyada, Paris Katliamı zanlısı Ömer Güney’in gözaltında olduğu 20 Ocak tarihinde gelen bir e-mailden bahsetti. Güney’in, Fransız polisi tarafından sorgulandığı günlerde polis merkezine gelen e-mailde, “Gözaltındaki kişi bir Türk ajanıdır” yazıldığına yer verdi. Mail’de en son Türkiye’de üç gün geçiren söz konusu ajanın, PKK yöneticilerini öldürme emri aldığına dair bilgiler olduğu belirtiliyor. E-mailin geldiği bilgisayar adresinin İran’a kadar uzandığını kaydediyor.

Ankara’ya özel gönderilen Eric Pelletier, Paris’ten Camelia Paugam-Bougharbei ve İstanbul ile Ankara’dan Burçin Gerçek’in ortak kaleme aldığı makale, 9 Ocak günü Paris’te katledilen PKK kurucularından Sakine Cansız’ın günlüğüne yazdığı “Bu tren yolculukları hiç bitmeyecek mi? İnsan havasız yaşayabilir mi” cümleleri ile başlıyor. Cansız, bu cümleleri 2012 yılı Eylül ayında günlüğüne yazmış. “Eski Kürt tutsak Sakine Cansız, sürgünde olmaktan kaynaklı, Almanya, Fransa, İsviçre arasında çok yolculuk yapıyordu” diye devam ediyor.

Yine Cansız’dan yapılan “Bu defteri her çıkardığımda benim duygu dünyam, ruhum ve vücudumu o görkemli dağlara gidiyor” alıntısıyla devam ediyor haber. “Kızıl saçlı ve Bizans heykellerini andıran Cansız”, için arkadaşlarının gözünde kahraman olduğu vurgusu da yer alıyor. Cansız’ın hayatının bazı kesitlerinin anlatımı ile süren haberde, 9 Ocak günü yaşanan detaylar da geniş bir şekilde yer alıyor. Ayrıca katil zanlısı Ömer Güney’in yaşamının da değerlendirildiği haberde, “okul ve aşk hayatında başarısız ‘fakir adam’“ olarak nitelendiriliyor.

9 yaşındayken Fransa’ya geldiği, daha sonra yakın bir akrabası ile evlenerek Almanya’ya yerleştiği, çalıştığı detaylarına da yer verilen haberde Mevlana camisinden bir yetkilinin Ömer Güney için, “diğer inananlar gibiydi, belki de onlara göre biraz daha silik” tespitine de yer veriliyor.

Güney’in 2011 yılında evliliğinin bitmesi ardından Fransa’ya geri döndüğü, Paris bölgesine yerleştiği belirtiliyor. O dönemde, 18 Kasım 2011’de Villier le Bel’deki Kürt Kültür Derneği’ne geldiği de yazıyor. “Yerel militanlar onun etnik kimliğinden dolayı hiç şaşırmıyorlar, çünkü oların mücadelesi etnik değil, siyasi” biçimindeki tespit ardından dernektelerin onun donuk bakışlarına, taranmış-jöleli saçlarına ve ucuz takım elbiselerine alıştığını da yazıyor.

Dergi, Ömer Güney’in gözaltında olduğu 20 Ocak tarihinde gelen bir e-maile dikkat çekiyor. Güney’in, Fransız polisi tarafından sorgulandığı günlerde polis merkezine gelen e-mailde, “Gözaltındaki kişinin bir Türk ajanı olduğu” belirtiliyor. Yine en son Türkiye’de üç gün geçiren söz konusu ajanın, PKK yöneticilerini öldürme emri aldığına dair bilgiler olduğu belirtiliyor. E-mailin geldiği bilgisayar adresinin İran’a kadar gittiğini kaydediliyor.

Güney’in Fransa’ya geldiği zamanda da ekonomik sorunlarına rağmen Türkiye ile hiç bağlarını kesmediğini de yazan dergi, “Sadece 2012 yılı boyunca 9 kez Türkiye’ye gitti. Arabasında radyonun arkasına gizlenen pasaportunda 2012 yılında 3 kez İstanbul’a gitti. Biri yazın, biri sonbaharda ve üçüncüsü de cinayetlerden üç hafta önce” biçiminde devam ediyor.

Güney ise, sorulan sorulara “Kendime bir eş arıyordum” diye yanıtladığına da yer veriyor.