Paris Katliamı ve Fransa’nın ‘ani’ Mali operasyonu

Paris Katliamı ve Fransa’nın ‘ani’ Mali operasyonu

Paris’te 3 Kürt kadın siyasetçinin katledilmesinin duyulmasının hemen ertesinde Fransa’nın Mali’de giriştiði askeri operasyon dikkatlerden kaçmamalı. Ülkenin kuzeyindeki Berber bölgesi Azawad’ı geçtiðimiz Nisan ayından bu yana elinde tutan Ýslamcı gruplara karşı 11 Ocak sabahı saldırı emri verilmişti. Bu ani askeri hareket, ‘Fransa’nın Kürtlere karşı cinayetlerden dolayı yaşadıðı zor durumda gündem deðiştirme isteðinden mi yoksa tamamen bir tesadüften mi kaynaklanıyor ?’ sorusunu akıllara getiriyor.

Fransa ordusu Cuma günü Cumhurbaşkanı François Hollande’ın ani bir kararıyla El Kaide yanlısı olarak tarif edilen Ýslamcı militanlara karşı saldırıya geçmişti. Ýlk etapta 500, ardından aşamalı olarak da 2 bin askerin daha gönderileceði Mali’deki operasyonda şimdiye kadar bir Fransız helikopter pilotu öldü.

Oysaki Ýslamcıların ne Mali’nin kuzeyinde bulunan ve Azawad olarak bilinen bölgedeki varlıðı ne de bu gruplara karşı yapılması gereken operasyon seçeneði yeni deðil. Geçtiðimiz yılın Ocak ayında Berberlerin özgürlüðünü savunan ve laik olarak bilinen Azawad Özgürlüðü için Ulusal Hareket (MNLA), Ensar-Din, Mujao ve AQMI gibi Ýslamcı gruplar ile Mali ordusu arasındaki çatışmalar başlamıştı. Ülkenin kuzeyindeki Gao, Kidal ve Toubouctou kentleri bu grupların eline geçmişti. MNLA, Nisan ayında ülkenin kuzeyindeki Douentza kentini de ele geçirdikten sonra çatışmaları durdurmuş, ancak daha sonra Ýslamcı gruplar ile arasındaki çatışmalar neticesinde birçok şehri kaybetmişti.

Mart ayındaki askeri darbe sonrası oldukça zayıflayan Mali ordusu Berber ve Ýslamcı gruplara karşı koyamamış ve sadece başkent Bamako’nun da bulunduðu ülkenin güney kesimini kontrol altında tutabilmişti.

BATI AFRÝKA YERALTI ZENGÝNLÝKLERÝNÝ ELDE TUTMA SAVAŞI

Batı Afrika’nın Fransa ve diðer batılı devletler için önemi Sahara çölündeki zengin petrol, gaz, altın, uranyum ve fosfat yataklarından da kaynaklanıyor. Marsilya’da bulunan Arap ve Ýslam Dünyası Araştırmaları Enstitüsü direktörü Helene Claudod-Hawad’a göre, bu bölgedeki doðal kaynaklar üzerinde söz sahibi olma savaşı Çin, ABD ve Kanadalı yeni ekonomik aktörlerin de devreye girmesiyle giderek önem kazandı.

LÝBYA’DA MÜTTEFÝK, MALݒDE DÜŞMAN ÝSLAMCI GRUPLAR

Ýşin ilginç yanı ise, Mali’nin kuzeyini ele geçiren Ýslamcı grupların önemli çoðunluðunun Fransa’nın öncülük ettiði Libya savaşında devrik lider Muammer Kaddafi’ye karşı savaşmış militanlardan oluşması. Fransız kaynaklarının üstüne basa basa dile getirdiði bu gerçek gözlerden kaçmamalı.

2011 yılı sonuna doðru Libya’da son bulan çatışmalardan sonra, Ýslamcı grupların güneye doðru yani Mali’ye kaydırıldıkları iddia ediliyor.

Özellikle Nisan ayından bu yana Fransa’nın öncülük ettiði girişimlerle, bu bölgenin ‘işgalden’ kurtarılması gündemdeydi. Ancak Fransa’nın saldırısı beklenmedik bir anda, 11 Ocak Cuma günü geldi.

KATLÝAMDAN BÝR GÜN SONRA GELEN ASKERÝ HAREKET

Kürtler açısından bakıldıðında Fransa’nın Mali’ye yaptıðı bu ‘ani’ askeri müdahalenin tarihi oldukça dikkat çekici. 9 Ocak’ta Sakine Cansız, Fidan Doðan ve Leyla Şaylemez’in katledilmeleri ardından Kürtlerin yoðun baskısı altında kalan Fransa, katliamın duyulmasının ertesi günü (11 Ocak) Mali’ye askeri operasyon startı verdi. Üstelik de bu operasyon daha önce Ýslamcı gruplara karşı savaşılması için görüşülen Moritanya, Senegal, Togo ve Nijer gibi komşu ülkelerin askeri birliklerinin hazır olmadıðı bir ortamda gerçekleşti.

Fransa Hükümeti, askeri operasyonun Ýslamcı grupların Perşembe günü başkent Bamako’ya karşı saldırıya geçmeleri ve kenti ele geçirmeleri üzerine yapıldıðını duyurmuştu. Başkente 400 km uzaklıktaki kentin kaybedilmesinin ardından bu grupların Bamako’ya saldırarak tüm ülkeyi kontrolleri altına alacakları operasyonun ana gerekçesiydi.

Oysa son bir kaç günde basında yer alan haberler Konna şehrinin Ýslamcı gruplarca işgal edilmesinin söz konusu olmadıðını gösteriyor. Fransa Savunma Bakanı Jean-Yves le Drian dün yaptıðı açıklamada ise, Konna kentinin kontrolünün tamamen Mali ordusunun elinde olduðunu söylemişti. Mali ordusu yetkilileri de, Konna’da yaşanan çatışmalarda onlarca hatta yüzlerce Ýslamcı militanın ‘imha edildiklerini’ ve kentin kontrolünün kendilerinde olduðunu belirtmişlerdi.

KATLÝAM SONRASI GÜNDEMÝ DEÐÝŞTÝRMEK ÝÇÝN MÝ?

Fransız yetkililerin Paris’teki katliamı aydınlatmada gecikmeleri ve hatta eski Ýçişleri Bakanı Claude Gueant’ın yaptıðı gibi ‘Türkiye’nin katliamla ilgisi olmadıðı’ tezini savunmaları da akıllarda soru işaretleri bırakıyor. Ekim 2011’de PKK’ye karşı Türkiye ile işbirliði anlaşması imzalayan Gueant’ın ve mevcut hükümetin tavrı dikkate alındıðında, Mali operasyonunun Paris katliamı ile oldukça zor durumda kalan Fransa tarafından ‘alelacele’ alınmış bir karar olduðu söylenebilir.

Zaten Fransız basını ve birçok siyasal gözlemci de, Fransa’nın neden diðer bölge ülkelerinin desteðini beklemeden sayıları sadece bir kaç bin olan Ýslamcılara karşı aniden ve tek başına harekete geçmesini anlayabilmiş deðiller.

Belki de, Kürt siyasetçilerinin katledilmelerinin ardındaki sır perdesi aralandıðında ve Fransa’nın bu olaydaki hataları ve ya olası katkısı şüpheleri de göz önüne alındıðında, erkene alınmış Mali operasyonunun nedeni de ortaya çıkmış olacak.