'PKK kadın partisidir'

'PKK kadın partisidir'

PKK Başkanlık Konseyi Üyesi Elif Ronahi, PKK’nin bugünkü aşamaya gelmesinde kadının öncülük boyutunda rolünün çok önemli olduğunu, aynı zamanda hareketin kendi örgütlenmesinde ve sisteminde demokratik konfederal bir aşamaya gelindiğine söyledi. PKK’nin ilk günden günümüze kadar kadın özgürlüğünü sosyalizmin temel ve esas bir ilkesi olarak ele aldığını, burada temel sosyalistin demokratik cins özgürlükçü temel farkının açığa çıkartıldığını belirtti.

PKK’nin kuruluşunun 36’ıncı yıl dönümü vesilesiyle ANF’ye konuşan PKK Başkanlık Konseyi Üyesi Elif Ronahi, genelde Ortadoğu, özelde Kürt gerçeğinde kadın konusunun en sanal alan olduğunu söyledi. Genelde tanrıçaların toprağında gelişen karşı devrim ve peşi sıra gelişen cins kırılmalarının en fazla bu alanda etkili olduğunu vurgulayan Ronahi, “Kadının köleliği ile ‘uygarlığın’ gelişimi eş zamanlı bir ilişki içiresinde günümüze kadar ulaştı. Kürt kadınının devlet kurumlarıyla ilişkilerinin sınırlı olmasından kaynaklı, özgür kimliksel özelliklerini daha güçlü bir şekilde günümüze kadar getirebildi” diye konuştu.

Aile kurumu içerisinde devletin ve iktidarın prototipi olan erkekle de hep ilişki ve çelişki içinde olduğuna, yaşadığına dikkat çeken Ronahi, ‘Kürdistan sömürgedir’ tespiti temelinde mayalanan Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin kadını kapsamasının tarihi koşullar içerisinde geliştiğini de ifade etti.

‘YÜRÜYÜŞ SARA İLE BAŞLAYIP, ARİN MİRKAN İLE ZİRVELEŞTİ’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yürüyüşünün başlangıcında kadınla ilgili olduğu kadar, kadının kimliği karşısında da temkinli yaklaştığını, kadınla yoldaşlık isteminin çocukluk yıllarında başlayıp günümüze kadar derinleşerek, sınıfsal, ulusal boyutları da aşarak evrensel bir kapsam kazandığını belirtti.

“Son tahlilde kadını kendi başına bir ulus, ‘son sömürge ulus’ kapsamında değerlendirmelere ulaştı. Önderlik, ulusal kurtuluş mücadelesi içerisinde yaşam felsefesinin temel köşe taşı olarak kadınla eşit ve özgür koşullarda, özgür ülkeye yürüyüşünü esas aldı” diyen Ronahi, Öcalan ile bu özgürlük yürüyüşünde ölümsüzleşenlerin olduğuna dikkat çekti. “Binlercesi de önderleriyle özgürlük yürüyüşüne devam ediyor. Bu yürüyüş Sakine Cansız-Sara ve Bese Anuş ile başlayıp, Arin Mirkan ile zirveleşti” diye konuşmasına devam eden Ronahi, PKK’nin kuruluşundan günümüze kadar, kadının PKK’de önemli bir rol oylandığını da sözlerine ekledi.

“Önderliğimizi ve PKK’yi farklı kılan temel, ilkesel yönlerinden biri de kadına ve özgürlük sorununa yaklaşım olduğu önderliksel gelişim çizgisinin her aşamasında ortaya çıkmıştır. PKK’nin kuruluş bildirisinde, Kürt kadınının statüsünden söz edilmiş ve kadının mevcut statüsünün değişimi için mücadelenin önemine dikkat çekilmiştir. Önderliğimizin ve grubun kadın katılımlarına açık olması Kürt kadını için tarihi özgürlük adımlarının atılmasında önemli bir fırsat ve zemin sunmuştur. Özellikle Önderliğimizin Kürdistan’da yaptığı toplantılar serisine katılan kadınların ilgisi ve katılımı dikkat çekicidir. Başta Sara arkadaş olmak üzere birçok kadın arkadaşın yer alması ve de kadın örgütlemesinin başlaması ilk yıllara dayanır.”

PKK saflarında yer alan ilk kadınların, mevcut aile gerçeğini ve sistemin dayattığı yaşam tarzını reddettiğini de vurgulayan PKK Başkanlık Konseyi Üyesi Elif Ronahi, “Bu katılımlar, Kürdistan’da geri-geleneksel zihniyet ve yaşam kalıplarının hakim olduğu toplumda bir deprem yarattı. Kürt toplumu içerisinde toplumsal değişimde demokratik bir devrim niteliğinde olan sosyolojik gerçekliğin ilk çakış noktası, kadınların özgür önderlikle buluşma noktasıdır. Kadın katılımlarıyla birlikte ilk olarak yaşam kültürü gelişti. İlk askeri-ideolojik çalışmalara katılan, ilk mermiyi sıkan, ilk bombayı atan, ilk eğitimleri veren kadınlar, şu anda sıralanamayacak kadar birçok ilkleri başardı” dedi.

 

Onların “Nasıl yaşadık, nasıl yaşıyoruz ve nasıl yaşamalıyız” sorularına cevap aradığını da ifade eden Ronahi, şöyle devam etti: “Kendi halinden memnun olan, hiçbir şeyi sorgulamadan kabul eden kadından, özgürlük arayışı olan kadın gerçeği gelişti. En önemlisi de kendisini ideolojik kimliğe kavuşturdu. PKK’ye katıldığımızda bizlerde bilinç düzeyi açığa çıktıkça tarihte de günümüzde de erkeğin insafına bırakılan kadının nasıl kaybettiğini ve kaybettirildiğini iliklerimize kadar hissettik. Önderliğimizden aldığımız güçle ilk reflekslerimizi geliştirdik. Egemen erkek ve köle kadın gerçekliğine karşı reflekslerimiz gelişti.”

‘KADIN HER ALANDA ÖZNE OLMUŞTUR’

PKK’nin ilk dönemlerinden itibaren başta savaş ve toplumsal alan olmak üzere tüm mücadele sahalarında yer alan kadının bilinç düzeyinin yanı sıra önemli tecrübeler kazandığını da aktaran Ronahi, “Kadının PKK’ye katılmasıyla toplumda önemli değişim ve dönüşümler sağlandı. Önderliğimizin hayat felsefesi; özde, köklü bir değişim ve dönüştürmeyi esas alır. Kadın, Özgürlük Hareketi’ne katıldıkça sadece toplumda değişim-dönüşüm yaratmamış, PKK’de de önemli değişimler yaratmada ve geliştirmede önemli bir rol oynamıştır. Askeri, siyasi, sosyal, kültürel, alandaki gelişim düzeyinde açığa çıkan düzeyde, erkeği değiştirme-dönüştürmede, özgür yaşamın ahlaki-etik, estetik yönünü geliştirmede özne olmuştur. Elbette ki bu gelişmelerin yaşanmasında Önderliğimizin kadına dair geliştirmiş olduğu kapsamlı çözümlemeler ve özgür yaşam ilkelerinin yaşamda somutlaşması için bu uğurda verilen mücadeleye bağlı olarak gelişmiştir. Önderliğimiz kadına dair geliştirmiş olduğu kapsamlı çözümlemeleri 8 Mart 1987’de ‘köle kadınla devrim olmaz’ tarihi tespitiyle başlatmıştır. Daha sonraki yıllarda, kadın özgürlük sorunu kapsamında kadın, aile ve cins çelişkisi temelinde, eleştiri analiz, perspektif ve kadına bakış felsefesini çok güçlü bir şekilde geliştirdi. Örgütlenmek, örgütlü bir iradi gücün sahibi olmak kadının özgürlüğe ulaşmasındaki en önemli basamaklardan biri olarak ortaya konuldu ve kadın bu esaslar üzerinden ilk göz ağrısı olan YJWK örgütlenmesini geliştirdi” dedi.

Ronahi, PKK’nin özgürlük düşüncelerinin toplumsallaşması sonucu 1989’larda Binevş Agal şahsında kadınların öncülüğünde serhildanların geliştiğini vurguladı. 1990’lı yıllar ve sonrasında hem nitelik hem de nicelik olarak kadın katılımlarında bir patlama olduğunu da belirtti.

Kadın ordulaşmasının gelişmesiyle birlikte, erkeğe ait görülen birçok mücadele alanına Kürt kadınının girdiğini, başarılı yürüyüş ile kadına büyük bir öz güven kazandırdığını da sözlerine ekledi.

Erkek ve Kürt toplumunun zihniyetinde, yaşamında, toplumsal yapılanmasında, özgürleşme ve demokratikleşmede devrim içinde devrim niteliğinde değişim ve dönüşümler yaratıldığını vurgulayan Ronahi, “1995’te yeni bir aşamayı ifade eden YAJK örgütlenmesiyle kadın ordulaşmasında tümüyle özgün örgütlenme, karargahlaşması geliştirildi. Önderlik öncülüğünde 1995 sonrası cins bilinci ve mücadelesinde önemli bir aşama kat edilerek 5 bin yıllık erkek egemenlikli ideoloji sorgulamaya tabi tutulmuştur. Buna karşı kadın kurtuluş ideolojisini geliştirmiş ve dört stratejik proje öngörmüştür. Kopuş teorisi, erkeği dönüştürme projesi, toplumsal sözleşme ve her iki cins örgütlüğünü ifade eden özgür yaşam projesidir. Kadın ideolojisi ile özgürlük sorunu ve çözümünde evrensel bir boyut kazanılmıştır. Önemli bir özgürlük bilincine ulaşan kadın 1998’de partileşmeyle mücadelesini Önderliğimize yönelik geliştirilen uluslararası komployu boşa çıkarmak, Önderliğe doğru kadın yoldaşlığını geliştirmek için 21. yüzyılda da cins çelişkisini görünür kılmak, radikal ve birçok bilimsel bir mücadeleyi bizler açısından daha da zorunlu kılmıştır” dedi.

‘KADIN EKSENLİ KURTULUŞ PARADİGMAYLA İNSANLIK ÖZGÜRLEŞİR’

2005’te kadın hareketi Koma Jinen Bılınd (KJB) ile konfederal örgüt modelini geliştirdiklerini, demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmayla sadece Kürt kadının özgürlüğünü değil, insanlığın ve tüm halkların özgür geleceğini ifade ettiklerini belirten Ronahi, devamla kapitalist moderniteye karşı demokratik ulus, demokratik modernite alternatifini kullandıklarını söyledi. Ronahi, partileşme adımının tarihi olduğunu, mahkum edilen kadından özgür kadına doğru yürüyen büyük bir yürüyüşün olduğunu da ifade etti.

‘BÜTÜN KADINLARIN UMUT KAYNAĞI OLDULAR’

YJWK ile başlayıp KJK aşamasına gelen kadın mücadelesinde önemli bariyerleri aştıklarını ve Ortadoğu kadınının umudu olma niteliği taşıdıklarını ifade eden Ronahi şunları söyledi: “İŞİD’in kadına yaptığı, dayattığı tüm insanlık dışı yaklaşımlar, Ortadoğu’da radikal özgürlük çıkışın yapılmasını tetiklemiştir. Ortadoğu’daki tüm kadınlar olarak ortak örgütlenmelere ve ortak savunma geliştirmeyi zorunlu kılıyor.

‘PKK DEMOKRATİK KONFEDERAL BİR AŞAMAYA GELMİŞTİR’

Gelinen aşamada PKK önemli bir toplumsallığı yaratmıştır. Nasıl ki Zagros ve Toros eteklerinde insanlık tarihinin en büyük devrimi olan neolitik köy devrimi yaşanmışsa günümüzde benzerinin geliştirmede PKK önemli bir rol oynamıştır. Ulus devletin iktidarlı, sınıflı toplum uygarlığını aşmıştır. Ortadoğu halkları için demokratik, ekolojik, kadın özgürlüğünü esas alan çok güçlü bir paradigmaya sahiptir. Demokratik ulus ve özgür yaşamı inşa etme aşamasındadır. Tüm hiyerarşik yapılarda kopuşu hedeflerken en temel koşul zihniyet alanında yaşanmıştır. PKK’nin 3. Doğuşunda kapitalist modernitenin zihniyet yapısında kopuşlar başlar.”

PKK’nin bugünkü aşamaya gelmesinde kadının öncülük boyutunda rolünün çok önemli olduğunu, aynı zamanda hareketin kendi örgütlenmesinde ve sisteminde demokratik konfederal bir aşamaya gelindiğine vurgu yapan Ronahi, PKK’ye paralel PAJK, KCK’ye paralel KJK, HPG’ye paralel YJA Star’ın geliştiğini söyledi. PKK’nin ilk günden günümüze kadar kadın özgürlüğünü sosyalizmin temel ve esas bir ilkesi olarak ele aldığını, burada temel sosyalistin demokratik cins özgürlükçü temel farkının açığa çıkartıldığını belirten Ronahi “Eşbaşkanlık sistemini geliştiren Önderliğimiz mutlaka kurumsallaştırmasını öngörmektedir. Eşbaşkanlık Kürdistan’da toplumsal özgürlük mücadelesiyle paralel gelişen kadın özgürlük mücadelesinin kazanımlarının demokratik siyasal kurumsallaşmasıdır. Kadın ve erkeğin özgür ortak iradesini açığa çıkarma sorumluluk ve yetkiyi eşit düzeyde kullanma açısından önemlidir. En önemlisi de geliştirmek istediğimiz demokratik ulus ve özgür yaşamı inşada, sistemimizi toplumsallaştırmada demokratik bir hamledir. Kölelikli, egemenlikli yönleri aşmada kurumsal ve sistemsel temsiliyet alanıdır. Bu gerçeklik PKK’nin ve PAJK’ın geldiği aşamayı ve evrensel hedeflerinde ortaya koymaktadır” dedi.