Kürt sorununun çözümüne ilişkin yeni bir süreç tartışılırken ve “PKK’nin feshi ile silahların bırakılması” meselesi gündemdeyken, yaşanmış tarihin hakkını vermek açısından bir değil, bin kez düşünerek PKK’yi geçmişe mal etmek ve geleceğe dayanaklı bir zemin haline getirmek her açıdan önemlidir.

Yurtsever, devrimci, demokrat, sosyalist her insanın kafasına ve kalbine kazınmış PKK’nin Kürt özgürlük mücadelesindeki müstesna yeri yad edilirken; artılarıyla-eksileriyle tarihi bir kesit geride bırakılıyor. PKK, Kürt varoluşunun yeniden gündem olduğu böylesine anlamlı bir süreçte yayınlanan “Diriliş” belgeseliyle hem kuramsal hem de pratik-örgütsel dersleriyle yeni devrimci-sosyalist inşaların ruhunda mutlaka yaşam bulacaktır. 

Yarım asırlık amansız bir mücadelenin öncülüğünü yapmış PKK, üstlendiği tarihi misyonunu tamamlarken yol açtığı gelişmelerin daha nice yarım asırlara damga vuracağı muhakkaktır. Kürt Dirilişi belgeseli, işte böylesine anlamlı bir çalışmayla geçmişin deney ve tecrübelerini, derslerini, birinci elden, canlı tanıkların ağzından kayıt altına alarak bir külliyat ortaya çıkarmıştır.

Gelecek nesillere taşırılacak olan diriliş öyküsünün bilgi ve belgelerini tarihe mal etmek; onu yaşam kaynağı haline getirerek ölümsüzleştirmek gibi bir anlam içermektedir. Bu mücadelenin en önemli dayanaklarından, güç kaynağı ve sahiplerinden olan şehitleri başta olmak üzere yaşayan kahramanları, toplumsal tabanı, dostları bu belgeselde buluşuyor. Belgeselin oluşturduğu duygu atmosferi ise daha şimdiden kendisini hissettirmektedir.  

Kürt Dirilişi belgeseli, geçmiş mücadele tarihinin hakkını vererek PKK’yi anlatmanın, en az PKK’nin diriliş ve direniş pratiği kadar zahmetli bir çalışmayı gerektirdiğini ortaya koymaktadır. Dağarcıkta ne varsa, onun bilgi yoğunluğu, duygu dünyası ve sezgi gücüyle anlatmak ve anlamlandırmak, belgeselin ötesinde bir çalışma niteliği taşımaktadır.

PKK’nin tarihinde neredeyse yok yok gibidir; toplumun her kategorisinden insana dokunmuştur. Taraftarlarına olduğu kadar, karşıtlarına da yer veren hafızaya sahiptir. İster dağda ister zindanda; yaşamın her alanında direniş ve ihanetin at başı gittiği bir mücadeleden alınması gereken büyük dersleri ortaya çıkarmıştır. Bu belgesel çalışmasıyla halklara, gelecek nesillere ve tarihin kendisine büyük bir miras bırakılacaktır.

Kürt Dirilişi’ni anlatan belgesel çalışma, PKK’nin iğneyle kuyu kazarcasına yarattığı gelişmeleri ilmek ilmek dokuyarak oluşturduğu toplumsal hafızayı diri tutması ve bunu geleceğe nakletmesi açısından değerlidir. Günümüzden geleceğe yol alacak hafızadan bir köprü oluşturulmaktadır. Bu köprüden geçecek hafızanın anlatacağı tarih-toplum derslerinden çıkarılacak sonuçlar ise oldukça yakıcı ve bir o kadar da öğreticidir.

Bu belgeselle birlikte belgeli hale gelecek en önemli konulardan biri; PKK’nin ne olduğu, nelere yol açtığı ve nereye varmak istediğinin anlatımıdır. Bu belgesel, merkezi uygarlığın beş bin yıldır bozduğu doğal toplumun kökleri üzerinden yeniden yeşeren tarihsel bir anlatımı içermektedir. Gücünü doğallığından alan, demokratik değerleriyle, ekolojiye dostluğuyla ve kadın özgürlükçü bilinciyle yeni bir toplumsallığın temelini atan PKK’nin, bu temel üzerinde ahlaki-politik toplumun inşasına uzanan paradigması temsil edilerek canlandırılmış olacaktır.

PKK, çıkış kaynağı itibarıyla Kürt orijinli bir hareket olsa da sadece Kürt coğrafyası ve Kürt halkı için değil, bölge halklarının bütün inanç ve kimlikleri açısından önemli kazanımlar yaratmıştır. Farklı toplumsal aidiyetlerin özgünlüklerini koruyarak birleştirici rol üstlenen düşünce ve pratiğin öncü gücü olmuştur. Diriliş belgeseli, işte bu tarihi evrelerin öyküsünü mercek altına almıştır.

PKK, bütün tarihi boyunca Ortadoğu coğrafyasında filizlenen bütün sol-sosyalist-devrimci hareketlerin mirasını omuzlamış, anılarına bağlı kalmış ve onları sahiplenerek mücadelenin gerekçesi haline getirmiştir. Bütün halklarla ortak kaderi paylaşmış ve yol yürümüş pratiğin sahibidir. Günümüzde temsil ettiği paradigmayla halkların birlikte yaşam kültürünü oluşturarak, demokratik bir muhtevaya kavuşturulmuş yeni bir toplumsal inşa formunun öncülüğünü yaparak kendisini ispatlamıştır. Diriliş belgeseli, kronolojik sıralama bütünselliği içinde harmanlanmış bu ortak yaşam kültürünü tam bir sanat tadında görsel hale getirip izleyici ile buluşturmuştur.

PKK, Latin Amerika ülkelerinden ABD, Avrupa, Rusya, Ortadoğu ülkelerine ve daha birçok coğrafyadan, halktan devrimcinin çekim merkezi olmuştur. Bünyesine kattığı farklı kimlik ve inançlara mensup kadro bileşkesiyle enternasyonal karakter kazanmış bir hareket olmuştur. Belgeselin izleyicileri, PKK’nin bu renkli dünyasını izledikçe, yaşamları örgütte çakışan kişiliklerin inanılmaz hikayelerine tanık olacaklardır.

PKK’nin daha birçok konuda özgünlüklerini sıralamak mümkündür. En önemli özgünlüklerinden biri de, mayasında emeğin bulunmasıdır. Diş ve tırnakla kazanılmış değerlerin altında büyük bir emek vardır. Gelişme trendinde PKK Önderliğinin kendi özgün üslubu, tarzı ve temposunu bilmek ve kavramak, PKK’yi tanımanın ön adımı olacaktır.

Kürt Dirilişi belgeseli, toplumun her kesimine bir laboratuvarın kapılarını aralamıştır. Anlatılan her yaşam öyküsünde, gösterilen her görsel karede dile gelen toplumsal ve kişilik çözümlemelerinde, “bu benim hikayem, benim öyküm” denilecek hakikatte kişi kendisini bulacaktır. Bu laboratuvarda mitolojiden dine, felsefeden bilime, neolitikten merkezi uygarlıklara, yerelden evrenselliğe evrilen tarihi gözlemleme imkanını elde edecekler.

Her şeyden önce parçalanmış, sömürge bir toplumun küresel çaptaki kapitalist sisteme karşı tek başına, çıplak yürekleriyle ve yenilmez iradeleriyle baş kaldırışını, bu belgesel sayesinde nehir akışında izleme tadına varacaklardır.

Diriliş belgeseline emeği geçenler, içerik üretenden tutalım bütün çalışanlarına kadar herkes kocaman teşekkürü hak etmiştir.