Seçim değil faşizmden kurtulma mücadelesi

 İl eşbaşkanları toplantısında konuşan HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli, bir yerel seçim planlaması yapmayacakları, faşizmden kurtulma mücadelesi yürüteceklerini söyledi. Temelli, tüm demokrasi güçlerini bu mücadele katılmaya çağırdı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı Sezai Temelli, genel merkez binasında partisinin il eşbaşkanları toplantısı öncesi gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İl eşbaşkanlarına seslenen Temelli, yerel seçimlere ilişkin önemli bir etabı başlatacaklarını ve yerel seçimleri birlikte planlayacaklarını  vurguladı.  “Yoğun bir faaliyet yürüteceğiz. Bunun için bu süreyi iyi planlamak durumundayız. Karşı karşıya kaldığımız durum sadece yerel seçim planlaması değil, faşizmden kurtulma mücadelesidir” diyen Temelli, sözlerine şöyle devam etti: “Her yer sorun kaynıyor. Kördüğüme dönüşmüş durumda, bütün Türkiye halkları bu sorunların altında inliyor. Bu sorunların müsebbibi bu iktidardır. İktidar bu sorunlardan ve çözümsüzlükten beslenerek, ayakta durma ve iktidarını sürdürme amacındadır. Bunun için savaşı sürdürerek iktidarını sürdürmek istemektedir. Emek sömürüsü had safhadadır.”

'TÜRKİYE GÖRÜŞMELERDEN ÇEKİLSİN ÇÖZÜM GELİŞİR’

Temelli, barış çağrılarının Ortadoğu'ya yönelik olduğunu da belirterek, “Libya'daki görüşmelerden Türkiye çekilmiş. Diğer ülkeler Türkiye'nin çekilmesinin çözüme dönük bir olumsuzluk yaratamayacağını söylüyor. İyi ki Türkiye çekildi, çözüm gerçekleşebilir diyor. Biz aynı şeyi Suriye'de de bekliyoruz. Eğer Türkiye bu görüşmelerden çekilirse çözüm gelişebilir. Türkiye’yi İdlib'den başlayarak çözümsüzlük dayatmaktadır. Bunu yaparken Rojava'ya yönelik bir tehdit dili, düşmanlık dili geliştiriyor; Kürt sorununun çözümüne yönelik adım atılmasını engelliyor. Türkiye halklarının adım atmasını engelliyor” diye konuştu.

'MÜLTECİLER BÜYÜK MAĞDURİYET YAŞIYOR'

Türkiye'nin mülteci politikalarını da değerlendiren Temelli, şunları dile getirdi: “Türkiye halklarının sorunlarına Fransız kalanlar, Fransız gazetelerine yazılar yazıyorlar. Bu yazılarda Avrupa Birliği müktesebatının ne kadar önemsediklerine ilişkin ciddiyetsiz bir makale okuduğunuzu görüyorsunuz. Bunların tersinin Türkiye'de hakim olduğunu görüyorsunuz. Mülteci konusunu pazarlık haline getirenler ve bugün sayıları 4 milyonu aşan mülteciler büyük bir mağduriyet yaşıyor. Avrupa, insan hakları konusunda büyük bir acze dönüşmüştür. Suriye ve mülteci hakları konusunda geri adım sergilemiştir. Türkiye'de mülteci hakları üzerinden milliyetçi ve ırkçı siyaset gelişiyor. Tüm halkların kurtuluşu barıştan ve demokrasiden geçiyor.”

‘SARAY’IN ÜSTÜNLÜĞÜ VAR'

HDP'li milletvekilleri hakkında hazırlanan fezlekelere dikkat çeken Temelli, yargının bağımsız ve tarafsız olmadığını söyledi. Temelli, “Bu ülkede hukukun üstünlüğü değil, Saray’ın üstünlüğü var. Yargı vesayet altındadır. Bunu özellikle HDP ile ilgili davalarda ve bize yönelik hazırlanan fezlekelerde görebilirsiniz. FETÖ'cü yargının fezlekeleriyle 6 binden fazla arkadaşımız, 146 gazeteci tutsaktır, öğrenciler tutsaktır. Arkadaşlarımız siyaset yaptığı için tutukludur. Siyaset yargıyı ele geçirmiş. Siyaset dediğimiz şey Saray ve otoriter rejimidir” dedi.

TECRİTTEN KURTULMAYA DAVET

Rehin tutulan DTK Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekmek için girdiği açlık grevi eyleminin, Türkiye’nin özgürleşmesi için önemli bir adım olduğuna işaret eden Temelli, “Türkiye halklarını bir mücadeleye ve Türkiye'yi tecritten kurtulmaya davet etmektedir. Türkiye'de soruna el atsanız orada bu ceberut iktidarın nasıl bir talan siyaseti yaptığını görmeniz mümkün. 100 günlük icraatlarından sonra yeni bir 100 gün program açıklayacağını söylediler. Bu 100 günde başarı olarak gösterdikleri iki başlık var. Yaptıkları tanklar, denize indirdikleri gemiler; yani savaştır. AKP döneminde 113 cezaevi yapılmış ve yeni dönemde 40 yeni cezaevi planlamış” diye konuştu.

'DAHA FAZLA İŞSİZLİK DAHA FAZLA YOKSULLUK'

“ÖSO çeteleri zeytinlere çökmüş ve 70 bin ton zeytin ticarete yapılıyor” diyen Temelli, şunları sözlerine ekledi: “Türkiye'nin içine sürüklendiği durum budur. Bütçe hakkının tümüyle gasp edildiği, Türkiye halklarının herhangi bir derdine derman olmadığı gözlemliyoruz. Daha fazla yolsuzluk daha fazla işsizlik ve yoksulluk var. Ama buna karşı yeni araç alımları, Sarayın durumunu iyileştirme ve bir de tabi kadrolaşma. 10 bin yeni bekçi alınıyor. İşsizlikle mücadele etme gibi bir derdimiz yok. Bize hizmet eden kadroları alırız ve bununla halkın üzerinde zapturapt kurarız."

'GÜVENLİK SORUŞTURMASINA HAYIR DİYORUZ'

Meclis Genel Kurulu'nda görüşülen sağlıkla ilgili yasa teklifini değerlendiren Temelli, teklifin hekimler üzerindeki şiddeti yoğunlaştırdığına dikkat çekti. Temelli, “7 bin hekim ve doktor mağdurdur. KHK ile mağdurdur. OHAL düzeni bitmemiştir, devam etmektedir. Bu hekimlerin görev yapmasını ortadan kaldırmaya çalışıyorlardı, şimdi bunu paraya bağlamışlar. Bunu ortadan kaldırmak istiyorsanız para verin diyorlar. Bir kere güvenlik soruşturması meselesini kabul etmiyoruz. Bir yargı varsa, suçlu ile suçlulukla mücadele eder. Nedir güvenlik soruşturması? 12 Eylül'den beri var. Buna hayır diyoruz” dedi.

OTORİTER REJİMDEN KURTULMA ZAMANI

Türkiye’de çok ciddi sorunların olduğunu vurgulan Temelli, “Bütün kesimleri, kadınları, emekçileri yan yana gelmeye ve bu otoriter rejimden kurtulmaya davet ediyoruz. Bu gerçekleşebilirse demokrasi ve barış konusunda güçlü bir adım atılabilecek, bu sorunlardan kurtulabileceklerdir. Yerel seçimlerde büyük bir demokrasi mücadelesi başlatmak istiyoruz. 24 Haziran'da anayasal diktatörlüğün önüne geçtik. Çağrımız tüm muhalefetedir. Halkımızın yol göstericiliği bizim için rehberdir. 4 buçuk ay gibi bir süremiz var. Tüm parti teşkilatımız bu süreyi en iyi şekilde değerlendireceği konusunda hiç şüphemiz yok. 7/24 çalışacağız ve kayyumları tarihin çöplüğüne süpürüp atacağız.”