Serêkaniyê'de iki 'Heval' - Amed Dicle
Serêkaniyê'de iki 'Heval' - Amed Dicle
Serêkaniyê'de iki 'Heval' - Amed Dicle
Ela Qasim ve Ubeyıd Huseyin...
Birbirilerini hiç tanımıyorlardı. Serêkaniyê'de karşılaştılar ve Türk devletinin örgütlediği çetelere karşı gösterdikleri direnişle, tarih yazdılar.
Ela Qasim aslen Serêkaniyê'liydi. Orada doğup büyümüş, evlenmiş, iki çocuk babası genç bir siyasetçiydi. Daha otuzlu yaşlarındaydı ve 1962'de kurulan Suriye Kürtleri Demokratik ve İlerici Partisi'nin yönetimindeydi.
Dörde bölünmüş Kürdistan'ın Rojava ve Kuzey sınır hattına Kürtler, 'Serxet' ve 'Binxet' diyorlar. Ve Serêkaniyê 'bınxet' yani hattın diğer yakasının tam da sıfır noktasında.
Ela Qasim da her gün 'sınır' dedikleri bu demiryolun diğer yakasına yani 'Serxet'e bakıp bunun manasını anlamaya çalışan çocuklardan biriydi işte.
Batı Kürdistan devrimi başladıktan sonra, Kürt örgütlerinin büyük kısmı değişik siyasi düşüncelerini koruyarak ortak çıkarları etrafında birliklerini pekiştirmeye çalıştılar.
Serêkaniyê'ye yönelik saldırılara karşı YPG öncülüğünde savunma savaşını yürüttüler.
Ela Qasim YPG üyesi değildi. PYD üyesi de değildi ve farklı siyasi görüşleri vardı.
16 Ocak'ta Türkiye'nin desteğiyle Serêkaniyê'ye yönelik saldırılar başladığında da Ela Qasim gibi tüm gençler direnişe geçtiler. Ela Qasım, 20 Ocak'ta bir grup arkadaşıyla kameralara bir konuşma yaparak YPG öncülüğündeki savunma savaşına katılacağını açıkladı.
Konuşma yaptığı yer evinin kapısının hemen eşiğiydi. Şiirsel bir tonda yaptığı kısa konuşma zaman zaman silah seslerinden dolayı kesiliyordu.
Şöyle diyordu;
"Biz buranın halkıyız, değişik siyasal örgütlerin üyeleriyiz, bu kadim topraklar bizimdir ve korumak bizim kutsal görevimizdir. Biz kimseye saldırmıyoruz, barışçıl bir şekilde haklarımızı koruyoruz ama kimsenin gelip bizi baskı altına almasını kabul etmeyiz, kimseye boyun eğmeyiz ve o sebeple buradayız.
Biz buradayız, çünkü tarihe Kürtlerin barışçıl bir halk oldukları kadar kendilerine yönelik baskıları kabul etmeyen bir halk oldukları da yazılmalıdır. Tarihte hep böyle olmuştur, özgürlüğün bedeli vardır ve biz bu bedeli ödemek için buradayız. Tarihimizin eli kanlı avcılar tarafından yazılmasına artık 'dur' demek için buradayız..."
Ela Qasim bu konuşmasından hemen sonra, iki çocuğu ve ailesiyle vedalaşarak silahını omuzlarına aldı ve az ötedeki savaşa adımını attı.
Belki de hayatında ilk defa silah almıştı eline.
Ya da belki, bir gün böyle bir şeye mecbur bırakılacağı aklının ucundan dahi geçmemişti.
***
Ubeyid Hüseyin Serêkaniyê'li değildi.
Amûdeli'ydi. Çocukluğu, geceler boyunca 'Serxetê'nin öte yakasındaki Mardin şehrinin ışıklarını izlemekle geçmişti.
Ubeyid 37 yaşındaydı, evliydi ve çocukları vardı.
Batı Kürdistan'a yönelik saldırılara karşı halkı korumak üzere örgütlenen YPG'ye katılmıştı. Ailesinden gerillaya katılıp Kuzey Kürdistan'da yaşamını yitirenler vardı. Evinin salonunda Abdullah Öcalan'ın fotoğrafı asılıydı.
Ubeyid Hüseyin aldığı kısa 'askeri eğitimle' Serêkaniyê'yi korumak için cephedeydi.
***
24 Ocak 2013
Serêkaniyê'de en şiddetliği çatışmaların yaşandığı gün...
Ela Qasim ve Ubeyid Hüseyin birbirilerini henüz tanımış, merhabalaşmışlardı.
Artık 'Heval' olmuşlardı ve aynı mevzideydiler. Yanlarında YPG savaşçısı Kürt, Asuri ve Arap gençleri de vardı.
Ve Türk Devletinin desteklediği çeteci grupların saldırısında Ela Qasım ile Ubeyid Hüseyin ağır yaralandılar. Kanları birbirine karıştı.
Ela Qasim çatışma bölgesinden çıkarılarak Qamişlo'daki bir hastaneye götürüldü. Yaralı ele geçirilen Ubeyid Hüseyin'in ise bir hafta sonra cenazesi bulundu. Aynı gün Ela Qasim tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
Ve bu iki Kürt savaşçısı 3 Şubat'ta toprağa verildi. Ela Qasim Qamışlo'da, Ubeyid Huseyin ise Dirbesiye'de...
İçerdeki ve dışarıdaki tüm fırsatçılara ve bozgunculara rağmen, cenaze törenlerinde bulunmayan hiçbir siyasi Kürt örgütü yoktu.
Hepsi oradaydılar ve Kürdistan'ın ortak değeri Ela ile Ubeyıd'i 'ulusal birliğin' sembolü ilan ettiler.
Evet özgürlüğün bir bedeli vardı, haklıydı Ela Qasim.
Peki ya birlik olabilmenin bedeli neden hala bu kadar acı?