90’lı yıllarda kitlesel Kürt göçüne ev sahipliği yapan Çukurova şimdi de Suriyeli mültecilere kapılarını açıyor. Tıpkı o yıllarda Kürtlere yönelik ırkçı saldırıların bir benzerini bugün Suriyeli sığınmacılar yaşıyor. Hatay, Adana ve Mersin’de peş peşe mültecilere yönelik yapılan saldırının temelinde ise işsizlik, emek sömürüsü ve ücretin düşürülmesi olarak yatıyor. Kışkırtılan kitleler, “İşimizi elimizden aldınız. Sizin yüzünüzden iş bulamıyoruz. Sizin yüzünden kiralar arttı. Gidin Suriye'ye, burayı mahvettiniz” şeklinde ırkçı nedenler yansıtılıyor.

'HALK SURİYELİLERE KİNLİ'

En kötü evlere en yüksek fiyatla kiraladıklarını, çalıştıkları işyerlerinde çoğu zaman ücretlerini alamadıklarını hata trafikte Suriye plakalı araçlı oldukları için tacize uğradıklarını anlatan Ebu Ahmodo, birçok kez hakarette uğradıklarını, kovulduklarını, dışlandıklarını söylüyor.

‘BANA NİYE YAN BAKTIN’

Çalıştığı işyerinden ücretini alamadığı gibi darp edildiğini dile getiren Ömer Azize de karşılaştığı dışlamaya şu sözlerle anlattı: "Bana niye yan baktın. Bana niye çarptın. Motoru ve arabayı düzgün sür. Bana neden omuz attın gibi gerekçelerle saldırıya uğruyoruz."

Adana’nın Seyhan İlçesi Mirzaçelebi Mahallesi'nde dükkan işleten Muhammed Keleş de, daha önce vergi levhası olmadığı için mahalledekilerin tacizine maruz kaldığını anlatarak, "Şuanda ise gürültü veya konuşmalar üzerinden hakarette maruz kalıyoruz. Ben Adana'ya geldiğimde fabrikada çalışıyordum. Orada düşük ücretle uzun saatler çalışıyorduk. Daha fazla çalıştığımız için işçiler 'bunlar bizim işimizi elimizden alacak' deyip bize hakaret ediyordu. Kavga edecek duruma geliyorduk. Bizim ihtiyacımız olduğu için ve çalışmak zorunda olduğumuz için uzun saatlerde çalışıyoruz. Biz buraya kendi isteğimizle gelmedik. Savaş vardı diye geldik" diye konuştu.