Siyasi tutsaklara 'su' işkencesi: Sıcak günlerde su yok!
Osmaniye T-2 Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Tufan İlbaş’ın annesi Nesibe İlbaş, “Cezaevi yönetimi tutuklulara işkence olsun diye sıcak günlerde suları keserek susuz bırakıyor” dedi.
Osmaniye T-2 Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Tufan İlbaş’ın annesi Nesibe İlbaş, “Cezaevi yönetimi tutuklulara işkence olsun diye sıcak günlerde suları keserek susuz bırakıyor” dedi.
Kırıklar 2 No’lu F Tipi Cezaevi'nde müebbet tutuklu Sertaç Kılıçarslan’ın ablası Nasihat Kılıçarslan ise “Siyasi tutuklulara ses olalım” çağrısında bulundu.
Mardin’in Nusaybin ilçesinde 26 Mayıs 2016 tarihinde "sokağa çıkma yasağı"nın ilan edildiği Yenişehir Mahallesi'nde gözaltına alınan 12’si çocuk 42 kişi arasında bulunan Tufan İlbaş, Nusaybin Sulh Ceza Hakimliği'nce “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla tutuklanarak önce Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'ne, ardından Osmaniye Cezaevi’ne sevk edilen tutsaklardan. Tufan İlbaş’ın ailesi çocuklarının gözaltına alındığından itibaren işkence gördüğünü ve tedavisinin yapılmadığını söyledi.
‘TEDAVİLER YAPILMIYOR’
OHAL nedeni ile cezaevlerindeki keyfi uygulamalara dikkat çeken İlbaş, “Bunların çoğu yaralı, kiminin kolu, kiminin ayağında yara vardı. Birinin bacağı sakatlanmış, kimi gözünden kurşun ile yaralanmış. Oğlumun da omuzu ve ayağında yara vardı. Ayağında hâlâ şarapnel parçası duruyor. Hiçbirinin tedavisi yapılmıyor. Tufan’ın 3 parmağı kırılmış ve vücudunun çeşitli yerlerinde yaralar vardı. Yanında bulunan arkadaşı da topallıyordu ve onun da yaraları vardı. Hastaneye götürüyorlar ama asker bir yandan, doktorlar bir yandan işkence uygulayıp küfür ediyorlar. Doğru düzgün tedavi etmiyorlar. Ağır hasta arkadaşlarının bile hastanelerde kelepçeleri açılmıyormuş. Odaları 24 saat idare tarafından gözetleniyor kameralarla” dedi.
HALAY ÇEKMEYE GÖRÜŞ YASAĞI
Tek tip kıyafet uygulaması gündeme geldiğinden beri tutsakların elbiselerinin bahanelerle verilmediğini ve kıyafetleri yanlarında olanların ise türlü bahanelerle zorla toplatıldığını ifade eden İlbaş, “Gazete, dergi, kitap ve radyo verilmiyor tutuklulara. Avukat görüşleri gardiyanlar tarafından gözetleniyor artık. Bu da avukatla görüşmelerinde sıkıntı doğuruyor. Adli tutuklular gardiyanlar tarafından siyasi tutuklulara karşı kışkırtılıyor. Görüşler sadece 2 ayda bir yarım saate indirilmiş. Kantinde satılan yaşam ihtiyaçları 2-3 katına çıkarılmış. Tutuklu arkadaşları ile beraber halay çektikleri için aylarca görüş yasağı cezası veriyorlar. Yeni tutuklanan arkadaşlarına sürekli çıplak arama uygulaması dayatarak işkence yapıyorlar. Odaları her hafta aranıyor. Yaşam malzemelerini topluyorlar. Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptıkları suç duyurularına her defasında kayıtsız kalıyorlar. Özellikle bu son günlerde erken saatlerde suları kesiyorlar. Bu sıcak günlerde susuz bırakıyorlar. Yeni işkence yolları deniyorlar” şeklinde konuştu.
‘SES OLALIM’
Öte yandan Kırıklar 2 No’lu F Tipi Cezaevi'nde müebbet cezası alan tutsak Sertaç Kılıçarslan’ın ablası Nasihat Kılıçarslan ise, kardeşinin ve tüm siyasi tutsakların üzerinde büyük bir psikolojik baskının olduğunu söyledi. Kılıçarslan, cezaevlerindeki siyasi tutsaklara ses olma çağrısında bulunarak şunları belirtti: “Ablası olarak görüş yaptığımdan çok mağdur bir şekilde gördüm onları. FETÖ, DAİŞ ve adli suçluların arasına katmışlar. Siyasi tutukluların hiçbiri yan yana değiller. Hiçbirinin birbirinden haberi yoktur. Üzgün bir durumdalar ve baskı çok var. Haftada 2-3 kez zor ve işkence yaparak koğuşlarına baskın yapılıyor. Kitapları, yatakları ve üst başları darmadağın ediliyor bu baskınlar sırasında. Bu işkencelerin durmasını istiyorum. Buna bir çare bulunmasını istiyorum. Lütfen zindandaki siyasi tutuklara ses olalım."