Temizyüz: Güçlü muhalefetle cezaevi kapılar açılır

Hasta tutsakların durumuna işaret eden Med TUHAD-FED Eşbaşkanı Mehmet Temizyüz, hükümetin toplumsal sorunlara kendini kapattığını belirterek, güçlü bir muhalefetle tüm kapalı kapıların açılabileceğini söyledi.

Türk cezaevlerindeki kapasite fazlası, hijyen, beslenme; fiziki, sosyal ve psikolojik işkencenin, hastalıkların oluşması ve ağırlaşmasındaki belirleyiciğine dikkat çeken Med TUHAD-FED Eşbaşkanı Mehmet Temizyüz, “Bir yandan hasta tutsaklara çözüm olmak istiyoruz, diğer yandan da başka hastalıkların oluşmasını engeleyecek koşulların sağlanması için çabalıyoruz” dedi.

Türk cezaevlerinde tutulanların sayısı kapasitesini 60 bin aşarak 280 binin üzerine çıktı. Sadece siyasi tutsaklar içinde 400’den fazlası ağır olmak üzere bin 333 hasta tutsak var. Hastalıklarına, yaşlarına, kendilerine bakacak durumda olup olmadıklarına bakılmaksızın cezaları ertelenmeyen, tahliye edilmeyen bu tutsaklar, sağlığa erişim hakkından da mahrum bırakılarak tedavileri engelleniyor. Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (Med TUHAD-FED) Eşbaşkanı Mehmet Temizyüz, hasta tutsaklarla ilgili ANF’ye konuştu. Hasta tutsaklar konusunun bir devlet politikası olduğunu hatırlatan Temizyüz, “Biz de hasta tutsaklar sorununu her zaman gündemde tutup çalışmaya özen gösteriyoruz. Toplumsal bir problem olduğu için tüm sivil toplum örgütlerinin de bir çalışma ajandası olmalı” dedi.

HÜKÜMET KENDİNİ KAPATMIŞ

Türk cezaevlerindeki kapasite fazlası tutsak sayısı, hijyen, beslenme, gözaltı sürecinden itibaren başlayan fiziki, sosyal ve psikolojik işkencenin, hastalıkların oluşması ve ağırlaşmasındaki belirleyiciğine dikkat çeken Temizyüz, “Bir yandan hasta tutsaklara çözüm olmak istiyoruz, diğer yandan da başka hastalıkların oluşmasını engeleyecek koşulların sağlanması için çabalıyoruz. Sorunun çözümünde hükümet muhataptır. Hükümet ise toplumsal sorunlara kendini kapatmış durumda” şeklinde konuştu.

GÜÇLÜ MUHALEFET OLMALI

Hasta tutsaklar konusunun, tüm toplumun da sorunu olduğunu kaydeden Temizyüz, toplumdaki güçlü bir muhalefetin, hükümetin hasta tutsaklar ile ilgili mevcut politikalarına geri adım atmasını sağlayacağını vurguladı. Meclis, STK’lar, barolar ve Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) bu sorunu kendi sorunu olarak görmesi gerektiğini belirten Temizyüz, şöyle devam etti: “Güçlü bir muhalefetle tüm kapalı kapıları açabiliriz. Hasta tutsakların durumunun zorlayıcılığını bildiğimiz için çalışmalarımızı da bir o kadar zorlamalıyız. Elbette ki koşullar tüm tutsaklar için zordur fakat hasta tutsakları seviye seviye belirleyerek, ona göre bir çalışma takvimi çıkarmalıyız. Öncelikle çok ağır tutsakların tedavisi için çaba sarfetmeliyiz. Bizim için öncelik ağır hasta tutsakların orada yaşamlarını yitirmemeleridir. Bu noktada siyasi partiler dahil tüm kurum ve kuruluşlarla görüşeceğiz. Bunların içinde CPT ve Af Örgütü dahil birçok kurum var. Bir diğeri de ÖHD gibi birkaç kurum ile paneller düzenleyeceğiz. Her fırsatta Sağlık Bakanlığı’na hatırlatılan İstanbul Protokolü’nü (İP) ve hukuki süreçleri bu panellerle bir kez daha hatırlatıp hukukun işletilmesini amaçlıyoruz.”

ATK RAPORLARINA RAĞMEN BIRAKILMIYORLAR

Kimi adli tutukluların Cumhurbaşkanının bir sözüyle salıverildiğini hatırlatan Temizyüz, bazı ağır hasta tutsakların Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) raporlarına rağmen serbest bırakılmadığını söyledi. “Bu hükümet aklıyla bu sorun çözülmez. Bu yüzden iyi bir muhalefet gerekli” diyen Temizyüz, şunları ekledi: “Toplumu gözeten değil, kişileri gözeten bir hukuk anlayışının kimseye yararı olmaz. Hasta tutsaklar sorunu, ailelerini de etkiliyor. Cezaevi yönetimleri mevcut yasalara göre bile hareket etmiyor. Aileler, tedavi/ameliyatların yapılması, ilaçların zamanında verilmesi ve refakat hakkının uygulanmasını istiyor. Bunların hepsi tutsakların hakları olmasına rağmen savcılar, yönetimler tarafından engelleniyor.“