Tuncel: Öcalan’ın duyulması için tecridi kaldırın

Sebahat Tuncel, Öcalan söylemiş gibi yapılan haberlerin ise acizlik göstergesi olduğunu ifade ederek, “Devlet Sayın Öcalan’ın fikirlerine ihtiyaç duyuyorsa, yapılması gereken manipülasyon değil, toplumla bağını kurmaktır” dedi.

Sebahat Tuncel, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin, AKP hükümetinin çözümsüzlük ve savaş politikalarının bir yansıması olduğu değerlendirmesini yaparak, Kürt sorunun da muhatabın kimin olacağına ise, AKP ve yetkililerin karar veremeyeceğini belirtti. 

HDK Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel, İmralı Adası’nda uygulanan özel tecridi, AKP Hükümetinin Kürt Sorunun’da muhatap arayışını ve Öcalan’la ilgili yapılan manipülasyon haberlerini ANF’ye değerlendirdi.

Tuncel, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin, AKP Hükümeti’nin savaş politikasının yansıması olduğuna vurgu yaparak, Öcalan’ın Kürt sorunu çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesine ilişkin büyük bir çabasının olduğunu belirtti. Tuncel şunları aktardı: “AKP Hükümeti bütün bunları Cumhurbaşkanı şahsında taraf yok, masalar yok diyerek aslında savaş politikalarını hayata geçirdiler. 16 yıldır uygulanan hukuksuzluğa rağmen Sayın Öcalan’ın koşulunu güncelleştirmemesi, Türkiye halklarının geleceği açısından oldukça önemli. Ama 6 aydır hiç bir görüşme olmuyor. Uzun süredir de ailesi ve avukatlarıyla da görüşmüyor Sayın Öcalan. Ciddi anlamda bir izolasyon var. Kabul edilebilir bir durum değil. Yapılması gereken sadece tecrit koşullarının ortadan kaldırılması değil, savaşın ortadan kaldırılması için Sayın Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması gerekiyor. Gerçek anlamda barış olacaksa yapılması gereken budur.”

Çözüm sürecinde HDP’nin ve Öcalan’ın muhatap alınmayacağına ilişkin sözleri değerlendiren Tuncel, bu kararın AKP ve yetkililerinin söyleyeceği sözle belirlenecek bir durum olmadığını ifade ederek şöyle devam etti: “Kırk yıldır bir halk direniyor. Sayın Öcalan bu halkın önderidir. Sonuçta milyonlarca insan Sayın Öcalan siyasi irademdir diye milyonlarca imza topladı ve bunu beyan etti. Muhataplık meselesini halk belirlemiştir.

Sayın Öcalan’ın daha önce bir demeci vardı ‘Ben, bir muhatap arıyorum. Bulunacak mı Bulunmayacak mı?’ diye. Aslın da konuya buradan bakmak gerekiyor. Sayın Öcalan’ın aradığı muhatap AKP olacak mı olmayacak mı? Bunun cevabını vermek lazım. AKP’nin söylediği bu söz, çözümsüzlük siyasetinin yansıdığı bir sözdür. Onlar da iyi biliyor ki Sayın Öcalan’dan başka muhatap yok. Kürt halkı ve KCK’de sayın Öcalan’ın defalarca baş müzakereci olduğunu dile getirdi. Yalçın Akdoğan’da, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’da iyi biliyor ki, Kürt sorunun da muhatap Sayın Öcalan’dır.  Asıl sorun, devletin çözüm iradesi ve muhataplıktan kaçmasıdır. Sorun muhatapların olmaması değildir. “

‘MANİPÜLASYONLA DEĞİL, HALKLARLA BAĞINI KURUN’

Medya’da Öcalan’ın ağzından haber yapılmasını acizlik olarak değerlendiren Tuncel, çözümsüzlük siyasetin de halkların AKP’ye onay vermediğini dile getirerek şöyle devam etti: “Belki AKP tek başına iktidar oldu ama demokrasi ve özgürlük konusunda da halklar bir baskı uyguluyor hükümete. Yeni anayasa ve milli birlik ve kardeşlik söylemleri aslında toplumdan gelen savaşın son bulması taleplerine bir kılıf uydurma.  Bu nedenle de Sayın Öcalan söylemiş gibi sözler söyleyerek toplumun kafasını karıştırıyor. Bu konu da durum çok net. Sayın Öcalan’la bağımsız heyetler görüştürülsün. Ne diyeceğini bütün kamuoyu duyar. Bu konuda basın mensupları da götürülebilir. Sayın Öcalan’ın söylediği iddia edilenlerin gerçek olup olmadığı ortaya çıkar.

Heyetimiz defalarca adaya gidip toplantılar yaptı, süreci değerlendirme, HDP ve diğer siyasi partilerin politikalarını eleştirmiştir Sayın Öcalan. Bu olabilir ama bunun kendisine bizzat ulaşacak kanallar oluşturarak yapılması gerekir. Toplumu gerçekten doğru bilgilendirmesi konusunda böyle bir şeye ihtiyaç var. Devlette eğer buna ihtiyaç duyuyorsa o zaman yapılması gereken şey manipülasyon değil, halklarla bağını kurmaktır. Sayın Öcalan’ın sesinin toplumla buluşması demokrasi açısından da bir kazanımdır.”