Ýngiliz Kraliçesi Elizabeth önümüzdeki hafta, tahta çıktıðı günden bu yana belki de en çok başını aðrıtan konuların başında gelen Kuzey Ýrlanda'ya gidiyor. Kraliçe'nin tahta çıkışının 60. yılı kutlamaları kapsamında yapılacak gezi Ýrlanda-Ýngiltere barışının belki de son sahnesi olacak. Sinn Fein lideri Gerry Adams'ın deyimi ile “Bir zamanlar IRA'nın başı Martin McGuinness ile Britanya askeri güçlerinin başı Kraliçe Elizabeth beraberlik için el sıkışacak...”
Dünya siyasetinin temel problemlerinden biri daha bu el sıkışma ile son buluyor. Kraliçe uzun bir zamandır Ýngiliz Hükümetleri tarafından IRA ile yürütülen barış görüşmelerine son noktayı koyarak barışı resmen ilan ediyor.
Kuzey Ýrlanda-Ýngiltere savaşı muadili bir çok çatışmaya-savaşa örnek gösterilen bir çözüm süreci ile bu noktaya geldi. Benzer çatışmaların barışa kavuşturulabilirliði konusunda da umut oldu.
Ýngiliz Kraliçesi, en ciddi düşmanı ile barışmak için onun evinde el sıkışmaya hazırlanırken AKP Hükümeti'nin bölgesel tehdit içeren savaş söylemi sıcak bir çatışmaya zemin oluşturabilecek bir gelişmeye neden oldu.
Türk Başbakanı Tayyip Erdoðan G20 zirvesi için bulunduðu Meksika'da ABD Başkanı Barack Obama ile görüştü. Erdoðan'ın Obama ile Kürt savaşı için silahlı insansız hava aracı alımı ile Suriye rejimine yönelik ortak alınacak tavırları görüştüðü açıklandı. Yani Erdoðan'ın ABD ile savaş iş birliðini yoðunlaştırma çabasının hat safhada olduðu gizlenen bir durum da deðil.
Türk Başbakan'ın Brezilya'dan dönüş yoluna çıktıðında, Türk savaş uçakları tam teçhizat silahlanarak Akdeniz üzerinden Suriye'ye yöneldi. Kısa bir süre önce yine aynı silahlarla bir başka sınırı geçen Türk savaş uçakları cebinde TC kimliði taşımak zorunda bırakılan 34 Kürdü bombalayarak katledip kalktıkları üslerine geri dönmüştü.
Ancak bu kez böyle olmadı. Suriye tam teçhizatlı bir biçimde kendi kara sularında alçak uçuş yapan Türk savaş uçaðını düşürdü.
Şam bu tavırla uzun bir süredir “muhalefeti silahlandırarak iç işlerine müdahale etmekle suçladıðı” Türkiye'ye karşı savaş pozisyonunda olduðunu çok net bir biçimde gösterdi. Suriye, Türkiye'nin kendisine yönelik husumet yüklü politikalarına karşı tavrını “alçak uçuş yapan savaş uçaðını düşürdük kime ait olduðuna daha sonra baktık” açıklamasıyla diplomatik nezaketin de ötesinde bir savaş diliyle izah etmeyi uygun buldu. Suriye'nin açıklamasına egemen olan bir suçluluktan ziyade, suç üstü yakaladıðı bir suçluyu etkisiz hale getiren bir üslup egemen.
Ankara'nın yarım aðızla da olsa Kandil'e sefere hazırlıklarının alttan alta sürdüðünü dillendirdiði bir sırada düşürülen F16 savaş uçaðının silahlanmış bir biçimde Suriye hava sahasında ne yaptıðı, hangi amaçla orada olduðu henüz açıklanmış deðil. Söz konusu bölgenin Suriye topraklarında askeri üssü bulunan Rusya ve yine bir bölge ülkesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından yoðun bir biçimde kontrol altında tutulduðu düşünülürse Türk F16'sının bu bölgede ne amaçla alçak uçuş yaptıðı bir muamma deðil.
Beşer Esed rejimine karşı olduðunu yüksek sesle dile getiren Erdoðan, Suriye'de yaşanacak bir rejim deðişikliðinden bu bölgede yaşayan Kürtler'in de konumlarını farklılaştırarak çıkacaðını biliyor. Ankara'nın kendi kontrolünde olmasını istediði bu deðişimde en etkili rakibinin PKK olduðu da açık. Erdoðan'ın Suriye üzerindeki baskıcı politikalarının asli amacı PKK'nin bu ülkede yaşayan Kürtler üzerindeki siyasal etkisine müdahale olanaklarını yaratma çabasıdır. 1 Mart tezkeresi ile Güney Kürdistan'da sürece ortak olma şansı elinden alınan Erdoðan, Suriye'de yaşanacak olası dönüşümlerde PKK'yi kendisine en güçlü rakip olarak görüyor. Bu nedenle Erdoðan'ın Şam yönetimine yönelik saldırgan tutumunun altında burada yaşayan örgütlü Kürt muhalefetine yönelik gözdaðı saklıdır. Türk F16'larının bu bölgede Kürt muhaliflerin dolayısıyla PKK'nin faaliyetlerini gözlediði çok açık.
Yine de diplomatik olarak AKP Hükümeti'nin resmi bir açıklama yapması bekleniyor. Ancak, olayın üzerinden 24 saat geçmesine karşın, Erdoðan'ın dönüşünde havaalanında yaptıðı kifayetsiz ve izahtan çok gizleme çabasında olduðunu gösteren “açıklaması” ve hemen ardından toplanan güvenlik zirvesi sonrası daðıtılan hamasi bildirinin dışında Ankara'da derin bir sessizlik var. Görünen o ki Erdoðan pazar gününü de bu sessizlikle geçirecek.
Hükümet pazartesi günü yapılacak bakanlar kurulu toplantısına kadar kamuoyuna bir izah yapma ihtiyacı duymayacak.
Suriye tarafından düşürülen savaş uçaðının da aralarında olduðu Türk Hava Kuvvetleri savaş filosu 21 Aðustos 2011'de Güney Kürdistan Ranya'da yedi kişilik bir aileyi katletti. Aralarında bir yaşında bir çocuðunda olduðu yedi kişiyi kimin katlettiði açıklanmadı. Kimse bu suçtan dolayı yargılanmadı. Aynı savaş uçakları 28 Aralık 2011'de de Roboski'de 34 Kürdü bombalayarak katletti. Bugüne kadar bu katliamı kimlerin gerçekleştirdiði açıklanmadı.
Savunmasız Kürt halkına karşı katliam yapmayı vakayı adliyeden sayan Türk savaş pilotları bu kez Suriye hava sahasına tam teçhizatlı bir alçak uçuşla dalış yapınca bu davranışın savaş gerekçesi olduðundan hareket eden Suriye ordusu tarafından düşürüldü.