Tutsaklardan kamera işkencesine karşı duyarlılık çağrısı

Tutsaklardan kamera işkencesine karşı duyarlılık çağrısı

PKK ve PAJK'lı tutsaklar cezaevlerinde tüm yaşam alanlarının 24 saat kamera ile izlenmesini kendi yaşamlarına kişiliklerine bir saldırı ve işkence olarak gördüklerini belirterek demokratik kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu. 

Türkiye cezaevlerinde PKK'li ve PAJK'lı tutsaklar adına Deniz Kaya, aileleri aracılığıyla yaptığı açıklamada cezaevlerine dönük baskılara dikkat çekti.

Açıklamada, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve Kürt Özgürlük Hareketi'nin attığı tüm adımlara rağmen AKP hükümetinin Kürt sorununun çözümü önünde engel olan politikalarını sürdürdüğü, 'demokratik çözüm' projesinde üzerine düşen anayasal ve yasal düzenlemeleri yapmak yerine imha ve inkar politikasında ısrar ettiği vurgulandı. "Bu yaklaşımıyla Kürt sorunun çözümsüzlüğünü, 'nasıl iktidarımı sürdürürümün' bir aracı olarak gördüğünü göstermektedir. 12 Eylül faşist cuntasının tekçi, inkarcı anayasasını ve yasalarını değiştirmeyerek cuntanın günümüzdeki versiyonu olduğunu ispatlamıştır" denildi. 

Cezaevi'ndeki baskılara da dikkat çeken tutsaklar, bir işkence yöntemi olarak F tiplerinin 2000'li yıllarda devreye koyulduğunu hatırlattı. 

"12 Eylül zihniyetinin zindanlarda uyguladığı işkence herkesin malumudur. Yıllarca biz tutsaklar üzerinde uygulanan fiziki işkencenin sonuç almadığı görülünce 2000'li yıllardan itibaren yeni bir işkence yöntemi olarak biz siyasi tutsakların Yüksek Güvenlikli Cezaevlerine koyarak hem birbirimizden, hem de dışarıdan izole etmeyi amaçlamışlardır. F tiplerinde uygulanan tradmanlarla bizleri kişiliksizleştirerek, devrimci duruşumuzdan uzaklaştırma amaçları da aynı politikanın bir parçasıdır" denilen açıklamada şimdi bu uygulamalara tutsakların tüm alanlarına kamera uygulamasının eklendiğinin altını çizdi. 

 

"Türkiye ve Kürdistan'daki cezaevlerinde 'güvenlik' bahanesiyle koridorlar, ortak kullanım alanı olarak spor alanları, sohbet yerleri vb. kameralarla izlenmektedir" denilen açıklamada, bunlarla birlikte şimdi de kaldıkları odaların havalandırmalarına kameralar takılarak hem gündüzleri kullandıkları havalandırmalar, hem de odalarının içinin gözetilmek istenildiği belirtildi. "Yatakhane ve yemekhane olarak kullandığımız odaların yine havalandırmalarımızın kameralar ile 24 saat izlenilmesinin hangi ahlaki değerle bir ilişkisi var?" diye soruldu. 

Tutsaklar yaşamlarına ve kişiliklerine bir saldırı ve işkence olarak gördükleri havalandırmalara kamera takılmasını hiçbir şekilde kabul etmeyeceklerini belirterek şu mesajı verdi:

"Bu çerçevede ister takılmış olsun, ister takılmak üzere olsun. Bunların kaldırılması için cezaevleri ile görüşeceğiz. Bakanlığa ve ilgili yerlere bu uygulamaya son verilmesini içeren dilekçeler yazacağız. Buna rağmen uygulama devam ederse bu kameraları işlevsizleştirmek amacıyla üzerlerini örteceğiz. Şayet bundan da sonuç almazsak bu sefer de kameraları kırma yoluna gideceğiz. Tekrarlanması halinde kırmayı sürdüreceğiz. Özetle, bu kamera sistemi neye mal olursa olsun kabul etmeyeceğiz."

"Tüm işkence ve saldırılara karşı direndiğimiz gibi bu işkence tarzına karşı da direneceğiz" denilen açıklamada, kamera sistemine karşı yapacakları eylemlere karşı tüm STK'lerden ve demokratik kamuoyundan destek bekledikleri belirtildi. Açıklamada, olası yönlendirmelere karşı da herkesin duyarlı olunmasına çağrıldı.