Bir kent bu kadar mı soðuk ve puslu olur
Bu kadar lanetli
Bu kadar acımasız.
Bu kadar feryadı, figanı görmüş müdür bu kent?
Bir kente inat bir kız bu kadar mı içten güler?
Yarım kalmışlıklar bu kadar mı tesadüf?
Cellatların cirit attıðı bir kentte
kadınlar bu kadar mı
saf,
temiz
Hep başka bilirdim Parisi. Rönesansa başkentlik etmiş, özgürlüklerin ve aşkların şehri...
Rönesansmış, özgürlükmüş, aşkmış... Jeanne dArcın kemikleri sızlıyor. Senin geleceðin için isyana kalktıðında hiç böyle olacaðını düşünmemişti. Çaðdaş Jeannelara ihanet edeceðini hiç aklından geçirmemişti.
Yalancısın sen Paris. Kocaman bir yalan. Batsın senin demokrasin, aşkın edebiyatın!
Şunu anladım; her şehir, her yer, her toplum Kürtlere ve devrimcilerine karşı ön yargılıdır, ketumdur. Hele söz konusu kadınlarsa
Hele hele bunlar Sakine, Fidan ve Ronahi gibi kararlı kadınlarsa.
Ve senin de gerçekliðin ortaya çıktı Paris.
Sıcak bir kentmişsin, cana yakın
Nerede hani? Dünya güzeli kadınlarımıza sahip çıkmadın, kucaklamadın onları. Ýhanet ettin onlara. Canlarımızın katillerine kol, kanat gerdin. Kucaklayıcılıðın alçaklara mı yoksa? Gülünce bakmaya doyamadıðımız Fidanlarımızı aldın sen. Rönesansın başkenti olarak mirasına böyle sahip çıkıyorsun öyle mi? Jeanne dArcın kemiklerini sızlatıyorsun, çünkü çaðdaş Jeannelarımızı aldın.
Sımsıcaksın oysa masallarda. Kimbilir Rojbin heval, Ronahi heval kaç kere okumuştur senin hikayelerini. Ya da Sakine heval kaç öðrencisine seni örnek vermiştir.
Ama sen, ihanetinle onları sonsuzluða uðurladın Paris.
Hem de utana sıkıla.
Huzursuzdun bugün, sıkıcıydın yaðmurluydun.
Kıyametttin bugün. Katillerine hala sahiplik ettiðin için, yalancı olduðun için, aşklarına ihanet ettiðin için.
Cinayetle kirlenmiş bu şehri bir yana bırakalım şimdi
Size sarılmak istedim.
Elektronik aletlerin arkasında olup biteni izlerken Parise tekrar tekrar lanetler okudum. Dokunamadım son kez öpemedim sizi...
Gelip de sizden arta kalan güllerden birer tane almak istedim, alamadım.
Alamadım, görürsünüz diye utandım.
Hangi kareye baksam Sakine, hangi yana savrulsam Fidan, Ronahi.
Bütün genç kızlar, kadınlar, analar siz oluyorsunuz.
Vatanımızın, özgürlüðün, barışın, insanlıðın şehitleri güle güle
Ardınızdan anaların zılgıtları, herkesin gözyaşları hepsi size
Aðıtlar yakılıyor sizler uðurlanırken.
Yoldaşlarınızın omuzlarındasınız.
Hak ettiðiniz yerde.
Gidiyorsunuz işte
Arabanın kapısı hiç kapanmasın istiyorum.
Her atılan adım dökülen binlerce gözyaşına dönüşüyor.
Katillerinizi biliyoruz, er geç hesabını vereceksiniz diyor gözyaşları.
Ey Paris!
Akıttıðın gözyaşları bir gün sel olacak. Bütün riyakarlıklarını, yalanlarını, kirlerini ve akıttıðın kanı önüne katıp götürecek. Yeşil sarı kırmızı tabutların, kadınların omuzlarında taşındıðı her karede lanetleneceksin.
Delila her dem hin zu bu, nekin hun bı kuve dıçın dediðinde sana lanet okunacak.
Arabanın kapısı da kapandı işte
Gidiyorsunuz.
Kocaman gülücükleriniz,
Tertemiz yüzünüz
Parlayan gözleriniz
ve başı sonu hep özgürlük olan sözlerinizle sonsuza kadar bizimle olacaksınız.
Yolunuz açık olsun
Güle güle
.