Efrin Asayiş Güçleri tarafından yakalanan Amed doğumlu Vedat Dinç ile kardeşini aramaya gelen Liceli Selim Kaya, Türkiye’de cemaatlerin çetelere nasıl eleman kazandırdığını; ‘Yardım gönüllülüğü’nden Kürtlere karşı savaşma noktasına nasıl getirildiğini anlattı.

Geçtiğimiz günlerde Afrin Asayiş Güçleri tarafından Cindires’ten Azaz’a geçmek üzereyken yakalanan Amed’in Dicle ilçesi doğumlu Vedat Dinç ile kardeşini aramaya gelen Lice’nin Kuçık köyü doğumlu Selim Kaya, Türkiye’de çete gruplarına nasıl eleman kazandırıldığına dair itiraflarda bulundu.

Amed’in Piran ilçesi doğumlu Vedat Dinç, babasının ikinci evliliğini Hasekê’den bir kadınla yapmasından sonra Rojava’ya daha sık gelip gitmeye başlar. Kendisi de bir süre sonra Hasekê’de evlenir. Suriye’de savaşın başlaması ardından Türkiye’ye döner.

Bir süre sonra İHH’den olduklarını belirttiği kişiler tarafından, “yardım gönüllüsü” olması için teklif aldığını iddia eden Dinç, bu şekilde birkaç kez Bab El Hava yani Cilvegözü sınır kapısından tırlarla geçtiğini belirterek şunları anlattı:

“O sırada burada bazı mücahitlerle tanıştım. Burada tanıştıklarımdan bazılarıyla İstanbul’da da görüştüm. Bana Suriye’de Esad’a karşı yürütülen bir savaş var dediler. Rejime karşı savaşmanın İslam yolu olduğunu söylediler. Birkaç kere yardım tırlarıyla gelip gittim. Ben sadece tırların içinde gıda maddelerinin olduğunu sanıyordum. Oysa meğer bu tırlara yapılmış gizli bölmelerde silah cephane de gönderiliyor. Tabii birkaç kere gelip döndükten sonra bunu gördüm. Bu tırlar resmi yollardan gelip gidiyorlar. Gerek kapılardan gerek kapı dışındaki yerlerden çok rahat bir biçimde elllerini kollarını sallarak girip çıkıyorlar. Askerler görüyordu ama herhangi bir mudahalede de bulunmuyorlardı.”

Türkiye’de İHH ve Hüda Par gibi çevreler tarafından örgütlendirilip Suriye ve Rojava’ya gönderilen yüzlerce kişi olduğunu belirten Dinç, Kürtlere yönelik son saldırılar başladıktan sonra onlarca kişinin Amed’e geri döndüğünü belirtti.

Cemaatlerin amaçlarının ‘Kürtleri bu topraklardan çıkarıp başkalarını yerleştirmek’ olduğu kanısına vardığını söyleyen Dinç,  asıl amacın ise Suriye’yi parçalamak olduğu iddiasında bulundu.

Cemaatlerin Türkiye’de para vaadiyle, “cihat” diyerek gençleri kandırdıklarını dile getiren Vedat Dinç, “buraya getirildikten sonra da çaldıkları, el koydukları evleri vererek savaştırıyorlar” dedi.

Özbekistan ve Türkmenistan’dan kadınların getirtildiğini ve ‘mücahitleri’ savaşta tutmak için bu kadınlarla evlendirildiklerini belirten Dinç şu çağrıda bulundu:

 “Gülen Cemaati’nin Rojava’da şimdi yaptığı Kürtleri bitirme, yok etme planıdır. Çetelere bu amaçla çok açık bir şekilde militan sağlıyor, silah ve cephane sağlıyor. Diyarbakırdan onlarca genci Allah için diyerek Suriye’ye savaşa getirdiler. İnsanları Cihad adıyla getirip burada Kürtlere karşı savaştırdıklarını gördüm. Bu propagandalara sakın kanmayın, sizi Allah yolunda savaştırmaya getirmiyorlar. Sizi Kürtlere karşı savaştırmaya getiriyorlar. Masum insanlara karşı savaştırmaya getiriyorlar. El koydukları evleri, arabaları bu insanlara veriyorlar. Yine çaldıkları malları bu insanlara verip kandırarak getiriyorlar.”

Vedat Dinç, Türkiye’nin çetelere verdiği desteğin sadece sınır kapılarını açmak şeklinde olmadığını, bizzat Türk askerlerinin de çatışan gruplar arasında yer aldığını da dile getirdi.

İdlip’a bağlı Atme çevresinde Dursun adındaki Uzman çavuş komutasında bir Türk grubunun olduğunu belirten Dinç şunları anlattı:

“İdlip taraflarında hareket eden, başında bir uzman çavuşun olduğu beş kişilik bir grup var. Bir tane uzman çavuş var bu grubun sorumlusu; adı Dursun. Grupta yer alan iki kişi Malatyalı, iki kişi de İstanbulludur. Bu grupların içinde çok sayıda Kürt gördüm. İki kişiyle görüştüm; onları da Diyarbakır’dan getirmişlerdi. İnternet üzerinden bazılarını okullarda örgütleyip gönderiyorlar. Okulların en zeki öğrencilerini hedefleyip örgütleyerek gönderiyorlar.”

Afrin Asayişi tarafından Vedat Dinç ile birlikte yakalan Selim Kaya’nın Rojava’ya gönderilen kardeşi Burhan Kaya’yı aradığı ortaya çıktı. Amed Bağlar Sağlık Ocağı civarında mescit olarak kullanılan bir yerde gençlerin kandırılıp örgütlendirilerek çete gruplarına gönderildiklerini iddia eden Kaya, “Kardeşim Mustazaf-Der’e bağlı o mescite sık sık gidip geliyordu. Çocuğu onlardan koparmak için çok uğraştık. Hatta eve bile kapattığımız oldu. Sonunda yaklaşık on beş gün önce çocuk kayboldu. Yanlarına gidip kardeşimi nereye gönderdiniz kardeşimi istiyorum dedim. Bilmediklerini söylediler. Buraya kardeşimi bulup eve geri götürmeye geldim. Yüzlerce gencimizi kandırıp getirmişler. Tüm aileler çocuklarının peşine düşüp bu çetelerin elinden kurtarsın diyorum” şeklinde konuştu.