Yürüyüşün üçüncü gününde gerilla alanlarında...
Yürüyüşün üçüncü gününde gerilla alanlarında...
Yürüyüşün üçüncü gününde gerilla alanlarında...
PKK gerillalarının Demokratik Çözüm Yürüyüşünün üçüncü gününde Medya Savunma Alanlarında gerçekleştirdiğimiz bir gezide, gerilla ile Kürt halkının buluşmasına şahitlik ettik. Güney Kürdistanlılar ve gerilla ile yaptığımız sohbette, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 21 Mart’ta başlatmış olduğu tarihi sürecin devam etmesi için Türk devletinin anayasal adımlar atması gerektiğini belirttiler.
Rüzgârlı bir gecenin ardından uyanan doğanın içerisinde kuş cıvıltılarıyla güneşi selamlıyoruz. Ardından gerillanın vazgeçilmezi olan çayı ile kahvaltı ettikten sonra patika yollara koyulduk. 4 erkek gerilla ve bir kadın gerillanın eşlik ettiği birbirini bağlayan patika yollarda yolculuğa çıktık.
Baharın uyanışıyla dağlar bizi bir başka güzellikte karşıladı. Uzun bir yürüyüşün ardından 29 yıllık gerilla komutanlarından Gürcan Komata ile karşılaştık. Gerillada gelen misafire ilk olarak çay ikram edildiğinden hemen bizlere çay getirdi. Gerilla çayını gerillalarla beraber yudumlarken doğanın eşsiz güzelliği beni mest edercesine kendine hayran bıraktırdı. Dağların güzelliği, ırmakların eriyen karlarla dolu dolu akması bana kartpostalları anımsattı.
Ben bunları düşündüğüm anda Komata başlıyor gerillanın eşsiz güzellikteki anılarını anlatmaya. Mesele dağlardan başlıyor bunca yıllık bir yaşantının getirdiği anılar birbiri ardına sıralanıyor. Gürcan sözünü bitirmeden 60 yaşında olan Agid Abdurrezzaq Mihemmed Ali adında bir köylü sıcak tavırlarıyla bizi selamlayarak sohbetimize katılıyor. Bu arada Agid ile yaptığımız sohbetten 1973’ten 2001 yılına kadar peşmergelik yaptığını öğrendik. Eski peşmerge olan Agid ile gerillanın Demokratik Çözüm Yürüyüşüne ilişkin sohbete girdik. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlatmış olduğu tarihi süreci desteklediklerini aktardı. Gerillanın başlatmış olduğu tarihi yürüyüşü selamlıyor.
Yeni bir sürecin başladığını dile getiren Agid, bu süreçte demokratik çözüm kanallarının açılması gerektiğini ve Türk devletinin anayasal adımlar atması gerektiğine dikkat çekti. Ardından sözü Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a getirerek şunları kaydetti “Süreci 14 yılı aşkın bir süredir İmralı Cezaevinde olan Önderliğimiz başlattı. Bu sürecin sağlıklı devam etmesi için Önderliğimizin koşullarının iyileştirilmesi ve özgürlüğüne kavuşması gerekiyor. Bunun içinde biz Güney Kürdistanlılar olarak Önderliğimizin özgürlüğü için imza kampanyası başlattık.” Sohbetine doyum olmayan Agid, bunları belirterek yanımızdan ayrıldı.
Ardından yanımıza Kürdistan dağlarında arıcılık yapan Güney Kürdistanlı 4 genç geldi. Onlarla Kürdistan da arıcılık üzerine sohbete başladık. Arıcılığa Kürdistan dağlarının elverişli olduğunu kaydeden Seyit Salih, dağların güzelliğinin kendilerini hayran bıraktığını dile getirdi. Gelen 4 kişi içerisinde gerilla ile ilk defa karşılaşan iki gencin bakışları dikkatimi çekti. Konuştuklarında heyecanlanan gençler gerillanın Demokratik Çözüm Yürüyüşünü değerlendirdi. Her ikisi de Kürtlerin artık belli bir statüde, özgür bir şekilde yaşaması gerektiğini kaydetti. Gençlerden İsa Salih Kenan, bu sürecin demokratik bir zeminde gelişmesi için Türk devletinin anayasal adımlar atması gerektiğini vurguladı. Ardından İmmet Faqih söz alarak, özellikle çözüm sürecinin devam etmesi için belirgin adımlardan olan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın da içinde bulunduğu tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması gerektiğini belirtti. Faqih, sözünü tamamladıktan sonra peşmergelik yapan İhsan Muhammet Abdurrahman, Faqih’in sözlerine ek olarak bu sürecin ancak bu şekilde demokratik bir çözüme kavuşacağının altını çizdi.
Sohbetimiz bu yönlü devam ederken uzaktan bizi gören 29 yıl peşmergecilik yapmış Hişyar Mehemmed Şino, yanımıza geldi. Eski bir YNK yöneticisi olduğundan kendisine süreç hakkında ne düşündüğünü sorduk. Şino, biraz şakacı ve güler yüzlülüğü ile süreçten kaygılı olduğunu belirterek konuşmasına başladı. Sürecin demokratik bir zeminde devam etmesi için karşılıklı adımların atılması gerektiğini vurgulayan Şino, sözlerini şu şekilde sürdürdü. “Önderliğin 21 Mart Newrozu’nda attığı tarihi adımı PKK destekleyerek 25 Nisan’da geri çekilme kararı aldı. İlk guruplar 14 Mayıs’ta çekilmeye başladı. Şimdiye kadar iki gurup demokratik çözüm yürüyüşünü başlatarak Medya Savunma Alanlarına ulaştılar. Bu tarihi bir adımdır. Yüzyıllık Türk devletinin başlatmış olduğu Kürt imhasının sonlandırılması açısından böylesi bir adım gerekliydi. Bu adımı Türk devletinin atmasını bekliyordum. Ancak Önderliğimiz böylesi bir tarihi adım attı ve PKK de bu süreci destekleyerek, demokratik siyasetin önünü açacak nitelikte olan geri çekilme kararı aldı. Şimdi üç aşamalı sürecin diğer aşamaya geçmesi için Türk devletine sorumluluklar düşüyor. Bunların başında, Kürtleri ve tüm etnik kökenleri içinde barındıran yeni demokratik bir anayasa hayata geçirmesi gerekiyor. Demokratik siyasetin oluşması için 14 Nisan 2009 yılında başlatılan soykırım operasyonlarında tutuklanan KCK tutuklularının serbest bırakılması gerekiyor. Bununla beraber Kürtlerin anadilleri olan Kürtçenin yasal bir zeminde serbest bırakılması ve Kürt halkının yoğun olduğu yerde eğitim dili haline getirilmelidir. Ancak bunlar yerine getirilirse yeni bir aşamaya geçilir.”
Böylesi bir sohbetin ardından Şino’dan hatır isteyerek kendimizi patika yollardan doğanın güzelliğine bıraktık. Şırıl şırıl akan dere kenarlarından bir süre yürüdükten sonra eski peşmerge olan İsmail Mehemmed ile karşılaştık. Mehemmed’in sıcak tavırları, gerilla ile iç içe oluşundan mutluluk duyduğu yüz ifadelerinden anlaşılıyordu. Bize çay getiren Mehemmed, Güney Kürdistan’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yürütülen imza kampanyasına dikkat çekti. İmza kampanyasının belli bir düzeye ulaştığını belirten Mehemmed, tüm Kürt siyasi partilerinin ve demokrat kesimlerin bu kampanyaya destek sunmaları gerektiğini vurguladı. Sohbetimiz bu çerçevede devam ederken Mehemmed’in oğlu İsmail Hawar, Kürt özgürlük gerillalarının Demokratik Çözüm Yürüyüşü üzerinde tartışmaya girdi. İsmail, “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 21 Mart 2013 yılında Amed Newrozu’nda Kürt halkına deklere ettiği “Demokratik ve Barışçıl Çözüm Mektubunun” ardından PKK bu mektuba destek verdiğini açıkladı. Ardından Kürt Özgürlük Gerillaları da Demokratik Çözüm Yürüyüşünü başlattı. Biz bundan mutluluk duyuyoruz. Ancak bizim de kaygılarımız var. Bu kaygılarımızın bitmesi için Türk devletinin anayasal adımlar atması gerekiyor. Ancak bu şekilde demokratik çözüm süreci sekteye uğramadan devam eder” diye belirtiyor.
Bir günü alan Kürdistan dağlarında ki gezimiz hafızalarımızda unutulmaz anlar bırakırken, biz de güneşin akşam kızıllığında bizi bekleyen patika yollardan kendi mekanımıza doğru yol alıyoruz.