ALTINA YÖNELİK KISITLAMALARI AŞMAK İÇİN KAĞIT ÜZERİNDE GIDA TİCARETİ
Davanın savcısının bazı kayıtları sunduğu duruşmada, 2013 yılında Reza Zarrab’ın girdiği bir gıda ticareti adı altındaki kara para aklama ve rüşvet tezgahı irdelendi. Söz konusu tezgahı kurmak için Halkbank Genel Müdürü Süleyman Arslan’la görüştüğünü söyleyen Zarrab, Halkbank’la görüşmeler sonunda bu yönteme son verdiklerini kaydetti.
Zarrab, “İki sistem yan yana çalışıyordu. Altın durdurulunca, gıdaya döndük” diyerek, Dubai’deki Centrica adlı şirketi bu amaçla kullandıklarını ve ‘gıda tedarikçisi’ olarak göstereceklerini belirtti. Volgam adlı şirketin ise İran’a gıda sattığını söyleyen Zarrab, her iki şirketin de kendi kontrolünde olduğunu vurguladı. Zarrab, gıda ticareti gibi gösterecekleri sahte evrakların nasıl hazırlanacağına ilişkin bilgileri Hakan Atilla’dan aldığını savundu.
Reza Zarrab, ayrıca Rostamani Exchange adlı şirketin ise elde ettikleri paraları Euro’dan Dirhem’e çevirmek için kullanıldığını söyledi.
Halkbank Genel Müdürü’ne her ‘aradığında’ rüşvet zorunda kaldığını söyleyen Zarrab, bunu aşmak için bazen yardımcısı Happani’nin imzaları photoshop adlı uygulamayla evraka yerleştirdiğini iddia etti.
İRAN’LILARLA DÜZENLİ İRTİBAT HALİNDEYDİ
Duruşmada İranlı yetkililerle düzenli olarak irtibat halinde olduğunu söyleyen Zarrab, İran’ın kendilerinden istediği tek şeyin ‘ödemenin yapılması’ olduğunu ve hangi sistemi kullandıklarının önemli olmadığını savundu. Zarrab, ABD’nin İran’a yönelik altın ticaretinde getirdiği bazı kısıtlamalar nedeniyle gıda ticareti gibi bir yönteme yöneldiklerinin altını çizdi.
İranlı yetkililerle yaptıkları toplantılara de değinen Zarrab, Mayıs 2013’te Ankara Marriott Hotel’deki bir toplantıda Halkbank Genel Müdürü’ne ‘ödemeleri doğrudan yapma’ konusunda baskı yapıldığını ifade etti.
YARGIÇ KAYGILARINI DİLE GETİRMİŞTİ
Zarrab’ın tanık olarak ifade verdiği davanın Yargıcı Richard Berman, bugünkü duruşma başlamadan önce, ileride "birçok şeyi etkileyebilecek" bir ses kaydı olduğunu ve savcılığın bu ses kaydını sunmadan önce "davanın selameti" açısından bu ses kayıtlarının doğrulanmasını istediğini söyledi. Kaydı "hafife almak" istemediğini belirten Berman, doğrulamanın birkaç yöntemi olabileceğini, bunlardan birinin de Zarrab'ın şahsen doğrulaması olabileceğini kaydederken, "Bu meseleyi gündeme getirecek kadar kaygılıyım" dedi. Savcılıksa savunmanın kayıtların doğrulanmasıyla ilgili itirazlarının reddedildiğini vurguladı.
TÜRKİYE'DEKİLER SES KAYDINA ULAŞAMIYOR
Diğer yandan Gazeteci Adam Klasfeld, kamuoyuna açıklanan ses kayıtlarını paylaştı. Burada Zarrab ve eski Halkbank Yöneticisi Hakan Atilla arasında Dubai'deki gıda ticaretinin nasıl yapılacağına dair bir konuşma geçiyor.
Klasfeld, Türkiye'deki kullanıcılarının ses kaydına ulaşamadığını, büyük ihtimalle Souncloud'un engellediğini yazdı.
ERDOĞAN’IN BİZZAT İZNİ VE ETKİSİ OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİ
Mart 2016’da yakalandığı ABD’de önce tutuklanan ve İran’la yapılan illegal ticaretleri organize etmek ve ABD’yi dolandırmaktan yargılanan Zarrab, daha sonra bildiklerini itiraf etmeyi kabul etmişti. On yıllarca hapis cezası alması beklenen Zarrab, üç gündür Halkbank Eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın yargılandığı davada ‘tanık’ olarak ifade veriyor.
Davanın ilk günkü duruşmasında AKP’li eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a 45-50 milyon Euro rüşvet verdiğini söyleyen Zarrab, Aktif Bank'ta günlük 5-10 milyon Euroluk işlem hacmiyle hesap açmasına eski AB Bakanı Egemen Bağış'ın yardımcı olduğunu belirtmişti.
Zarrab, dünkü ifadesinde ise Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bizzat talimatlarıyla Türk bankalarının devreye girdiğini söylemişti. Zarrab, “Dönemin başbakanı Erdoğan ve hazine müsteşarlığı (Maliye Bakanlığı)... Bu ticaretin başlatılması için talimat vermişti” demişti. Zarrab, “Başbakan Erdoğan ve (Ali) Babacan İran’la işlemlere (altın ticareti) yardım edilmesi için Vakıfbank ve Ziraat Bankasına şahsen talimat verdiler” diyerek, uluslararası rüşvet çarkının bizzat Erdoğan’ın izni ve etkisiyle hayata geçirildiğine vurgu yapmıştı.