Zeynep Kınacı Medya Savunma Alanlarında anıldı

Zeynep Kınacı Medya Savunma Alanlarında anıldı

1996 yılında Dersim’de gerçekleştirdiği fedai eylem sonucunda hayatını kaybeden Zeynep Kınacı için Medya Savunma Alanlarında anma törenleri düzenlendi.

Aylardan haziran… Ve günler gerilla yaşamı içinde bu ayda da büyük bir heyecanla ilerliyor. Haziran ayı içinde gerillayı en çok heyecanlandıran önemli günlerin başında 30 Haziran geliyor. Gerillaların bilinçlerinde izi hiçbir zaman silinmeyecek olan, toplumsal kökenlerindeki tanrıçaları yoğun bir şekilde hissedip yaşadıkları günlerden biri olan 30 Haziran günü yaklaşırken gerilla birliklerini moral havası sarmaktadır. 30 Haziran bu yıl da gerilla alanlarında geçen yıllara benzer bir coşku ve heyecanla kutlandı.

Bilindiği gibi 30 Haziran “Zilan” kod isimli PKK gerillası Zeynep Kınacı’nın, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 6 Mayıs 1996’da bir kamyon dolusu bomba ile gerçekleştirilen saldırıya karşı, 30 Haziran 1996’da Dersim merkezde, Türk ordusunun askeri tören birliğine karşı gerçekleştirdiği fedai eylem günü olarak tarihe geçmektedir. Kürtler bu eylemi fedai bir eylem olarak tanımladıkları gibi bu eylemi gerçekleştiren Kınacı’yı da bir tanrıça kadın olarak kendi içinde ifade etmektedirler.

ZİLAN ÇİZGİSİ KARARLILIK DEMEKTİR

Kutlamalar resmi törenle başladı. Resmi törende YJA STAR Meclisi ve HPG Komuta Konseyi Üyesi Berçem Cilo’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda gerilla komutanı katıldı. Törende bir konuşma yapan Cilo, gerillalara “Komutanımız Zilan ölümsüzdür” diyerek seslendi.

Yapılan askeri törenin ardından toplantıya geçildi. Toplantıları yoğun bir ilgi ile dinleyen gerilla güçlerine hitap eden Cilo, “Süreç iddialı, ısrarlı, hızlı bir kişilik istemektedir. Süreç örgütlü, planlı, kendi rolünün farkında olan, eylem sahibi, büyük pratiklere yol açabilecek kişilikler istemektedir” dedi.  Cilo konuşmasının devamında Zilan çizgisinin belli başlı özelliklerine vurgu yaparak, “Zilan çizgisi kararlılık demektir. Zilan çizgisi süreci anlamak demektir. Zilan çizgisi sürecin gerekliliklerine uymak demektir,” ifadelerini kullandı.

ZİLAN İÇİN ÖNCELİK ÖNDER APO İDİ

Cîlo, sürecin belli kazanımlarına değindiği kadar, gelişebilecek olan tehlikelere de toplantısında büyük bir önemle dikkat çekti. Toplantıyı büyük bir dikkat ile kulak veren gerillalar, kendi cephelerinden süreç üzerine yapılan değerlendirmeleri büyük bir hassaslık ve ilgi ile dinledi.

Cilo değerlendirmelerini şu sözler ile devam ettirdi; “Zilan soyut değildir, bir sır değildir. Her insanın içinde insanlaşma ısrarında ve özünde var olan gerçekliğin kendisidir. Zilan kendi var oluşunu kazanmada keskinliktir. Zilan öz benlik ile yaşamada sonuca ulaşmadır.

Heval Zilan için öncelik Önder Apo idi. Heval Zilan Kürt halkının kaybettiklerini tekrardan Önder Apo’nun önderliği ile kazanabileceğini gördü. Bunun içinde sürece cevap olabilmek ve Önder Apo’nun üstünde geliştirilen komplolara karşın böylesi bir eylemi gerçekleştirdi. Bizlerde süreci doğru anlamalıyız ve buna göre bir yaşam ve başarı sahibi olmalıyız. Başarı sahibi değilsek Zilan çizgisi ile çelişki halindeyiz demektir.  Eğer süreci Önder Apo’nun söylediği esaslara göre anlayamıyorsak, uygulamıyorsak çözüm sürecine cevap olamayız. ”

GÜN YÜZÜ GÖRMEYECEK

Kınacı üzerine ortak duyguların bir çok şekilde paylaşıldığı bir ortak mekana dönen toplantı yerinde oldukça dikkat çekici görüntüler vardı. Oturduğum yerden Kürt diline ait bir çok lehçeye, şiveyi duymak bana oldukça huzur veriyordu diyebilirim. Kırmançi, Sorani, Hewremani, Behdini iç içeydi. Kürdistan’ın bütün parçalarının bir bütün haline döndüğü bu ortak mekanda herkesin bütünleştiği kişilik “Tanrıçamız” dedikleri kadın gerilla, Zilan olmaktaydı.

Tüm bunların yanı sıra gerilla içinde bulunan farklı uluslara mensup gerillalarca etkinlikte okunan şiirler de büyük bir ilgi ile dinlendi.

Kadın gerillayı anma etkinliğinde yer alan gerillalar heyecanlarını, coşkularını yansıtan oldukça yaratıcı katılımlar gerçekleştirdiler. Oldukça amatörce sergileniyor gibi duran sunumları içtenlikleri ile inançlı bağlılıklarını yansıtan dokunaklı ses tonları ile jest ve mimikleri ile oldukça profesyonel kılıyorlardı. Her gerilla birliği kendi birlikleri içinde hazırladıklarını sergilediklerinde karşınızda sanatçılar olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz. Lakin moral etkinliğinde yer alan her bir gerilla aslında uğruna her şeyden kopup geldiği yaşamı oynuyordu. Bundandır söyledikleri her söz yüzlerinde ifadeye dönüşüyor, söyledikleri her türküye tempo tutuluyordu. Gerillalar kendi yaşamlarını inşa ediyor, kendi yaşamlarına dokunuyorlar, kendi ufuklarını açıyor ve kendi sınırlarını belirliyorlardı.

Kınacı’yı anlatan yazılar, şiirler, sunumlar yapıldığı gibi büyük alkış alan koro şeklinde türkülerde okundu. Yoğun bir şekilde okunan türkülere eşlik eden gerillalar özellikle Kınacı ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı anlatan türküler söylendiği an yüksek bir sesle eşlik ettiler.

Aynı zamanda yapılan skeçler yanlış ve yetersiz katılımlara bir yollama olurken, izleyen herkesi oldukça güldürdü. Anlaşılan gerillada doğru ve yeterli bir katılımın çıtası oldukça yüksek…

Tabi tüm bunları dile getirirken sahneye çıkan Kürdistan’ın çeşitli bölgelerinden gelen gerillaların oynadıkları avare oyunu oldukça dikkat çekiciydi. Avare oyununda söyledikleri sözlerin tamamı sürece ilişkin olması oldukça dikkat çekiciydi. Süreci oldukça yakından takip eden gerillalar süreç karşısındaki duyarlılıklarını ve hassaslıklarını oldukça iyi yansıttıkları sözlerinden küçük bir parça şöyle idi; “gün yüzü görmeyecek süreci bozanlar”

Bizim de yoğun bir ilgi ile izlediğimiz moral, gerillaların halayları ile son bulurken, biz de hem çalışmanın üzerimizde oluşturduğu yorgunluk ve hem de moralin bizde yarattığı olumlu atmosfer ile yolumuza koyuluyoruz.