Paris’te 'Abdullah Öcalan ve Kürt sorunu' belgeseli

Paris'te 'Abdullah Öcalan ve Kürt sorunu' belgeseli gösterime girdi. Gösterimin ardından yapılan konuşmalarda, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın tarihi önemine değinildi.

10 Aralık Dünya Abdullah Öcalan’a Özgürlük Günü vesilesiyle Paris'teki Luminor Sineması'nda "Öcalan ve Kürt sorunu" adlı belgeselin gösterimi yapıldı.

Fransa Demokratik Kürt Konseyi Diplomasi Birimi tarafından organize edilen etkinliğe Fransızlar ve Kürtler katıldı.

Belgeselin yönetmeni Luis Miranda ve Fransız Yazar Nils Andersson’un katılımı ile gösterimin ardından bir panel düzenlendi.

İzleyicilerin yoğun alkışları eşliğiyle son bulan belgeselin ardından konuşan Luis Miranda, belgeselini defalarca izlemesine rağmen her izlediğinde aslında Kürt sorununun çözümünde bir sil baştan yaşandığını vurguladı.

Miranda, "Kürt sorununda bir tekrar yaşandığını düşünüyorum. Çünkü her seferinde yoğun bir savaş yaşanıyor, ardından bazı görüşmeler ve bir barış umudu doğuyor. Tam bir noktaya varıyor, ardından yine savaş başlıyor" dedi.



'ABDULLAH ÖCALAN GİDEREK GÜÇLENDİ'

Yakın süreçte Güney Kürdistan’dan döndüğünü belirten Luis Miranda, şöyle devam etti :

"Irak Kürdistan’ında ciddi bir kriz var, insanlar aç, geçimlerini sağlamada çok zorluk çekiyorlar. Yoksulluk had safhada, birkaç gün önce Amerikan bir gazeteci Kürdistan bölgesel hükümetinin yöneticilerinin mal varlıklarını açıkladı. Yani bir Önderlik sorunu olduğunu vurgulamak istiyorum. Bu kadar bolluğun içinde, bu kadar sorunun yaşanması bir paradokstur. Oysa yanı başından, Rojava'da tüm zorluklara ve kısıtlamalara rağmen durum tamamıyla değişiktir. İşte bu Öcalan’ın farkıdır. Öcalan’ın düşüncelerinin ve Kürt halkı açısından Önderlik rolünün dışa yansımasıdır. Abdullah Öcalan’ı 1999 yılında esir alarak onu ve onun hareketi olan PKK’yi yok edeceklerini düşündüler, oysa yaşadığı yoğun tecrit koşullarına rağmen Abdullah Öcalan çok daha güçlendi.

'İNSANLIK İÇİN ŞANS'

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın birkaç gün sonra Fransızca yayımlanacak Demokratik Toplum Manifestosu adlı savunmasının ikinci cildinin ön sözünü kaleme alan tanınmış Yazar Nils Andersson ise Abdullah Öcalan’ın Kürtler açısından tarihi bir şans olduğunu vurguladı.

"Öcalan sadece Kürtler açısından değil, aynı zamanda insanlık açısından tarihi bir şanstır" diyen Andersson, "Öcalan’ı doğru okumak, doğru anlamak gerekiyor. Çünkü Öcalan bir strateji geliştiriyor, insanlığı ulus devlet kıskacından çıkartan, özgürlüğü tekrardan tanımlayan, yeni bir toplum modeli, bir ulus anlayışı geliştiriyor. Aslında ulus-devletler bugün kendi sistemlerinin, sınırlarının esiri konumunda. Bugün ulus devletlerin yaşadığı statüko ve tutuculuk onların sonu haline geliyor. Yaşanan krizlerin bir nedeni de sistemsel çöküşün nedenidir. Alternatif bir model yok. Öcalan bir alternatif geliştirdi. Şüphesiz bugünden yarına tamamlanacak bir toplum inşası olamaz. Bu bir süreçtir. Kapitalist sistemden Öcalan’ın geliştirdiği demokratik sisteme geçiş sürecindeyiz. Rojava modeli de bunun örneğidir. Çok zaman alabilecek bir şeydir bu, çünkü yeni bir toplum inşasıdır. Ama benim açımdan bir şey nettir. Öcalan’ın fikirleri Ortadoğu'da, ardından da tüm dünyada kazanacaktır."