Akademisyenler: Irak’ı büyük bir tehlike bekliyor

10 Ekim’de gerçekleştirilen Irak parlamento seçimlerini değerlendiren Başûrê Kurdistan’lı öğretim görevlileri, yabancı güçlerin seçimlere müdahale ettiğini belirterek, bundan ötürü Irak’ı iç çatışma gibi büyük bir tehlikenin beklediğine işaret etti.

10 Ekim günü Irak ve Başûrê Kurdistan’da erken genel seçimler yapıldı. Seçimlere katılım konusunda çok çelişkili açıklamalar da yapıldı. Resmi rakamlara göre seçimlere katılım oranı yüzde 41 dolayında oldu. Sandık başına giden bu yüzde 41’lik orandan yüzde 10’luk bir oran ise oylarını yaktı. 

Kendisi bir Şii de olsa Sünni bir lider olarak bilinen eski başbakanlardan İyyad Allavi ise seçim sonuçlarının açıklanmasından kısa bir süre önce yaptığı bir açıklama ile seçimlere katılımın yüzde 12 olduğunu söyleyerek, seçim kurulunun neden yüzde 41 diyerek halkı kandırdığını sordu. 

Kesin sonuçları dün açıklanan seçimlerin atmosferini, seçimlere katılım oranını, bundan sonra Irak’ı nelerin beklediğini Duhok Üniversitesi’nde görevli öğretim üyeleri Dr. Hişam Zêbarî ile Kamuran Berwarî’ye sorduk. 

BAŞUR VE IRAK HALKI İKTİDAR VE PARTİLERE ‘SİZE GÜVENMİYORUZ’ DEDİ

Duhok Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Kamuran Berwarî, katılım oranı çok fazla düşük olmasına rağmen yanlış rakam verildiğini, halkın sandığa gitmeyerek iktidar ve partilere “size güvenmiyoruz” mesajı verdiğini ancak buna rağmen bazı partilerin zafer kazandıklarını ilan etmesinin anlaşılmaz olduğunu söyledi.

Irak’ta 26 milyonun üzerinde seçmen olduğunu, bu orandan sadece yüzde 14 milyonunun seçmen kartı alarak baştan itibaren yüzde 48’lik gibi bir oranın seçimi protesto ettiğini belirten Berwarî, “Seçmenlerin yüzde 70’i sandık başına gitmemiş. Halkın yüzde 48’i seçmen kartını almayarak protesto etmiş. Sandık başına gidenlerin oranı yüzde 30’u bulmuyor. Kürdistan’da katılım oranı öyle verildiği gibi değil.  Kürdistan’da seçime katılım oranı yüzde 11 ile 12 arasındadır.  Hewlêr’de katılım oranı verildiği gibi yüzde 40’lar değil sadece 17’dir. Süleymaniye’de yüzde 18.8, Duhok’ta yüzde 19.5’dir” dedi. 

HİLE YAPILDI

Irak’ta 2003 yılından bu yana yapılmaya başlayan seçimlerin hiç birinin hilesiz geçmediğinin altını çizen Berwarî, “Irak’ta 329 sandalye için bu seçimde 3240 aday yarıştı. Irak ve Başûrê Kurdistan’da 14 bin basın kuruluşu seçimi takip etti. Bunun yanı sıra 2000’nin üzerinde uluslararası gözlemcilerin denetiminde güya seçim yapıldı. Ancak buna rağmen çok açık bir şekilde hile yapıldı. Ortaya çıkan sonuç 2003 yılından bu yana yapılan seçimlerin hepsinde hilenin yapıldığı, bu sonuçların Başur ve Irak halkını temsil etmediğini açıkça söylemek gerekir. Görmemiz gereken ikinci sonuç ise alınan erken genel seçim kararında uluslararası ve bölgesel güçlerin planı olduğu bunun sonucunda kendilerine bağlı bir irade ortaya çıkmak istedikleri bilinmeli” diye konuştu. 

Irak’ta 26 milyon seçmenden sadece 9 milyon seçmenin sandık başına gittiğini, böyle bir seçimin meşru olamayacağını kaydeden Berwarî, “Irak genelinde 26 milyon seçmenden sadece 9 milyon 77 bini sandık başına gitmiş. Ortaya çıkan parlamento tablosu da gerçekçi değil. Halkı temsil etmiyor. Çünkü sandık başına giden ve oy kullanan belli, sandık başına gidip oyunu yakanlar belli. Irak ve Başûr halkı sandık başına gitmeyerek, ekonomik, siyasi, güvenlik, demokrasi, barış, kardeşlik, bir arada yaşam konusundaki sorunlarımızı siz çözemezsiniz, dedi. Halk, var olan partilerle iktidarı boykot ederek sorunlarını çözemeyeceğini açıkça söyledi” diye konuştu.  

YABANCI GÜÇLERİN ELİ VARDI

Seçimlere uluslar arası ve bölgesel güçlerin müdahalede bulunduğunu ifade eden Berwarî, “Ortaya çıkarılan sonuçlar Ürdün ile Irak, Türkiye ile KDP, KDP ile Türkmenler arasında yapılan ittifaklar sonucu ortaya çıkarılmıştır. Suudi Arabistan da işin içinde var. Bu anlaşma, ittifaklar Sünnileri yeniden sahneye çıkarma çabaları olduğunu gösteriyor. Bununla Irak’ta siyasete müdahale edilmek isteniyor.

Şiilere de müdahale de bulunuldu. ABD ve Suudi yanlısı olarak bilinen Mukteda El Sadr öne çıkarılarak İran etkisizleştirilmek istendi. Türkiye’nin Başûrê Kurdistan’a ve Irak’a müdahalesi meşrulaştırılmak isteniyor. Sünniler, onun eliyle diriltilerek bu yapılmaya çalışılıyor. Suudi Arabistan ile de bu konuda müttefiktirler. Bununla büyük Kürdistan için mücadele eden Özgürlük Hareketine darbe vurulmak isteniyor. Tabii Başûrlu partiler güçlendirilerek bu yapılmaya çalışılıyor” değerlendirmesinde bulundu. 

TEHLİKELİ BİR OYUN OYNANIYOR

Irak ve Başûrê Kurdistan’da seçimlere müdahale edilerek, bazı güçlerin etkisi kırmak amacıyla oynanan oyunların tehlikeli olduğunu söyleyen Berwarî, şu uyarılarda bulundu: “Seçimden sonra Irak’ta Şiiler içinde ciddi bir çalkantı başladı. Bu seçimden önce Şiiler, beş parçaya bölünmüştü. Her biri bir güce yakın durup siyaset yapıyordu. Şimdi daha çok parçalandı. Sadr’ın Irak’taki Şiilerin dini merci olması için çabalar var. Bununla da İran’a yakın Şiiler etkisizleştirilmek isteniyor. Bu seçimlerle özgürlük eğiliminde olan halk ve kesimler umutsuz bırakılmak istendi. Yani ne yapılırsa yapılsın, bu sistemi aşamazsınız, mesajı verilmek istendi. 

Fakat çok tehlikeli bir durum var. Bir iç savaşın başlaması tehlikesi var. Çünkü bu durumda Irak’ta bazı güçlerin çıkarları darbeleniyor, bazılarının çıkarları başat hale getiriliyor. Çıkarları darbelenen güçler kabul etmez bu durumu.”

Böyle bir tablodan da bir hükümet çıkmayacağını belirten Berwarî, Türkiye’nin Sünni ve BAAS’çı bir hükümet kurulmasını istediğini, bunu Sadr ile de anlaşarak yapmaya çalıştığını, bu başarılırsa Türkiye’nin Musul ve Kerkük’e kadar yayılacağını, o alanlara kadar askeri üsler kuracağını söyledi. 

SÜNNİLER YENİDEN BASKIN KILINMAK İSTENİYOR

Meşruiyeti ve geçerliliği tartışılmaya başlanan Irak ve Başûrê Kurdistan erken genel seçimlerini değerlendiren diğer bir akademisyen ise Duhok Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Hişam Zêbarî. 

Zêbarî, seçimlere uluslar arası ve bölgesel güçler tarafından açık bir şekilde müdahalede bulunulduğunu belirterek, şunları söyledi: “Uluslararası ve bölgesel güçler, seçimlerde bazı tarafların çıkarlarını öne çıkarmak istedi. Milliyetçi ve inanç temelli bir yaklaşımdı bu. Boykot yapan halkın oranı tüm seçimlerden daha fazlaydı. Şimdi seçime gitmemek ayrı, bir şeyi boykot etmek ayrı. Halkın büyük bir oranı bu seçimi boykot etti. Bu önemli bir noktaydı. İkinci önemli nokta ise uluslar arası ve bölgesel bazı güçlerin seçimlerde bazı Sünni kesimleri desteklemek için seçimlere müdahale bulunmuş olmasıdır.” 

Seçimlere müdahalenin temel amacının İran’ı etkisizleştirmek olduğunun altını çizen Zêbarî, “Bu müdahale ile İran’a yakın grupların parlamentoda temsil sayısı azaltıldı. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne yakın grupların parlamenter sayısı arttırıldı. KDP ve Barzanilerin aldığı sonuçlar da inanılacak gibi değildi. KDP bunu rüyasında bile görmezdi. Aslında onunda aldığı sonuçların müdahaleler sonucu olduğunu görmek gerekir.  Bu sonucun alınması için ayrıca Sünni, Türkmen ve bazı Şii gruplarla bir anlaşma ve ittifak yapıldığını bilmek gerekir” dedi. 

Bu müdahale ile var olan dengenin yıkılmak, yerine ise çok daha tehlikeli bir denge kurulmak istendiğinin altını çizen Zêbarî, “Bunu var olan dengeyi yıkmak amacıyla yaptıklarını görmek gerekir. Bunun için Barzanilerin partisinin sandalye sayısını el birliği ile arttırdığını görmek gerekir. Bir de seçim sonuçlarına müdahale var. Örneğin sadece Duhok’ta halkın yüzde 72’si Barzanilere ve partilerine oy vermemiş ancak ona rağmen bu kadar parlamenter çıkardığı ilan ediliyor. Nasıl çıkarmış diye soruyorum herkese” dedi. 

PARTİLER VE İKTİDAR BOYKOTTAN YARARLANMAK İSTİYOR

Irak ve Başûrê Kurdistan’da halkın büyük oranda seçimleri boykot ettiğini, partiler ve iktidarın da bundan yararlanmak istediğine işaret eden Zêbarî, “Her boykot pozitif sonuçlar çıkarmıyor. Bu seçimler iktidara yaramış; bir de buradan bakmak gerekir diye düşünüyorum. Çünkü bakın, Musul’da KDP ve Barzanilerin partisi çok az oyla bilmem kaç parlamenter kazandık diyebiliyor ve bunu zafer olarak göstermeye çalışıyor. Fakat halk tutumunu koymuş ve var olan sistem ile iktidar partilerini istemediği mesajını açıkça vermiştir. Ancak sonuç itibarıyla iktidar, yine kendisine göre bir sonuç çıkarmış ya da çıkarmaya çalışıyor. Asıl yanılgıya götüren tehlikeli olan da budur” uyarısında bulundu. 

KDP’nin Nînowa’da, yani Musul’da nasıl 9 parlamenter kazandığını soran Zêbarî, “Bunu incelersek, yapılan hile ve müdahaleyi çok iyi anlarız. Örneğin Musul ve çevresinde hiçbir seçim propagandası yapamadı. Şengal’de halk girmelerine bile izin vermedi. Halk kendi adayları olan PADE adayına oy vereceğini söyledi açıkça. Ama nasıl oldu da o aday seçilemedi, bunu hiç düşündünüz mu? İşte bu sonuç, oynanan oyunlar ve KDP’nin başarılı olması için yapılan müdahalelerle alındığını açıkça gösteriyor” dedi.