Amed ve Batman'da 'kayıplar'ın akıbeti soruldu

Kayıp yakınları, Amed ve Batman’da 'kayıplar' için adalet arayışını sürdürdü.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, 688'inci kez Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Eyleme, kayıp yakınları ile İHD, sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı.

İHD Amed Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun, "Yaşanan hak ihlalleri sadece geçmişe ait değildir. Geçmişte yaşananlarla yüzleşmek, devletin insanlığa karşı işlemiş suçların hesabını da vermesi gerekiyor. Toplumsal birlikteliğe ilişkin bir hukuki meseledir. Geçmiş ile ilgili yüzleşme ve hesaplaşma aynı zamanda toplumsal adalet ve barıştır. Ancak devletin o politikayı uygulamadığı gibi geçmişte yaşanan bu ağır insan haklarına ilişkin de etkili bir yargılama yapmadı. Failleri tespit edip, yargılamadı" dedi.
Zeytun, şunları söyledi:
"Son bir haftada verilen kararlarda ve uygulamalara baktığımızda aynı politikaların sürdüğünü görüyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) tarafından yaşam hakkının ihlal edildiği tespit edilen 1991’de 7 sivilin kolluk tarafından yaşamın yitirmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı, ‘zaman aşımı’ gerekçesiyle dosyada düşme kararı verdi. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımı işlenmeyeceğini söylüyoruz. Bu kural Avrupa insan hakları hukuku ilkesidir, hukuk içtihadıdır. Devletin geçmişte yaşanan bu ağır hukuksuzluklara, katliamlara karşı devlet cezasızlık zırhına itiraz ediyoruz. Bu failleri koruyan, yakınlarını ailelerden koparan bu failleri zaman aşımı zırhı ile koruyan politikanın uygulanmasını reddediyoruz."
Cezaevlerindeki işkenceci uygulamalara ve yine Batman'da işkence uygulanan köylünün tutuklanmasına dikkat Zeytun, şöyle konuştu:
“Bu ihlallerinin sebebi hukuk üstünlüğünden uzaklaşmamış tarafsız ve yargısız makam olan yargı, iktidarın bir organa haline getirilmesinden kaynaklanıyor. Ağır ihlaller karşısında savcı etkin soruşturma yapmak yerine geçmişteki olaylarda olduğu gibi kamu görevlilerini koruyor. Böylesi bir yargı makamından hukuka uygun bir yargılama beklemiyoruz. İnsan hakları savunucuları olarak, hukukun yerini bulması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Hak savunucuları, kayıp yakınları mücadele devam ediyor.”
İHD Amed Şubesi Kayıp Komisyonu üyesi Derya Yıldırım, 24 Nisan 1996’da Amed merkezde kaybolan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Yargıçlar ve Savcılar Sendikası (Yargı-Sen) üyesi Cemal Kavak’ın hikâyesini okudu. Yıldırım, belirtilen tarihte Kavak’ın kayıp olmasından sonra ailesi tarafından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirdiğini fakat bir sonuç alamadığını ifade etti. Olaydan iki gün sonra ailenin, Diyarbakır Devlet Hastanesi morguna kimliği belirsiz bir bedenin geldiği duyumu üzerine morga gittiğini ve Kavak’ı teşhis ettiğini aktardı.
Kavak’ın cansız bedeninin Amed-Bismil karayolu üzerinde bulunan sazlıkların arasında boynundan telle boğulmuş bir vaziyette bulunduğunun altını çizen Yıldırım,  “Cemal Kavak’ın cansız bedeninin bulunduğu yere hangi yönden gidilirse gidilsin iki ya da üç güvenlik kontrol noktasından geçmeden ulaşmanın mümkün olmaması, yine cansız bedeninin, Cemal Kavak’ın son görüldüğü yerden çok uzakta bir yerde bulunması, faili meçhul bir cinayete kurban giden maktulün zorla kaybedildiğine işaret” şeklinde konuştu.
Yıldırım, Kavak’ın yaşamını yitirmesinden sonra yaşanan hukuksal süreci şöyle özetledi: “Ailenin avukatı Diyarbakır İdare Mahkemesinde devlet aleyhine tazminat davası açar ancak bu davanın olumlu sonuçlanmaması üzerine 4 Ağustos 1999 tarihinde AİHM’ne başvurur. AİHM 6 Temmuz 2006 tarihli kararında, Sözleşme’nin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesinin Cemal’in ölümü ile ilgili etkili ve yeterli bir soruşturma yapılmadığı için usulden ihlal edildiğine, ayrıca etkili bir başvuru hakkı olmadığı için Sözleşme’nin 13. maddesinin ihlal edildiğine karar verir ve devleti tazminat ödemeye mahkûm eder. Kaç yıl geçerse geçsin, Cemal Kavak için, tüm kayıp ve siyasi cinayetlere kurban gidenler için adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğiz.”


BATMAN
Batman’da ise Gülistan Caddesi üzerinde yer alan İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gelen kayıp yakınları, 14 Nisan 1995 tarihinde Amed'in Silvan ilçesi Eşme köyünde gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Ali İhsan Dağlı’nın akıbetini sordu.
İHD Batman Şubesi üyesi Hüseyin Elçi, “Dağlı gözaltındayken çekilen fotoğrafları gazetelerde yayımlandı ama İHD ve ailesinin tüm girişimleri sonuçsuz kaldı. Devletin ‘biz almadık, bizde yok’ cevabı hiç değişmedi. Her hafta düzenlediğimiz bu etkinliğimiz her ne kadar barışçıl bir eylem olsa dahi birilerini rahatsız etmektedir. Rahatsızlıktan dolayı dönem dönem engelleme ve hukuk dışı uygulamalarla alanlar bizlere yasaklanmıştır. Her ne kadar kaybedilen insanların kendi dönemlerinde olmadığını söyleseler de bu işin sorumluluğunun belli bir kesimde olduğunu gayet iyi bilinmektedirler” dedi.