DTK: AKP her şartta insanlık düşmanlığı yapıyor

Kayyum gasplarını kınayan DTK, "Kürt halkı boyun eğmeyecek" dedi. DTK, iktidarın böyle bir dönemde insanlık düşmanlığı yaptığını belirtti, muhalefet ve halka da çağrıda bulundu.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK), HDP'li belediyelerin gasp edilmesine ilişkin bugün yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, "Koronavirüsü gibi tüm dünyayı sarmış olan salgına rağmen devlet, parti devleti ile birlikte Kürt halkının belediyelerine el koymakta ve belediye eşbaşkanlarının evlerini basarak gözaltı ve tutuklama yapabilmektedir. Bu salgın esnasında belediyelerimize kayyum atayanları en sert şekilde kınıyoruz" denildi.

'İNSANLIK DÜŞMANLARI!'

"İnsan hayatının tüm dünyada büyük bir risk altında olduğu böylesi zor zamanlarda bile Kürt halkının düşmanlığıyla yatıp kalkanlar öncelikle ahlaki olarak insanlık dışı bir kararın altına imza atarak tarihe adlarını 'insanlık düşmanı' olarak yazdılar" diyen DTK, şunları da kaydetti:
"Niye bu kadar Kürt halkından korkuyorsunuz? Bugüne kadar dünyada seçimle alamadığını zorun rolü ile alan kaç iktidar varlığını sürdürebilmiştir? Kürt halkı, bugüne kadar nasıl ki Koçgiri’de, Dersim’de, Zilan’da Kemalist rejimin önünde boyun eğmediyse bugün de muhafazakâr Neo-Osmanlıcı AKP-MHP faşizminin önünde boyun eğmeyecektir. Faşizmin tüm renklerine maruz kalan halkımız ateşte sertleşen demir misali sizin baskılarınız karşısında direnmeye devam edecektir.

'DEMOKRASİNİN EN BÜYÜK TEHDİDİ'

Hukuki olarak, AKP’nin çıkarmış olduğu siyasi yasaları saymazsak ne ulusal ne de evrensel hukukta belediyelere kayyum atamanın hiçbir haklı dayanağı yoktur. Dolayısıyla bu hukuk dışı kayyum rejimi yasaları ve mevcut uygulamalar şuan Türkiye demokrasisinin en büyük tehdidi durumundadır.  Yakın gelecekte Türkiye’nin, AKP yöneticilerinin bu ırkçı, ayırımcı ve keyfi uygulamalardan dolayı yargılanacağından ve insanlık vicdanında gereken cezayı alacağından hiçbir şüphemiz yoktur.  

MUHALEFETE ÇAĞRI, İKTİDARA UYARI

Türkiye’deki CHP ve İyi Parti gibi muhalefette olan partilere çağrımızdır. Gördüğümüz kadarıyla 'Kürt belediyelerine atanıyor' diye ses çıkaramadığınız kayyum rejimi korona salgınıyla birlikte tüm ülkeyi esir alacak. Bizler, Kürt halkı ve dostları olarak demokratik değerlerin bekçisi değiliz. Seçme- seçilme hakları gibi iki yüz yıllık evrensel ve demokratik değerler, tüm insanlığın ortak değerleridir. Eğer bu değerler hepimizin ortak değerleri ise ortak bir şekilde savunulmalıdır. Bu saldırıların bu şekilde devam etmesi halinde herkes bir gün bundan payını alacaktır. Kaldı ki seçme-seçilme haklarını en çok koruması gereken kesimler halkın iradesini temsil eden siyasi partilerdir. Onun için sizin suskunluğunuz, sizi de susturmadan bu antidemokratik uygulamalara karşı sesinizi en gür şekilde çıkarmanın zamanı gelmedi mi?
İktidara çağrımızdır: Kürt halkının değerlerinden, iradesinden ve belediyelerinden elinizi bir an önce çekin. 2015’ten beri tutuğunuz yol, her gün sizi yeni bir bataklığa sürüklüyor. Tüm toplumu da kendinizle birlikte bu bataklığa sürüklemektesiniz. Demokrasi, hukuk, seçme ve seçilme hakları elbet bir gün size de lazım olacaktır.

'HALKIMIZ SAHİP ÇIKMALI'

Halkımıza çağrımızdır. Bugüne kadar demokratik siyaset için kimseden icazet almadık, bugünden sonra da almayacağız. Her halükarda mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız. Halkımız ulusal birlik temelinde, mücadelesine, mücadelesini sürdüren siyasetçisine ve demokratik siyaset kurumlarına bütün kararlılığı ve geçmişten aldığı inanç ve umutla sahip çıkmalıdır."