Van Şehri kadim tarihi ile geçmişten günümüze birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Van şehrinin her karış toprağında medeniyetlerinin izlerini görmek mümkün. Kiliselerden Camilere, köprülerden

kalelere, su kanallarından tapınaklara kadar insanı içine alıp tarihsel bir yolculuğa çıkarıyor. Bu kadim şehirde güneş Van Gölü üzerinden veda ederken arkasında rengarenk bir gökyüzü bırakır. Güneş batarken arkasından gözleri kamaştıran bir renk cümbüşünü Van gölünün sularına yansıtarak eşsiz görüntüyü bize sunar. Bu güzelliğin yanında Van kalesi de Van Gölüne eşsiz şekilde uyum sağlayarak şehir halkına huzur ve mutluluk veriyor.

Van, Mezopotamya’nın en eski kadim şehirlerinden biridir. Kuzey sınırını Ağrı şehri, batı sınırlarını Bitlis ve Siirt, Güney kısmında Hakkari ve Şırnak, doğu sınırlarında ise İran yer almaktadır. Van şehri Urartu’lardan kalma bir şehirdir. Van Urartu’ların başkenti olup o dönemki ismi Tuşpa’ydı. Van kentinin tarihi M. Ö 7000’lere kadar uzanıyor. Tilkitepe dolaylarında yapılan kazılarda Ernis mezarlarında kalkolitik döneme Bronz ve Demir çağına ait birçok bulguya rastlanmıştır. İlk şehri inşa eden kişi Asur kraliçesi Semiramis’tir. O bölgede ilk olarak Hurriler yerleşmişlerdir. Onlardan sonra Urartu’lar, Med’ler Pers, Sasani ve Bizans’lılar bölgede egemen olmuşlar. Eski ismi Urartu’lar döneminde Tuşpa’dır. Sonrasında Urartu’lar bölgenin ismini Bîani (Waini), Asuriler Nairi, olarak

koymuşlardır. Van ismi Waini isminden gelmektedir. Başka bir bilgiye göre şehrin ismi Wan isimli bir kişiden gelmektedir ki kendi ismiyle şehri isimlendirmiştir.

VAN KALESİ

Van kalesi Urartu’lardan kalma ihtişamlı kalelerden biridir. Urartu’lar döneminden günümüze kalan birçok önemli eser bu bölgede bulunmaktadır. Van kalesi Arzaşkun’dan sonra Urartu krallığının ikinci başkenti olarak kullanılmıştır. Kale M.Ö 9. Yüzyılda Lutipri’nin oğlu Sarduri tarafından M. Ö 840-825 yılları arasında inşa edilmiştir. İç kale ve dış kale şeklinde iki bölümden meydana gelmektedir. İç kaledeki en önemli eserler Sardur kulesi, kule duvarları, açık mabed, ve Analı-kız mabedi’dir. Kalede bulunan diğer önemli kalıntılar ise Aydi Argişti ve Kral Manua’nın taş mezarlarıdır. Argişti kaya

mezarının baş kısmında bulunan kayada en uzun yazı olan ‘Xorxor yazıtları’ bulunmaktadır. Bu yazıt Urartu’lardan günümüze kadar ulaşmıştır.

YEDİ KİLİSE

Yukarı Bakraçlı köyünde Van merkeze yakın bir yerdedir yapının tümü Warak Wank keşişhanesi

olarak isimlendirilir. Erek dağının tepesine VIII. Yüzyılda inşa edilmiştir.

VAN GÖLÜ

İsmini şehirden alan bu göl Kürdistan ve Dünyanın en büyük sodalı gölüdür. Sahil kıyılarında zengin bitki örtüsü vardır. Bunun yanı sıra çok eşsiz doğal plajları bulunur. Dört tarafı dağlarla çevrili olan gölde dört ada bulunur. Bu adaların ismi; Akdamar, Adir adası, Çarpanak ve Kuş adasıdır. Tarihsel süreç içinde göl Yüksek Göl, Nari Gölü, Yukarı Göl, Küçük Derya gibi isimleri almıştır. Gölün suyu çok tuzlu ve sodalıdır. Tuzluluk oranı 1000 de 210 dur. Yani normal bir denizin 6 katı bir yoğunluğa sahiptir. Öte yandan Van gölünün tuzlu ve sodalı suyunun deri hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir.

HERMEVSİMDE FARKLI RENKLER

Van Gölü her mevsimde farklı saatlerde farklı renklere bürünür. Gölün kıyıları genellikle yeşil bitki örtüsüne sahiptir ve birçok doğal plaja sahiptir. Gün batımında eşsiz bir görüntü ile görülmeye değer bir manzara sunar. Van Gölü deniz seviyesinden 1720 m. Yüksekte yer alır. Gölün genişliği 3765

KM²’dir. Yani Marmara 3/1 büyüklüğüne sahiptir. Araştırmacılar gölün klor, sülfat ve karbonat

içerdiğini belirtmektedir. Aynı zamanda gölde Brom, Sodyum Klorür ve Magnezyum da bulunur.

 Karbonatlı özelliğinden dolayı gölün köpürdüğünü görmek mümkün. Bu özelliğinden dolayı temizlik ürünleri olmadan göl suyu ile temizlik yapmak mümkün. Nemrut dağının volkanik patlaması sonucu oluşan göl, bir Set gölüdür. Eskiden sınırları Muş ovasına kadar olan göl, birkaç dönemden sonra günümüz sınırlarına gelmiştir. Göl her mevsimde doğu ve batı tarafından eşsiz manzara sunar.

TÜM MEVSİMLERİN CENNETİ: ERÇEK GÖLÜ

Van Gölü her ne kadar Kürdistan ve Türkiye’de bulunan en büyük göl özelliğini taşısa da kenarında bulunan Erçek Gölü 98 km’lik bir uzunluk ve genişliği kaplar. Her mevsimde başka renklere bürünen şehir Erçek Gölü ile daha eşsiz görüntüler ortaya koyar. Başta yabani ördekler olmak üzere binlerce canlıya ev sahipliği yapar. Belki de Van şehrinin geleneksel özelikleri Erçek dağının eteklerinden

gelmiştir. Akşama doğru Erçek dağının eteklerinde teker teker yanan hane ışıkları bambaşka bir manzara oluşturur.

ERMENİLERİN EFSANESİ: AKTAMAR

Akdamar adası Van halkı için önemli ve tarihi bir yere sahiptir. Akdamar şüphesiz tüm Van halkı için önemli bir yere sahiptir. Ada 908 yılından 1021 yılına kadar Vasparukan Ermenilerinin sarayı olarak Artsuriyan Hanedanlığı tarafından kullanılıyordu. Ermeni Katoliksleri de 1116’dan 1895 yılına kadar

burayı merkez olarak kullanmıştır. Aktamar uzun süre Anadolu Ermenilerinin kültür merkezi

konumundaydı. Aktamar adasında Ermenilerin tarihi bir kilisesi bulunur ve bu kilise Van şehrinin 45 km Güney batısında yer alır. Burası aynı zamanda turistik bir yerdir. Turistler için feribot seferleri düzenlenir. İnsanlar feribot ile adaya ulaşır ve burası Van şehrinin en bilinen turistik bölgesidir.

Kürdistan ve Türkiye’de yaz mevsimi ile birlikte yılın stresini atmak isteyen vatandaşlar metropol kentlerden çıkarak yönlerini tarihsel şehre veriyorlar. Van şehri sıcak yaz aylarında serin havası ve

tarihi yerleri ile çok fazla tercih ediliyor. Şehre gelen vatandaşlar, Van gölünün kıyısında kahvaltıya başlayarak sonrasında şehrin gezilecek yerleri olan Aktamar, Hoşap kalesi, Elbak Travetenleri, Vanadokya ve diğer tarihi yerleri ziyaret etmektedir.

Van Gölü dünyanın en büyük sodalı göllerinden biri ünvanı ile gelen ziyaretçilerin oldukça ilgisini çekmektedir. Van Gölüne giren ziyaretçiler hem serinleyip hem de yorgunluğu üzerlerinden atıyor. Özellikle Aktamar, yine Westana bağlı İşkirt, Tuşpa’da bulunan Amik, Mollakasım ve Çarpanak’ta gidip görmeniz gereken harika gNüzellikler bulunur.