GÖRÜNTÜLÜ

Hiso: Demokratik Özerk Yönetime destek, demokratik özerk Rojava ve yeni bir Suriye’dir

Demokratik Özerklik Yönetimi Cizre Kantonu Yürütme Meclisi Başkanı Hiso, Rojava Devrimi'nin bölge ve uluslararası halkların umut kaynağı olduğunu ve yine siyasi-diplomatik alanda ciddi anlamda muhatap konumuna getirdiğini vurguladı.

Demokratik Özerklik Yönetimi Cizre Kantonu Yürütme Meclisi Başkanı Hiso, Rojava Devrimi'nin bölge ve uluslararası halkların umut kaynağı olduğunu ve yine siyasi-diplomatik alanda ciddi anlamda muhatap konumuna getirdiğini vurguladı. Hiso, “Demokratik Özerk Yönetime destek, demokratik özerk bir Rojava ve yeni bir Suriye’dir. Bundan dolayı tüm uluslararası güçleri Türk devletinin Kürt halkı üzerindeki düşmanlık ve imha yönelimlerine karşı baskı ve tavır almaya çağırıyoruz. Suriye üzerinde kirli politika yürüten güçler üzerinde baskı uygulamalı ve demokratik bir Suriye’nin oluşmasına destek vermelidir. Bu sağlanırsa Suriye tüm Ortadoğu’ya örnek teşkil edecektir” dedi. 

Cizre Kantonu Yürütme Meclisi Başkanı Ekrem Hiso, ANF'nin sorularını yanıtladı....

Kobanê’de YPG’nin zaferi ile Cizirê demokratik yönetim ilanının 2. yılına girdiniz. 25 Ocak Kobanê özgürleşmesi ile başlayan süreçte yıl sonuna nasıl gelindi?

Demokratik Özerk Yönetim 2. yılını doldurarak 3. yılına giriyor. Bu aşamaya gelmemizi sağlayan şehitlerimizi minnet ve saygı ile anıyor, emek ve çaba harcayan herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz.  Cizirê ve Rojava devrimi olarak YPG, YPJ’nin Kobanê zaferi ile yıla başladık. Bu önemli bir moral değer ortaya çıkardı.

Hemen hemen her alanda 2015 yılı demokratik özerk yönetimi için başarılarla dolu bir yılı geride bıraktık. Kobanê zaferi ile başlayan askeri başarılar Til Hemis-Til Berak, Şehit Rubar Qamişlo, Hesekê ve YPG’nin de içinde yer aldığı QSD’nin Hol hamleleri gelişti.

Bu hamlelerde çetelerin önemli merkezleri olan Kizwan Dağı, Grê Spi, Hol ve en son Tişrin Barajı ve bu coğrafya içinde kalan binlerce kilometrelik alan çetelerden temizlenerek özgürleşti. Askeri alanında gelişen bu başarılar Rojava ve Cizirê Kantonu’nun güvenliği açısından büyük kazanımlar ortaya çıkardı. Askeri güçlerimizin başarısına halkımız da öz savunma temelinde fedakarca bir katılım sağladı.

Bu başarıların toplumsal alandaki etkisi ne oldu?

Askeri başarılara paralel olarak eğitimden, toplumsal alana kadar birçok adımlar atıldı. Temel sorunlarımızı gidermede devrimsel çalışmalar yaptık. Ana dil eğitiminde attığımız bu adım tarihi olup Kürtler kadar Arap, Asuri ve diğer halkların da hakları garanti altına alınmış oldu. Sağlık alanından dış ilişki ve diplomasiye kadar çok önemli çalışmalar yürütüldü. Bu adımların tümü değerli ve her biri devrimsel niteliktedir.

Tüm bu adımları Suriye halklarının birlikteliği ve ortak geleceği için Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) kuruluşu ile Demokratik Suriye Meclisi (MSD) takip etti. Rojava ve Cizirê Kantonu’nda gelişen bu başarılar Demokratik bir Suriye’nin geleceği için halklara bir umut oldu. Bu çok önemli bir başarı ve gelişmedir.

‘SURİYE HALKLARININ ÇATISI’

Kobanê zaferini takiben Til Hemis-Til Berak, Kızwan dağı, Grê Spi, Hesekê, Hol ve Tişrin özgürleşti. Askeri alandaki bu gelişmeler Rojava ve demokratik özerk yönetimlerine ne getirdi; dünyaya ne mesajlar verdi?

Demokratik özerk yönetimler Suriye’nin bir parçasıdır. Yukarıda saydığımız başarılar şunu gösterdi; demokratik özerk yönetim tüm Rojava halklarının birleşiminden oluşan çatısını oluşturuyor. Bu anlamda YPG ve YPJ tüm halkların öz savunma ve ortak geleceği olduğunu gösterdi. Ancak tüm Suriye halklarının geleceği için bir güç oluşumuna ihtiyaç vardı. QSD tam da bu ihtiyaca cevaptır.

QSD ile ilk defa halkların birlikteliğine dayanan Rojava tecrübe ile tüm Suriye halklarının ortak geleceği için umut olmaya başladı. QSD’nin askeri başarılarını siyasal alanda tamamlayacak olan bir çatı oluşumuna ihtiyaç vardı. MDS bu ihtiyaçtan doğarak, tüm Suriye’nin demokratik geleceğini halkları çatısı altında birleştirdi.

Tüm Suriye halklarının çatı oluşumunu oluşturan MSD tüm Suriye halkları adına siyasal alanda çalışmalara başladı. Çok önemli ve dikkat çekici olan hem QSD, hem de MSD çalışmalarına Rojava topraklarından başladı ve Rojava’nın demokratik özerk yönetiminin tecrübelerinden güç aldılar.

Rojava’da gelişen askeri hamleler topluma büyük bir güç, umut ve moral verdi. QSD ve MSD’nin halkların bu umutları üzerine geliştiğini söyleriz. Bu hamlelerden sonra uluslararası güçler

Rojava’ya nasıl bir yaklaşım içinde oldu?

Bu askeri başarılardan sonra Hol ve Tişrin özgürleştirildi, Rakka ve diğer çetelerin elinde kalan yerlerin özgürleşmesi gündeme geldi. Tüm bunlar, QSD ve MSD’nin uluslararası alanda etki sahibi olması ve dikkate değer olduğunu gösterdi. Çünkü bu güç Rojava ve Suriye halklarının öncülüğünü yapabildi. Yer üstünde çok önemli pratik adımlar atabildi. Ve bu toprakları çetelerden temizleyebildi.

QSD ve MSD hiçbir güce dayanmadan sadece Suriye halklarının ortak geleceği ve özgürlüğü için Suriye halklarının oluşumu ile kuruldu.  İkinci yılında demokratik özerk yönetimin ortaya çıkardığı kazanımlar, siyasi ve toplumsal alandaki tecrübeleri ile demokratik bir Suriye’nin geleceği için nasıl bir zemin ortaya çıkardı?

Demokratik özerk yönetimlerimiz tüm Rojava halklarının katılımı ile yine kadın ve gençlik olmak üzere toplumun tüm katmanlarının birleşiminden oluşuyor. Bu başarı demokratik Suriye’nin geleceği için önemli bir tecrübe ve başarıdır. Bu başarıyı Suriye halkları kadar, dünya halkları da görüyor. Bundan dolayı Rojava’ya gelen tüm heyet ve güçler demokratik özerk yönetimimizi ziyaret ediyor, bizi tanımak istiyorlar. Şimdi Suriye’nin demokratik geleceği için Rojava model, örnek olarak gösterilmeye başlanıyor. Biz de demokratik özerk yönetim modelinin olmadığı hiçbir çözüm Suriye halkları için çözüm yöntemi olmayacaktır.

‘ULUSLARARASI ALANDA MUHATAP ALINDIK’

Bu gelişmeler özellikle Kürtler arası başta olmak üzere, uluslararası diplomatik alanda nasıl bir gelişmeye neden oldu?

2. yılında Demokratik Özerk Yönetim altında gelişen bu başarılar, yine QSD ve MSD’nin kuruluş ve başarılarının uluslararası alanda büyük etkilerini olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Avrupa Birliği ve ülkelerinden birçok büyük heyet kantonlarımızı ziyaret etti. Yine yönetimlerimiz adına birçok heyetimiz şimdi Avrupa ve dünyanın birçok yerinde ziyaretler, görüşmeler gerçekleştirerek Suriye’nin geleceğini çözmek için çalışıyorlar.

Birinci yılın sonunda hangi eksik şeyleri tespit ederek toplumun beklentilerine hangi düzeyde cevap verdiniz? Özellikle toplumun demokratik özek yönetimde yer alması ve inşada nasıl bir çalışma yaptınız?  

21 Ocak 2014’te Demokratik Özerk Yönetimi ilan ettik. 2014 yılındaki bu önemli adımı 2015 yılında belediyelerden tutalım; halkın temel ihtiyaçları olan su, elektrik ve yol gibi birçok çalışmayı önümüze hedef olarak koyduk. 

Belediye hizmetleri başta olmak üzere fırın, su, sağlık ve eğitim gibi bir çok büyük adımları attık. Şimdi şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; fırın ve ekmek sorunu hiç kalmamış, sağlık alanında büyük bir gelişme sağladık, elektrik sorununu büyük oranda giderdik. Ve en önemli adımlardan biri olan öz savunma alanında halkın kendi kendisini savunma anlayışını geliştirdik.

Ekonomik imkanlara bağlı olarak tamamlayamadığımız projeleri ise tamamlama çabası içerisindeyiz. Çalışmalarımız asla durmayacak. Rojava halklarımız için çalışma gereklidir. Biz de bu konuda kararlıyız ve gerçekçi projelerle çalışmalarımızı yürütüyoruz.

Bu konuda sivil toplum kuruluşları, komün ve kooperatifler ile halkın doğrudan yönetimde ve üretimde rol sahibi olmasını sağlıyor.

‘SALDIRI VE AMBARGONUN BAŞI TÜRK DEVLETİ’

Bunca başarılı çalışmayı mücadele içinde gerçekleştirdiniz. Rojava üzerinde yoğun bir abluka durumu da söz konusu. Bu ablukalar çalışma ve inşa sürecinizi nasıl etkiliyor?

Yoğun bir mücadele ve çatışmanın olduğu bir yıl içinde bunca başarı sağladık. Ancak yetersiz olduğunu biliyoruz. Çünkü biz 40-50 yıllık Baas rejiminin ihmal ve enkazı olan bir zeminde devrimi gerçekleştirdik.

Geçmişte, 20-30 yılda yapılmayanları, Demokratik Özerk Yönetimi 2 yıl gibi kısa bir süre içinde yaptı. Ancak şunu belirtelim ki, özellikle Rojava ve demokratik özerk yönetimlerimizin başarılı olmaması için başta Türk devleti olmak üzere birçok güç yoğun bir şekilde bize karşı çalıştı. Bu sadece çeteleri destekleyerek değil. En insani ihtiyaçların Rojava’ya gelmemesi için yoğun bir ekonomik ambargo uygulandı.

Bu saldırı ve ambargoyu geliştiren güçlerin başında Türk devleti geliyor. Tüm sınırları kapatarak Rojava’ya tüm ihtiyaçların geçişini engelliyor. Yine Güney Kürdistan’da Sêmalka Sınır Kapısı yoğun bir şekilde engelleniyor, Suriye içinden de DAİŞ ve diğer çete grupları üzerimize sınırları kapatmış bulunuyorlar. Bu ambargoların Rojava’da halkımız üzerinde yoğun bir etkisi vardır. Birçok eşya bu ambargolardan dolayı fiyatının üstünde bir değer ile satılıyor.

Ama Demokratik Özerk Yönetim, halk ile birlikte inanarak, ortak bir mücadele yürüterek sorunları çözmeyi ve inşa çalışmalarını devam ettiriyor.

Eğitim alanındaki önemli bir adım da ana dil eğitimiydi şüphesiz. Diğer halkların eğitim sorununu çözme de dahil, hangi aşamadasınız?

Kürt halkının mücadele tarihinin en önemli taleplerinden birisi Kürt dilinin özgürce kullanmasına yönelikti. Bunun için Kürtler çok bedel ödedi. Demokratik Özerk Yönetimimiz 2. yılında anadil eğitiminin verilmesi için büyük ve tarihi bir adım attı. İlk defa Rojava tarihinde Kürt, Arap, Asuri-Suryani halklarının çocuklarının ana dillerinde eğitim almaları için müfredat oluşturularak eğitime başlandı.

Kürtçe eğitim için demokratik özerk yönetiminin eğitim konseyi bin 600 okulda ana dil eğitimini başlattı. İlk üç sınıf için 200 binin üzerinde çocuk eğitim ana dilinde eğitim almaya başladı.

‘TOPLUMU İNŞA ETMEK İÇİN AKADEMİ VE KOMÜNLER ÖNEMLİ BİR FAKTÖR’

Devrimi yeniden inşa etmenin en önemli ayaklarından olan komün ve akademilerin oluşmasında nasıl adımlar atıldı? 

Yaşamın tüm alanlarında yeniden inşa çalışmalarını yürütmek için başta aydınlanmış bir toplumun gelişmesini esas aldık. Bu amaçla her alanda akademiler oluşturuldu. Bu akademiler bilinçli bir toplumun yaratılmasında çok önemli roller oynamaya başladı.

Toplumun karar ve sahibi olabilmesi ve yönetimde yer alması için en önemli ayaklarından birisi de komünlerdir. Mahallerden en uzaktaki köylere kadar her alanda toplum kendi komünlerini oluşturarak, öz savunma dahil yaşamın her alanında karar sahibi olmaya başladı.  Komünler mahalle meclisleri ile birlikte oluşturdukları öneri ve kararları ile direkt demokratik yönetim kararları içinde yer alıyorlar.

Kürt, Arap, Asuri ve diğer halkların ortak iradesi ile demokratik özerk yönetim oluşuyor. Bu eş güdümü nasıl sağlıyorsunuz?  

Demokratik özerk yönetim halkların ortak iradesi ve eşitliğine, kardeşliğine dayanıyor. Demokratik özerk yönetiminde Kürt, Arap, Asuri, Çeçen ve diğer tüm halklar yer alıyor. Halkların ortak iradesine dayanan demokratik özerk yönetimimiz, tüm dünyaya halkların ortak ve birlikte yaşayabileceğinin resmini göstermiş oldu.

‘GENÇLİK VE KADIN DEVRİMİN EN ÖNEMLİ AKTÖRLERİ’

Kadının özel olarak kazanımları var mı?

Demokratik özerk yönetimin tüm kurum ve yönetiminde şimdi kadın yüzde 45 ve yukarı oranında temsil ediliyor. Kadın kendini örgütleme ve kadın rengindeki katılımını sağlayabildi. Devrimin öncü gücünü kadın yürütüyor. Kadının bu öncülüğü tüm demokratik Suriye için olmak zorundadır. Çünkü bölge sorunlarının temel çatışma kaynağı erkek egemen zihniyetinden kaynağını alıyor. Yeni bir sistemde kadının rengi ve öncülüğü bu zihniyet yapılanmasının kırılmasının önemli bir adımı olur.

‘KUZEY HALKININ DİRENİŞİNİ DESTEKLEMELİYİZ’

Uluslararası alanda Suriye sorunun çözümü için kimi toplantı ve tartışmalar var. Yapılması planlanan Cenevre 3.’ü nasıl değerlendiriyorsunuz; katılmanız neyi değiştirir?

Suriye sorununun çözümü için uluslararası alanda ister açık, isterse gizli gelişen tüm toplantılar olsun, tüm Suriye halklarını temsil etmeyen ve özellikle Rojava halkının katılımını sağlamayan hiçbir çözüm olmaz ve sorunları çözemez.

Suriye halklarının ortak iradesi olan QSD, MSD ve YPG ve demokratik özerk yönetimi gibi güçler Suriye’de çözüm sürecine katılmalı, rol almalıdır. Halkın temsilini yapan bu güçlerin katılmadığı bir çözüm asla sonuç vermez.

Kuzey Kürdistan’da Türk devletinin halka soykırımcı saldırıları sürüyor. Buna ilişkin mesajınız nedir?

Biz demokratik bir Suriye’nin oluşmasını istiyorsak, Kuzey Kürdistan halkının direnişini desteklemeliyiz. Kuzey Kürdistan’da halkımız tüm Kürdistan ve Ortadoğu halkları için bir direniş geliştiriyor. Çünkü demokratik bir Türkiye’nin oluşumu aynı zamanda Kürt halkının da bölge halkının da demokratik ve barış içinde yaşamasını getirecektir.

Demokratik özerk yönetim başta olmak üzere, tüm Kürt güçleri, Suriye güçleri ve ilerici insanlığın Kuzey Kürdistan halkının direnişine destek verme sorumluluğu vardır.  Parlamentoda da HDP desteklenmeli ki, Kürt halkı ve demokratik halkların hakları korunsun.  Kuzey Kürdistan halkının başarısı Rojava’nın başarısıdır, demokratik yeni bir Suriye’nin başarısıdır.

‘ULUSLARARASI GÜÇLER TÜRK DEVLETİNE BASKI UYGULAMALI’

Demokratik özerk yönetimi 3. yılına dair mesajınız nedir?

Kanton ilanımızın 2. yıl dönümünü kutlamaya hazırlanıyoruz. Önümüzdeki yeni yıl için çalışmalarımız devam edecek. Geçen yılda tamamlayamadığımız projelerimizi tamamlamaya çalışacağız. 

Bu amaçla sağlık, ekonomi ve toplumsal alanda olmak üzere temel sorunlarımızı gidermeye çalışacağız. Demokratik Özerk Yönetimimiz bugüne halkımızın desteği ile geldi. Bundan sonra da halkımıza şunu söylüyoruz; demokratik özerk yönetime destek, demokratik özerk bir Rojava ve yeni bir Suriye’dir. Bundan dolayı tüm uluslararası güçleri Türk devletinin Kürt halkı üzerindeki düşmanlık ve imha yönelimlerine karşı baskı ve tavır almaya çağırıyoruz. Suriye üzerinde kirli politika yürüten güçler üzerinde baskı uygulamalı ve demokratik bir Suriye’nin oluşmasına destek vermelidir. Bu sağlanırsa Suriye tüm Ortadoğu’ya örnek teşkil edecektir.