Kürdistan ve Türkiye'de asimilasyon politikaları yıllardır devam ediyor. Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği'nden (MED DER) Mamoste Xıdır Karataş, asimilasyon politikalarını ve Kürtçe diline ilişkin çalışmaları değerlendirdi. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana Kürt halkına karşı her alanda soykırım politikası uygulandığına dikkat çeken Karataş, "AKP-MHP faşist ittifakı Kürdistan'da dil, kültür ve tarihe ilişkin özel politikaları devreye koymuş durumda.

Kürdistan'daki belediyelere kayyum atandığı vakit ilk olarak Kürtçe okulları kapatıp, Kürtçe isimleri değiştirdiler. Enerji politikaları adı altında Kürdistan'ı talan ettiler. 12 bin yıllık tarihi sahip Hasankeyf sular altında kaldı. Yine Sur ve Cizre'de birçok eser yıkıldı. Kürdistan'da yürütülen bu politikaların hepsi dil ile ilişkilidir. Dil yok edildiğinde, tarih de yok edilir" diye konuştu.

KIRMANCKÎ TEHLİKE ALTINDA

Amaçlarının Kürtçe dilini korumak ve ilerletmek olduğunu söyleyen Karataş, Kirmanckî lehçesinin UNESCO tarafından tehlikeli diller arasında görüldüğünü hatırlattı. Asimilasyon politikalarına karşı toplumun kendi diline sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Karataş devamla şunları belirtti: "Dil öğretme konusunda da sıkıntı yaşıyoruz. Sebebi de hem imkanların fazla olmaması hem de devletin dil üzerindeki politikaları ile alakalı. Kürdistan'da dil için yıllardır mücadele veriliyor. Fakat devlet yasaklarla sürekli dilin gelişmesini önlemek istiyor.

Devlet Kürtçenin yerine Türkçeyi etkinleştirmek için bütün aygıtları kullanıyor. Her toplumun kendi dilinde eğitim görme ve dilini ilerletme hakkı var. MED-DER olarak biz de Kürtçe dilini korumak için mücadele ediyoruz. Amacımız Kürtçeyi yaşam dili olarak etkinleştirmek ve yok olma tehlikesinden kurtarmak. Bunun için gece gündüz çalışıyoruz."

ULUSAL BİRLİĞİN KURULMASI ŞART

MED-DER çalışmalarına ilişkin bilgiler veren Karataş, "Bir grup gönüllü bir araya gelerek MED-DER'i açtı. Dil, edebiyat, tarih ve jineoloji üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Kürtçe dil kurslarımız devam ediyor. Kurmanci ve Kirmanckî kurslarımız var, ilerleyen günlerde Sorani kursuna da başlayacağız. Dil insanların ulusunu ve kimliğini belli ediyor. Bu yüzden dil için güçlü bir mücadele yürütülmeli. Biz de Kürtçe lehçelerini geliştirmek istiyoruz. Eğer yeni nesil Kürtçe öğrenirse, asimilasyonu boşa çıkaracaktır. Asimilasyona karşı herkes diline ve kültürüne sahip çıkmalıdır" diye konuştu.

Kürt kimliğinin tanınmasının Kürtçeyi tanımadan geçtiğini ifade eden Karataş konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Kürtçe dili inkar ediliyor ve tanınmıyor. Kürtçenin Türkiye'de resmi dil olması gerekiyor. Bu yüzden Kürt halkının saldırılara karşı birliğini kurması gerekiyor. Kürtler önemli ve kritik bir süreçten geçiyor. Kürtçe bütün Kürtlerin dilidir. Bizim de dilimize sahip çıkmamız gerekiyor.

Kürdistan topraklarındaki tüm diller asimilasyon ile karşı karşıyadır. Kürdistan'da Ermeni, Süryani ve Arap halkı yaşıyor. Onların dili de tehlike altında. MED-DER olarak bütün dillere kapımız açık. O ulusların dilini savunmak için de çalışmalar yürütüyoruz."