'Özyönetim devletin katliamlarına isyandır'
HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk, "Halkımızın özyönetim direnişi ve özerklik talebi devletin yaptığı katliamlara karşı bir isyandır, bir haykırıştır" dedi.
HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk, "Halkımızın özyönetim direnişi ve özerklik talebi devletin yaptığı katliamlara karşı bir isyandır, bir haykırıştır" dedi.
AKP hükümetinin özyönetim ilan edilen alanlara saldırması sonucunda onlarca insanın devlet güçleri tarafından katledilmesine tepki gösteren HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk, "Halkımızın özyönetim direnişi ve özerklik talebi devletin yaptığı katliamlara karşı bir isyandır, bir haykırıştır" dedi.
Kürdistan'da özyönetim ilan edilen ilçelere devlet güçlerinin uyguladığı sıkıyönetim uygulamaları kapsamında onlarca sivil insan katledilirken, on binlerce insan da evlerinden zorla göç ettirildi. Devlet güçlerinin uygulamalarını değerlendiren HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk, "Devlet bu güvenlikçi politikalarla asla bir sonuç elde edemeyeceğini tarihe bakıp görebilirler. Güvenlikçi politikalardan hiçbir çözüm olamaz tek çözüm yolu müzakere ve diyalogdur" dedi.
'KÜRDİSTAN’DA HİÇBİR KURALA UYMUYORLAR’
Türkiye'de hükümet tarafından hiçbir ulusal hukuk normunun tanınmadığını ve buna bağlı olarak Botan halkına karşı vahşet uygulandığını belirten Öztürk, insanların cenazelerine saygı gösterilmediğini ifade ederek "Kürdistan'da görev yapan güvenlik güçleri hiçbir kuralla uymuyor. Fakat başbakan Davutoğlu Botan'da görev yapan güvenlik güçlerinin bütün kurallara uyduğunu söylüyor. Davutoğlu gelsin görsün, bakalım böyle kendinden emin konuşacak mı? Devlet güçleri Kürdistan'da ne yasa ne de anayasa hiçbir kanuna uymuyor. Küçük olsun büyük olsun Kürdü tamamıyla düşman görüyor ve ona göre saldırıyor" diye konuştu.
'SARAYIN AMACI BİR HALKI YOK ETMEKTİR’
Öztürk, cenazelerle ilgili Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni yönetmeliğe dikkat çekerek Kürdistan'da AKP eli ile insanlığın katledildiğini ve insanlığın katledilmemesi için herkesin AKP'nin saldırılarına karşı ses çıkartması gerektiğini söyledi. AKP'nin kendisine muhalif ve hoşnut olmadığı herkesi ve her şeyi susturma ve ortadan kaldırma gayreti içerisinde olduğunu söyleyen Öztürk şunları kaydetti: "Haksızlık ve hukuksuzluklara ses çıkaran herkesi katletme, gözaltına alma ve tutuklama politikalarıyla sindirmeye çalışıyorlar. Bu tür uygulamalar sadece diktatörlük rejimlerinde mevcuttur. Sarayın amacı Kürt halkını yok etmektir. Eğer Türkiye halkları buna karşı çıkmazsa kaybeden bütün halklar olacak."
'EYLEMLERİN TÜM TOPLUMA YAYILMASI GEREKİR’
Yaşanan savaş sürecine dikkat çeken Öztürk, "Bu kaotik ortamda akademisyenlerin gösterdiği tavır ve yayınladıkları bildiri çok önemlidir. İktidarın bütün baskılarına rağmen akademisyenler geri adım atmadı. Fakat sadece akademisyenlerin bu duruşu yetmiyor. Bu tür eylemlerin yaygınlaşması gerekiyor ve tüm topluma yayılması gerekiyor. Ancak böyle katliamların önüne geçebiliriz" dedi.
'AKP'NİN TÜZÜĞÜNDE DE VAR’
Özyönetimin gerekliliğine dikkat çeken Öztürk, yerel yönetimleri güçlendirmenin hükümetin de programında ve tüzüğünde yer aldığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kafasında tek adamlık sisteminin olduğunu ifade eden Öztürk, "Erdoğan diyor ki, 'ya bendensin ya da benim karşımdasın. Karşımdaysan yaşama şansın yoktur' diyor" açıklamasını yaptı.
'HALK BEN KENDİMİ YÖNETMEK İSTİYORUM DİYOR’
Kürt sorunun 100 yıldır devam eden bir sorun olduğuna işaret eden Öztürk, geçmiş yıllarda da devletin katliamlar yaptığını ve bu katliamları müzakere sürecini bitiren Erdoğan’ın sorumlu olduğunu belirtti. Halkın da devletin bu katliamlarına karşı tavrını ortaya koyduğunu söyleyen Öztürk, "Halkımız yaşanan katliamlara karşı ben kendi kendimi yönetmek istiyorum ve kendi ayaklarım üzerinde durabilirim. Merkezden atanan bir kaymakam ya da vali ile yönetilmek istemiyor" ifadelerini kullandı.
'TEK ÇÖZÜM YOLU MÜZAKEREDİR’
Özerkliği tüm Türkiye için istediklerine vurgu yapan Öztürk şunları kaydetti: "Eğer Türkiye gerçekten demokrasi istiyorsa yerel yönetimleri güçlendirmeli. Halkımızın özyönetim direnişi ve özerklik talebi devletin yaptığı katliamlara karşı bir isyandır, bir haykırıştır. Fakat devlet bu haykırışa yine katliamlarla cevap veriyor. Devlet bu güvenlikçi politikalarla asla bir sonuç elde edemeyeceğini tarihe bakıp görebilirler. Güvenlikçi politikalardan hiçbir çözüm olamaz tek çözüm yolu müzakere ve diyalogdur."